"Ruhumu seninkine dokunmaktan nasıl geri tutabilirim?"
media: Nick ve Grace
🦋
- Pazartesi akşamı herkes teyzemin restoranında yemek için toplanırken tesadüfe bak ki aynı olan programlarımız bizi oraya farklı yollardan aynı anda getirince onun benden önce girmesi için bekledim. İçeri girince Ashton'la yine onun önünde öpüşüp herkesle sarıldıktan sonra en son onunla sarılırken tam bile sarılamadım çünkü sarılsam bırakamazdım, bu da burnumu sızlattı. Bütün yemek Brooklyn'i dinlerken bakışlarımı ondan alamadım. Herkes gittikten sonra benimle konuşmaya yeltenince de kendimi banyoya atarak ondan kaçtım çünkü sarılırsam bırakmayacağım gibi konuşursam da dünyaya aşkımı haykırana kadar susmayacağımı da biliyordum.
- Salı günü öğlen yemeği için Ashton Luke'tan önce davrandı, onun yerine Ashton'ı seçmiş gibi görünsem de onu da reddettim çünkü bütün günü Brooklyn'le geçirdik. Akşam giderken Luke'un en sevdiği yemekten alıp ona sürpriz yaptım, uzun süre evde baş başa kaldık ama o mutfak masasında ben de kanepede bakışmaktan başka bir şey yapmadık, yapamadık. Diğer gün yeni dövmemi yaptırdım, eve gidince gösteririm. Perşembe akşam yemeği için Long Beach'e gittik, harika sohbetler ederken teyzemin evliliğinden bahsettim ve Ashton'ın annesine benzediğimi öğrendim ama o konuyu devam ettirmediler. Cuma günü yine bütün gün Brooklyn'leydim, akşam kızlarla yemek yedikten sonra Lilian'la sohbet ederken her şeyi itiraf ettim ve Paris'ten beri Luke'un nasıl hissettiğini hiç gerçekten de hesaba katmadığımı fark ettim. Sanırım biraz bencil bir insanım. Yani en azından son bir senede öyle bir insan haline geldim.
Sigarası bitince yenisini yakarken Nick uzun zaman sonra konuştu.
- Son bir seneyi bilmem ama seni tanıdığım 12 yıl boyunca asla en ufak bir bencillik ya da kin görmedim. Bu saatten sonra olsa bile ne kadar fazla olabilir ki?
Grace "bilmiyorum" anlamında alt dudağını kıvırdı.
- İşte tüm bu içimizde besleyip büyüttüğümüz bütün kaos dün gece, manidar bir şekilde benim doğum günümde patlak verdi.
Siniri bozulmuş bir şekilde güldü elinde olmadan. Sadece bir aydır tanışıyorlardı, Grace onlara ne yapmıştı da doğum gününü mahvetmişlerdi.
- Herkes beyaz ve açık renkler giyinirken benim ve konsepte uymayarak Luke'un kırmızı giyindiği doğum günüm on kişinin sekizi müzisyen olduğu için bir karaoke yerindeydi. Lover temalıydı ve mekan/dekor olarak en iyi doğum günümdü. Girişte hemen 22 sayısından oluşan pastamı üfledikten sonra 22 yıllık ömrümde, artık doğum günü dileklerine inanmadığım için söylüyorum, ilk kez birisini, Luke'u diledim.
- Bee'yle konuşurken bir anda Ashton karşımda belirip benim hiçbir niyetim olmadan beni öptü ve izin istemeden bedenime dokundu. Ben kendimi ne kadar zorlasam da Luke bunu fark etti ve kendisi sarılırken onun adına özür diledi. O sırada yemekler geldiğinde kendimi iğrenç hissettiğim için oradan çıkmak için bahane olarak gördüm ve suç ortağım Luke'la beraber almaya çıktık. Baş başa kalınca Luke beni kendisine çekti ve ben hayatımda kendimi o an ona bırakmaktan daha fazla bir şey istediğimi hatırlamıyorum. Daha önce de bir nefes mesafede kalmıştık birçok kez ama ben bu sefer aramızda dağlar olduğunu hissetmedim. Kendimi durdurmam çok zor oldu.
Belki de Notre Dame'daki duasında bu mutluluklar derken yanlış söylemişti çünkü bu hikayede mutlu olan tek şey Brooklyn'in gelmesiydi, o da sonlara doğruydu zaten.
- Yemek yedik, şarkılardan öne çıkanlar da şöyle: Ashton bana bakarak End Game söylerken aşırı rahatsız oldum, kardeşin Calum'a bakarak Gorgeous söyleyecek kadar aşık olmuş, Luke bana bakarak Paris söylerken gülümseyerek gerçekten beraber olsak nasıl olur diye düşündüm, sonra ben çıkıp ona bakarak Cornelia Street söyledim çünkü anlamışsındır ki artık bu bizim şarkımız gibi bir şey oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
to die for // hemmings
Fanfiction- senin için tek dileğim bir dileğim var. umarım seni delilik noktasına kadar sevecek olan hayatının aşkını bulursun Luke. kız arkasını dönüp kapı koluna uzandığında çocuk son gücüyle bağırdı. - hayatımın aşkı sensin! 🗽 9 milyonluk bir şehir ve iç...