Elizabeth William
2 Aralık 2001'de karlı bir sabaha doğmuştu Elizabeth.
Gür kızıl saçlı, mavi parlak gözlü, Clara ve Theadore'un biricik kızı. Doğduğunda herkese neşe getirmişti. Ne çok fazla akrabası vardı ne çok varlıklı bir eve doğmuştu. Taşıdığı soyadın geçmişi çok başka olsa da.Babası onu kucağına alıp ilk kez göz göze geldiklerinde adamcağız ne yapacağını bilememişti. Artık yaşamak ve yaşatmak için bir amacı vardı. İkincisini pek beceremese de...
Ve annesi, hiçbir zaman onu kucağından bile indirmedi. Gözü üstünde olmak bir yana, aklı da hep ondaydı. Okula uğurladığı ilk zamanlarda epey gözyaşı dökmüştü. Her zaman duygusal bir insan olmuştu gerçi.
Elizabeth her zaman çok girişkendi. Çok arkadaşı olmasına rağmen her zaman içinde bir yerlerde yalnız ve eksik hissederdi ancak.
Hırslı bir kızdı. Bu özelliği babasından gelirdi. Bir o kadar da anlayışlı, annesi gibi.
7 yaşındayken başladığı bale kursunda zamanla yükeldi ve sakatlanıp bir daha yapamaz hale gelene dek milyonlarca insana dans etti. O insanları büyüleri, insanlar onu alkışladı. Ancak ne olursa olsun herkesin sahneden inmesi gereken bir gün geliyordu. Hayat sahnesi mi tiyatro mu ona siz karar verin.
Ve ardından Alex ile tanıştı. Henüz 12 yaşındayken. Hayır çocukluk aşkı gibi bir şey değillerdi. Liz onu hayata bağlamak istemişti. Öyle de yaptı da. Ancak unuttuğu şey insanlar değişmezdi. Alex de değişmedi. Çokça zaman onu yarı yolda bıraktı. Kimi zaman ise hak etmediği şeyler yaşattı, bencilce davrandı. Liz buna rağmen ondan son ana kadar vazgeçmemişti.
Okulla beraber hayatının en eğlenceli yılları geride kaldı. Arkadaşları uzağa taşındı. Kimisi ile konuşmadı. Kendi arkadaş grupları bile başka yerlere dağıldı. Bir tek ikisi kaldı Alex'le bu çöplükte.
Ve son damla düştü, bardak taştı. Son kez Alex ile kavga etti, kapıdan çıktı ve bir daha asla dönmedi.
Ölümü ile herkes yıkıldı, ancak Alex'in de hayatı son buldu. Bir daha asla eskisi gibi hissetmedi. Her gün pişmanlık içinde boğuldu, Ta ki ciğerleri patlayana kadar.
Ve babası Theadore, kendini suçladı ve suçladı her gün ve her saniye. Annesi ise şanslıydı, kızından iki sene önce ölüp bu üzüntüye yaşamamıştı.
Ve bu üzücü son bir başka üzücü başlagıç yarattı,
Tüm dostlukları, başarıları, üzüntüleri ve sevinçleri ile onu herkes çok sevdi. En iyisi hak edip, en kötüsünü yaşayanlardan oldu. Kim bilir daha neler yapacaktı. Belki çok güzel bir ev alıcaktı. Farklı yerleri gezecekti... Harika bir anne olucaktı. Ama ona biçilen ömür 25 yıl oldu.
İnanın bana, bir yerlerde; çok başka bir Evrende oğlu ve belki Alex ile bugün doğum gününü kutladı.
İyi ki doğdun Elizabeth.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex
No Ficción"Hasta bir adamım. Ben kötü bir adamım. Tipsiz bir adamım ben. Sanırım karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz ne hastalığımdan anladığım var ne neremin ağrıdığından " -dostoyevski