Tuzak

224 11 17
                                    

Akademinin girişinde Christopher'ı gördüm. Sanırım o da beni bekliyordu.

Yanına yaklaştığımda dudağıma bir öpücük kondurdu. O da Kaslıydı. Üzerinde Polo marka bir tişört, alrında ise armani marka bir pantolon vardı. Sonunda Armani seven biri. Kolunda da Rolex saat vardı. Fena görünmüyordu aslında.

Saçlarını dağınık bırakmış böylece bukleleri salık ve çok doğal duruyordu. Belime kolunu sardı. Sınıfa bu şekilde girdik.

Herkes bize bakıyordu. Yanıma bir kız gelmişti. Bunu tanıyordum. Draco'yu öpen kız.

-Jennie kızım, öğle yemeğini birlikte yemeğe ne dersin dedi.

Herkes pür dikkat kesilmiş bizi dinliyordu. Gözlerimi yuvarladım. Bu sürtük benim şöhretimi kullanmak istiyordu anlaşılan.

-Pardon, sen kimsin?

Dememle suratı düştü ve suratı kıpkırmızı oldu. Ellerini yumruk yaptı ve oflayıp sınıftan ayrıldı. Salağın bu hareketi accayip komikti.
İçimden "What THE FUCK İS GOİNG ON?" Diye soruyordum. Arka sırada Draco'yu fark ettim.

Bana surat yapıyordu. Sanki o kız daha önemliymiş gibi gözlerini devirdi. Bende "BITCH PLEASE" olarak adlandırdığım surat ifademi takındım. Bende aynı şekilde gözlerimi devirdim. Geçenlerde benim için ölüp biten çocuğa bakın. Şimdi yeni birini bulmuş. Ama duygularımla oynamak o kadar basit değil.

Dersin ortasında dracoya not kağıdı attım ve hemen kimden geldiğine bakmak için arkasını döndüğünde ona sexy bakışlar yollayıp, aynı zamanda sol elimi salladım.

Hemen kağıdı okudu. Geleceğinden emindim. Dersler bittikten sonra binanın arkasına kimsenin olmadığı bir alana çağırmıştım onu. Konuşmak istediğimi söylemiştim. Ama bilmiyordu ki sarı çiyanı da oraya çağırmıştım.

Ders sonunda hemen buluşma noktasına gittim. Merdivenlerin en üst katına devasa büyüklükte bir pasta yerleştirdim. Aşağı indim. Sigaramı yaktım ve Draco'yu bekledim. Az sonra olacaklardan sonra tepkisini merak ediyordum.

Derken yanıma yaklaştı.

-Ne yaptığını sanıyorsun sen! Beni kullandın.

Sesi çok sert çıkmıştı. Ama herneyse umrumda değildi.

-Bu yolu sen seçtin sarı civcivim. Beni ilk sen aldattın. Seni gördüm o kızla. BENden daha iyi miydi öpüşmede söylesene?

Sesim en az onunki kadar sert ve öfkeliydi. Sigaramı söndürdüm. Ve baş parmağımı göğsüne dayadım. Onu suçlar gibi savuruyordum.

-Belki benden daha iyi olduğu bir konu vardır ve sende test etmişsindir,dedim öfkeyle.

-Christopher nasıl peki onu kullandığını biliyor mu?

-Önce benim soruma cevap ver! Bir gecede ne değişebilir. Beni seviyordun ve bir anda onu buldun. Aa adı neydi Vanessa evet o sürtük.

-Bu seni ilgilendirmez Jennie.

-Bu seni rahatsız etmiyor mu? Hala beni severken onunla olman.
Devam ettim ve ona çok yakındım artık. Elimi erkekliğine koydum.
-Hala beni arzularken.

Nefes atışlarını hissedebiliyordum. Sanki kendini zor tutuyordu.

-Benimle yaşadıklarını silemezsin ve sende biliyorsun bunu yapamayacağını. Sesim garip şekilde cool çıkmıştı ki. Draco ellerimden tuttu. Hızlıca suratımı tuttu ve öpüştük. Bunu biliyordum. Bakalım Vanessa sürtüğü bunu gördüğünde ne yapacaktı?

Uzun zamandır biriyle bu kadar tutkulu öpüşmemiştim. Vanessanın cırtlak sesini duyduğumda geri çekildim. Koşarak yanımıza geliyordu. Planım yavaşça işliyordu.

-Seni pislik, Draco'ya dokunma o beni seviyor. Seni değil, dedi. Salak işte.

Onu büyü yapma yeteneğimle duvara ittim. Cebimden çıkardığım asayla da, yukarıda asılı duran devasa pastayı üzerine attım. Ne olduğunu idrak edememişti. Bilinci yerine geldiğinde son sözlerimi ekleyip ayrıldım.

-Dikkat et Vanessa. Sevgilin seni çok seviyor biliyorum fakat sen etrafta olmayınca bana koşuyor ve benimle öpüşüyor.

Dracoya öpücük yolladıktan sonra arkama bakmadan koştum.

SEGZİ BÜYÜCÜM DRACO🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin