Ceyda ve Miray hala buraya nasıl geldiklerini ve nasıl gideceklerini bilmiyorlardı.
5 ay içerisinde bir sürü güzel şey olmuştu. Emori hamileydi ve Murphy çok heyecanlıydı.
Herkes Murphy'i ilk defa böyle gördüğüne yemin edebilirdi.
Clarke ve Bellamy ise hala sadece sevgililerdi.
Fakat Ceyda ve Miray onların ömür boyu sadece sevgili olarak kalmalarına izin vermeyeceklerdi.
Bu yüzden şuan herkes Clarke'ın evinde toplanmıştı.
Ceyda kahveleri fincanlara teker teker doldururken Clarke garip bakışlarla onu izliyordu. "Bu ne biçim kahve ya?"
"Türk kahvesi bebeğim, Türk kahvesi." Dedi Ceyda gülerek.
Miray ellerini çırptı. "Hangisi Bellamy'nin?"
"Ne fark edecek ki?" Diye sordu Madi.
"Damadın kahvesine tuz atılır." Dedi Miray heyecanla.
"Ama biz sadece damadın kahvesine atmayacağız." Dedi Ceyda şeytani bir sırıtma ile. "Fincanların hepsi bu yüzden farklı renk."
"Ne yapacağız peki?" Dedi Miray şaşkınlıkla.
"Dizideki her şeyin intikamını alacağız." Dedi Ceyda gülerek.
Eline kırmızı fincanı aldı. "Bu Raven'ın. Clarke'a söylediği kötü laflar ve kendisiyle çeliştiği anlar için ona iki çay kaşığı tuz atıyoruz." Dedi gülerek.
Clarke şokla onları izliyordu. "Bu saçmalık!"
Madi ise gülüyordu. "Bundan zevk almam normal mi?"
"Aşırı normal hayatım." Dedi Miray gülerek.
Ceyda eline sarı fincanı aldı. "Bu Murphy'nin. Bazı hatalar yaptı fakat sonuçta mükemmel birine dönüştü. Bu yüzden ona bir kaşık şeker atıyoruz."
Sarı fincanı da kenara bıraktı. "Bu kahverengi fincan Emori'nin. Hamile olduğu için onun ki sade olacak." Dedi kahverengi fincanı işaret ederek.
Ardından siyah fincanı aldı. "Bu Echo hanımın fincanı. Clarke ve Bellamy'nin sevgili olduğunu öğrenince Clarke'a saldırdığı için 5 kaşık acı biber atıyoruz."
Beyaz fincanı aldı. "Bu Bellamy'nin fincanı. Damat olduğu için ona bir yemek kaşığı tuz atıyoruz."
Sona kalan gösterişli fincana uzandı. "Bu da Octavia'nın. Ona 2 kaşık şeker atıyoruz çünkü favorim." Dedi omuz silkerek.
"Miller ve Jackson'a sadelerden ver. Madi'cim sende seni büyüten kadını dinlemediğin için bir kaşık tuz koyduğum şu altın sarısı fincandan içeceksin. Clarke'cım kendine de sade al." Dedi ve derin bir nefes aldı Ceyda.
Ardından ne ara demlediği belli olmayan çaydan bir bardak doldurdu. "Ben kahve sevmiyorum da."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
