BED - 4.Bölüm '' Okul Gezisi, Sıkıcı İşbirliği ''

2.3K 116 11
                                    

MULTEMEDİA: Resim/ EMİLY OSMENT = Çilem

Video/ Aydilge = Yine Ben Aşık Oldum


Eve gelince öğretmenin verdiği kağıdı çantadan çıkarıp bir repliğini okumaya başladım.

''Ah Romeo!

Neden Romeo'sun sen? İnkar et babanı, adını yadsı.

Yapamazsan yemin et sevdiğine Vazgeçeyim Capulet olmaktan ben.

Benim düşmanım olan adındır yalnızca. Sen sensin, Montague olmasan da.

Montague nedir ki? Ne eli bir erkeğin, ne ayağı, ne kolu, ne yüzü, ne de başka bir parçası.

Başka bir ad bul kendine!''

Her zaman, her lise de olduğu gibi bizim tiyatromuzda Romeo ve Juliet'tin dramıydı. Dünyanın en büyük aşklarından birini canlandıracaktık; ama kaderde Juliet olmakta var onun içtiği zehrin şişeside. Ben replikleri sanki olayları yaşıyormuşçasına duygusalca okumaya çalışıyordum, o anı yaşamak istiyordum. Telefonumun sesiyle kendimi kaptırdığım o sahneden çıkıp kendime geldim. Elimde ki kağıdı yatağın üstüne bırakıp masada ki telefonu aldım. Arayan İzel'di. Telefonu açar açmaz soluk almadan konuşmaya başladı.

''Alo Çilem sana haberim var.'' Dedi heyecanlı bir ses tonuyla.

Görmeyeceğini bile bile gözlerimi devirdim. ''Sana da merhaba, sağ ol ben de iyiyim.''

''Hmm, tamam iyi olmana sevindim. Şimdi haberime geçebilir miyim?''

Söylemek için ısrar edince pes ettim. ''Tamam söyle hadi.''

''Hande hoca birbirimizi yakından tanımak için bütün okul için kamp hazırlamış. Sen de kesin geliyorsun zaten. Çünkü ismimizi yazdırdım. Hadi hazırlan alışverişe. İnkar yok. Almaya geliyorum.''

''Ama ben...'' Derken telefonu suratıma kapattı. Herkesin yaşamının belli bir anında böyle bir arkadaşı mutlaka olmuştur. Bu arkadaş türü zararsızdır, her şeyi sizinle birlikte yapmak ister. Bunun için de her şeye sizden önce karar verir. Bu tarz kişilere darılmayınız, onları seviniz.

Yarım saat sonra zilin çalmasıyla elimdeki kumandayı bırakıp kapıyı açmaya gittim. İzel kolumdan çektiği gibi beni dışarı çıkardı ve kapıyı kapattı. Daha henüz ilk mağazaya girmiştik. Ben şimdiden sıkılmaya başlamıştım bile. Ve etrafta bir sürü mağaza vardı. ''Umarım onlara girmek zorunda kalmam.'' Diye söylendim içimden. İzel eline aldığı kıyafetleri deneyip kabinden dışarı çıktı.

Gözlerimi ayırmadan ona bakıp nefesimi bıkkınlıkla dışarı verdim. ''Kızım bunlar ne? Kampa gidiyoruz, ormana partiye değil. Spor şeyler al biraz.''

''Ama bir sürü kişi olacak kızım. Kızlar süslü süslü gelecekler. Bazıları utanmasa başına sim bile dökecekler yani. Şimdi söyle kendimi onların yanında süssüz mü hissedeyim? Neyse sus söyleme. Hadi sen de git bir şeyler dene.''

İzel'in söylenmelerine göz devirip yanından ayrıldım. Spor reyonuna doğru yürümeye başladım. Bir tane capri, eşofman takımı ve spor ayakkabısı aldım. İzel ise mini elbiseler almıştı. Ve tabi ki de olmazsa olmaz topuklu ayakkabı. Bu kız çok şirin ya ama bu ayakkabılarla nasıl yürüyecek taş içinde minnak kızım benim. Çok merak ediyordum doğrusu. Biraz daha alışveriş merkezinin içinde dolandıktan sonra ayrıldık. Eve vardığımda hava kararmıştı ve akşam olmuştu. Yemek yedikten sonra çantamı düzenleyip kendimi uykumun sıcak kollarına bıraktım.

Ben Ezik Değilim (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin