Ne kadar orda onu dinlemeye çalıştım bilmiyorum, belki 10 dakika belki 1 saat. Tek bildiğim üzüldüğüydü ama neden üzülüyor, neye üzülüyor bilmiyordum. Sorsam utanacaktı biliyordum, ama bilmem lazımdı. Sabahın çok erken saatlerinde çadırdan bir hışırtı geldi, ufaktan kafamı çadırdan çıkardım ve çalılıklarda birinin olduğunu gördüm, belli olmasada gölge gibi birşey görünüyordu, ufak ufak yanına doğru hareket etmeye başladım. Beni görse ne yapacağımı bile bilmiyordum ama ayaklarım ileri doğru gidiyordu, yanına geldiğimde arkasına dönmesi bir olmuştu, birden çığlık atmaya başladı ve arkasına dönüp ağaca çarparak yere düştü, yere düşünce onun Ali olduğunu anladım "Ne yapıyorsun lan burda sabahın köründe?" dedim. "Kanka ne yapayım çok sıkıştım onu boşver de kafam acıyor lan var mı birşey bir baksana" dedi. "Gel gerizekalı" deyip elinden tutarak onu kaldırdım. Ateşin olduğu yere oturup kafasına baktık "Turp gibisin kardeş" dedim biraz gülüşüp çadırlarımıza geçtik. Biraz uzandıktan sonra uyku tutmadığını fark ettim, kulaklığımı takıp biraz yürüyüş yapmak istedim, çadırımdan çıkarken Sena'da çadırdam çıktığımı duymuş olacak ki yanıma gelip "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Müzik dinleyesim geldi, biraz yürüyeceğim" dedim. "Güzel, bende geliyorum" dedi. Kulaklığın birini ona verdikten sonra Eskitilmiş Yaz - Uyursam Geçer mi? açtım. yaklaşık bir yarım saat yürüdükten sonra kamp alanına geri dönmeye karar verdik. Sena bir ara beni durdurup birşey söyleyecek gibi oldu sonrasında yok birşey deyip geçiştirdi aslında merak etmiştim ama zorlamak istemedim. Geri döndüğümüzde herkes bir telaş içindeydi bizi gördüklerinde bir oh çekip "Neredesiniz abi siz?" dediler. "Az yürüdük ya ne tatava yaptınız" dedi Sena. "Ee kedicik nerde yanınızda götürdünüz değil mi?" dedi Berk. "Yok bizimle değildi de burdadır lan siz görmemişsinizdir" dedim. "Lan mal mıyız biz var da biz mi göremiyoruz ya" dediler. Hep beraber etrafa bakınmaya başladık, herkeste bir telaş vardı. Çalılıkların arasında kediyi ararken ufak bir mırıltı duydum, ilk başta sesin nerden geldiğini anlamamştm ardından tekrar aynı ses geldiğinde sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım, biraz yürüdükten sonra korkmuş bir halde olan minik kedi vardı, kucağıma alıp hafifçe başını okşadım ve daha fazla merak etmemeleri için bizimkilerin yanına gittim. Elimde kedicikle görünce beni hepsi birden bir oh çekmişti. Dün ateş yaktığımız yere oturmuştuk, yanımızda getirdiğimiz yemeklerden biraz atıştırmıştık. Ardından ailelerimizi arayıp iyi olduğumuzu söylemiştik, ve ufak bir yürüyüşe çıkmıştık. Herkesin kafası bulanık gibiydi, herkesin moralini birşey bozuyordu, içten içe iyi değillerdi ama nedenini kimse bilmiyordu.