2. BÖLÜM

74 10 2
                                    

Josh Kramer - Girl İn The Rain

Kuzey çocukluk arkadaşımdı ve şu dünyada en çok sevdiğim insandı. Hep yanımda olmuştu sorgulamadan kimseyi düşünmeden, dışarıdaki onca insanın tek bir lafını bile umursamadan.

Kumral teni, kahverengi gözleri,uzun boyu ve geniş omuzları vardı. O kadar kusursuz bir cildi vardı ki bütün herkesi şaşırtacak derecedeydi.
B

eraber kantine indiğimizde yine o çocuğu görmüştüm. Yanımızdan Zuhal ile hızlı adımlarla giden çocuk neden buradaydı?
Kuzey ile girdiğimiz ortamın sessizliğinin bozulması ile dikkati dağılmıştı. Elinde kapağı olmayan bir kitap vardı. Ne garip... Biz oturduğumuzda ise kalkmıştı kapıya doğru ağır ağır ilerliyordu. Kulaklarında kulaklıkları, kapıdan çıkmadan önce gözlerime birşey söylermiş gibi derin derin baktı. Sanki bir yandan gergin gibiydi.

Kuzey yaklaşık hiç soluk almadan konuşuyordu ama benim tüm odağım onun öylece anlamsız bakışlarında kalmıştı. Neden o şekilde bakmıştı? Bakışları hiç de yabancı gelmiyordu sanki o gözler gözlerimle öncesinde buluşmuşlardı. Yoksa başka bir yerde karşılaşmış mıydım? Diye zihnimi zorluyordum.
Daha fazla düşünmemek için başımı Kuzey'in omzuna yaslamıştım. Elleriyle belimi sarmıştı
Birkaç dakika süren sessizliğin ardından Kuzey;
"Sana bir şey soracağım İzmir?"
Dediği an doğrulmuş gözlerine bakmıştım. Göz bebekleri titriyordu.
"Seni dinliyorum."
Dedim. Kuzey meraklı bir ses tonuyla;
"Biraz önce giden çocuk. Onu tanıyor musun ?"
Sorusuna karşılık ne diyeceğimi bilemiyordum. Kuzey'in böyle bir soru soracağını hiç tahmin etmemiştim. Alt dudağımı ısırarak, sorusunu geçiştirmeye çalıştım.
"Tanımıyorum. Neden sordun ki?"
"O gitmeden önce sana baktı. Tepki vermesem de gördüm. Kalkıp gözüne yumruğu indirmeden önce sana sormak istedim. Ayrıca o çocuk gittikten sonra daldın gittin ne düşünüyorsun bu kadar, problem ne İzmir?"
Ne oluyordu böyle? Ne diye art arda sorular soruyordu? Cevabını bilmediğim soruların sorulmasından hiç hoşlanmazdım. Sakin kalmaya özen gösteriyordum vücudum ecel terleri dökse de.
"Zuhal'i düşünüyorum. Acaba dersinden geçirtir mi gıcık kadın?"
"Boşver güzelim. Önemli bir şey yok değil mi? Yalan söylemiyorsun bana?"
Kaşlarımı çattım. Ne bu kararsızlık?
"İnanmıyor musun bana Kuzey?"
Sert çıkışmıştım. Yoksa daha fazla kurcalayacaktı ve ben daha fazla dayanamayacaktım.
"İnanıyorum güzelim. Özür dilerim. Hadi bize kahve alayım, ister misin?"
Onaylarca başımı salladım ve yalandan da olsa gülümsedim.
Kalkıp gittiğinde derin bi nefes alarak bakışlarımı boş masalara çevirdim.

Bölüm sonlarında yorum ve oy bırakırsanız çok sevinirim.

Karanlıklar SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin