"Gün ışığı gibi hissettiren insanların yanından ayrılmayın."
🌅
Grace'in sevdiği şarkıları çaldığı, arada önde oturan Ashton ile sohbet ettiği, Luke ve Isa'nın bir kere tartışıp daha sonra tatlıya bağladıkları iki saatlik uzun bir yolculuğun ardından araba navigasyonun hedef olarak gösterdiği sola girdiğinde uzun çimenli yolun sonundaki büyük evi gördüler.
Birkaç saniye sonra arabayı park edip indiklerinde onları karşılamaya gelen evin sahibi çiftle sarılıp içeri geçtiler. Grace buraya ilk kez geldiği için etrafı inceleyerek giderken Lilian elinde iki büyük ve ağzına kadar dolu piknik sepetini hiç zorlanmadan taşıyarak soldaki son kapıdan çıktı. Kız oranın mutfak olduğunu düşünürken sarışın kadın bir kişinin eksik olduğunu fark etti.
- Calum nerede?
Grace aralarındaki tek yalnızın nerede olduğunu hatırlayınca gülümsedi.
- Randevusu var.
- Ne?
- Ne?
Isabella ve Lilian aynı anda aynı tepkiyi verdiklerinde Grace daha fazla gülümsedi.
- Ciddi misin yoksa dalga mı geçiyorsun?
- Ciddiyim. Geçen Pazar yemeğe çıktığımızdan beri yaptığım baskılar sonucu uzun süredir konuştuğu bir kızla randevuya çıkmaya karar vermiş. Gelmek istiyordu ama kızın tek müsait günü buymuş. O yüzden gelemedi.
Lilian rahat bir nefes verirken Isabella Grace'in hayatlarına girdikten beri yaptığı büyük değişikliklere eklenen yenisiyle hala şaşkındı.
- Randevu, burası yerine tercih ettiği ve benim kızmayacağım sayılı yerlerden. Neyse, hadi gidelim.
Lilian kapıya yönelirken kimse sorgulamadan onu takip etmeye başlamıştı. Michael kız arkadaşının çantasını, fotoğraf makinesini ve suları taşırken aynı anda da evin kapısını kilitlemeye çalışıyordu. Kimse dönüp ona bakmadan arabalara ilerlerken bir yandan da onları durdurmak için bağırdı.
- Luke ve Ashton, siz Grace'in arabasına binin, ben de oraya geleceğim. Nedenini de sormayın!
Birkaç dakika sonra herkes Michael'ın tek isteği olan oturma düzenini gerçekleştirdiğinde Lilian ve Isabella önden yola çıkıp sahile doğru gitmeye başlamışlardı. Grace de Michael Ashton ile beraber arkaya bindiğinde onları takip etmeye başladı.
- Grace bu dediğimden sonra sakin aniden arabayı durdurma çünkü şüphelenirler.
- Ne diyeceksin ki?
- Bu akşam Lillian'a evlenme teklifi edeceğim.
🌅
Yaklaşık 15 dakika süren kısa bir araba yolculuğundan sonra herkes indiğinde Luke ve Ashton piknik sepetlerini alırken kızlar da ikişer ikişer balıkçı sandalyelerini yüklenmişlerdi. Michael da gelmeden taşıdığı yükleri taşımaya devam ederken bir yandan da derin nefesler alarak heyecanını ve gerginliğini üzerinden atmaya çalışıyordu.
Hep beraber yere iki örtü serip atıştırmalık ve içecekleri çıkardıktan sonra sandalyeleri de açtıklarında her şey hazırdı. Güneş yavaş yavaş batmaya hazırlanırken hepsi oturup yemeye başlamışlardı.
Grace harika manzara, hafif yemekler ve eğlenceli sohbetin tadını çıkarırken çaprazında kalan Luke ile göz göze geldi bir an. Anın büyüsüyle ona gülümserken Luke buna şaşırmış olsa da yüzüne vuran ve onun tıpkı yükselişte olan bir tanrıça gibi gösteren akşam güneşinin güzelliği karşısında büyülendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
to die for // hemmings
Fanfiction- senin için tek dileğim bir dileğim var. umarım seni delilik noktasına kadar sevecek olan hayatının aşkını bulursun Luke. kız arkasını dönüp kapı koluna uzandığında çocuk son gücüyle bağırdı. - hayatımın aşkı sensin! 🗽 9 milyonluk bir şehir ve iç...