media; Grace'in hediyesi
"Özgürüm ve bu yüzden kayıbım."
☂️
Grace New York'un artan gürültüsüyle ve yeteri kadar enerji toplamış vücuduyla yoğun bir gecenin ardından güneşli bir Salı gününe gözlerini açtığında saat öğlene yaklaşmıştı. İki kişilik yatağında doğrulduğunda yerde oyuncağıyla o oynayıp onu bekleyen Nugget'ı görünce gülümseyip komodinde duran telefonuna uzandı.
Biriken bildirimleri görmezden gelip sadece saate baktığında "12.15 am" yazısını görünce oflayıp yatakta herhangi bir yere fırlattı. Ellerini yüzüne kapatıp derin bir nefes aldı. Uykusu yoktu ama vücudunda tuhaf bir yorgunluk vardı. Yatağından kıpırdayıp da en ufak bir şey yapmak istemiyordu. Ama kendine gelebilmesi için yapması gereken bir kahve ve gezdirmesi gereken bir köpeği vardı.
Yatağında oturup öylece pencereden cama bakarken uyandıktan çok değil 3 dakika sonra dün gecenin anıları kafasını doldurmaya başlamıştı. İkinci ve üçüncü evreye dair hiçbir şey hatırlamasa da Luke'un gelip onu bardan aldıktan sonra uzun bir araba yolculuğu yaparak konuştuklarını biliyordu. Son zamanlarda hissettiği şeyleri gözyaşları eşliğinde onunla paylaşmıştı ve şu anda kalbinden bir yük kalktığını hissediyordu.
Arabadan inince başlayıp duşta suyun altında dahi ona şarkı söylemişti. İmkansız görünen bir ilişkiyi aşkları sayesinde ayakta tutmayı başaran bir çifti anlatan şarkıydı. Gerçekten tam da uyanını seçmişti. Ama yağmur misali akan ve gözyaşlarına karışan suyun altında bile farkındaydı böyle bir şeyin asla gerçekleşmeyeceğinin. O ve Luke. İmkansız bir ilişkiydi, aşk var mıydı yok muydu bilmiyordu ama o ve Luke bu kadar kaosun içinde varolamazdı.
Kendince imkansız adını taktığı bir şeylerin hayalini kurarken Luke'un dün geceki sesi yankılandı kulaklarında.
"Ama arkadaşlar bunun için değil midir?
Önceden daha fazlası olsak bile"Hayır, olmazdı. Onlar arkadaştan daha fazlası olmazlardı, olamazlardı. Ama o zaman neden böyle bir şarkı seçmişti ki? Luke'u konu özellikle de müziğe geldiğinde rastgele şeyler yapmayacağını bilecek kadar tanıyordu. Bunun arkasında da gizli anlamlar olduğunu gözü kadar emin olsa da şimdi o kadar derin düşünecek mecal bulamıyordu kendisinde.
O düşüncelerden kaçtığında bu sefer de kafası dün gece yatağında yalnız olmadığı gerçeğine gitti. Luke'un kollarında kimsede olmadığı kadar huzurlu uyuduğu için son zamanlarda ona hiç olan uykusunun bu gece de aynı olmasını istememişti. Onun kendisinin aksine erkenden dersi olduğunu, bu yüzden de birkaç saat önce çıktığını biliyordu çünkü hissetmişti. O yanında ayrıldığı, onu yalnız bıraktığı an midesine tuhaf bir acı saplanmıştı. Çocuk evden ayrıldıktan sonra zor da olsa yeniden uykuya dalabilmişti ama çok rahat uyuduğu söylenemezdi.
Dikkatini düşüncelerinden çekip alan şey yatağına çıkan Nugget olurken köpeğin hareketliliğiyle kalkmasını istediğini fark etti.
- Hadi bakalım Nugget, bugün de beni kaldırıyorsun. Sanki ben senin değil de, sen benim annemmiş gibisin.
Yatağından ayrılıp saten ip askılı geceliğinin üzerine uzun hırkasını geçirdikten sonra banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Omuz hizasını biraz fazla geçmiş olan uzun saçlarını tarayıp mutfağa geçince bu sabah kahve yerine büyük bir bardağa soğuk su doldurup uzun süredir çıkmadığı yangın merdivenlerine çıktı. Nugget oranın kendisi için tehlikeli ve yasak olduğunu bildiğinden salonda kalıp annesinin televizyonda açtığı köpek çizgi filmini izlemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
to die for // hemmings
Fanfiction- senin için tek dileğim bir dileğim var. umarım seni delilik noktasına kadar sevecek olan hayatının aşkını bulursun Luke. kız arkasını dönüp kapı koluna uzandığında çocuk son gücüyle bağırdı. - hayatımın aşkı sensin! 🗽 9 milyonluk bir şehir ve iç...