Chloe yüksek güneşli bir güne uyandı. Annesi içerden bağırıyordu, "Chloe uyan artık okulun son gününe geç kalmak istemezsin.". O an Chloe şaşkın bir şekilde kafasını kaldırdı. En son uyuduğunda yılbaşıydı ve kendi odasındaydı!...
.
.
.
Yatağından kalkıp tepinmeye başladı. "Biliyodum işte biliyodum. İnanmıştım ve oldu!" diye sayıklıyordu. Bi an durdu. 'Şimdi ne olacak?' diye düşündü. Sanırsa bunu zaman belirleyecekti. Önce camdan dışarı baktı. Bill'in bisikletini görmesiyle mutluluğu ikiye katlandı. Yan komşuydular! Sonra hemen bulunduğu kattaki odalardan birine girdi. Yatak odası olduğu bariz olan yerde ailesinin isimlerinin yazılı olduğu birşeyler aradı. Sonra konsolun üstünde bir resim buldu. Bir aile resmiydi. Büyük ihtimalle Chloe'nin küçükken çizdiği varsayılan bir resim. Üstünde anne babasıyla el tutuşmuş küçük bir kız vardı. Resmin yukarısında ise Claire, Chloe ve Elliot yazıyordu. Tam da hayal ettiği isimlerdi bunlar. Hemen aşağıya indi ailesine bir baktı. Gayet normaldi. Annesi mutfakta bileyler hazırlıyordu, babası ise evraklarını toparlıyordu. Günaydın diyenilmekle yetindi çünkü ne yapacağını şaşırdı. Onlarda sıcak bir şekilde günaydın dedi. Annesi, "Yaz tatili için heyecanlımısın bakalım."dedi.
"Hemde çok!" dedi Chloe. Üstünü giyinmek için tekrar yukarı çıktı. Şimdi onun düşüncesine göre kendi yeni bir hayat yarattığına göre kıyafrtleri de onun hayal ettiği gibi olmalıydı ve öyle de oldu. Gökkuşağı renklerinde şeritli bir tişört giyip, üstüne de sarı, şort şeklinde, bir salopet giymişti. Aşşağı inerken gözüne çarpan bir şey ise etrafta kolilerin olmasıydı. Zaten bu hikayenin mantıklı olması için yeni taşınıyor olmaşarı gerekiyordu. Mutfak masasına yöneldi ve annesi yüzünde tatlı bir glümsemeyleçnüne krepleri koydu. Chloe bir kaç tanesini hızlı ama afiyetle yedi. Sonra vedalaşıp hızlıca çıktı. Bir bisiklet falan bekliyordu ama ilgi alanında kaykay olduğu için doğal olarak köşede bir kaykay duruyordu. Hiç tereddüt etmeden eline aldı. Tam sürmeye başlıyacakken aklına dank etti. Okulun yerini bilmiyordu ki! Tabi o sırada Bill bir kurtarıcı melek gibi evlerinin kapısını açtı. Hemen Bill'e yönelip,-Merhaba!
+Mm-merhaba
-Ben Chloe. Yeni taşındık biliyorsundur.
+E-evet görm-müştüm. B-bend-de Bill.
-Biliyorum. Ee yani şey memnun oldum. Okula beraber gidelim mi? Tabi istersen.
+O-olur.
-Hadi o zaman bisikletini al da geç kalmayalım.
+S-sen k-kaykayla m-mı gelic-ceksin?
-Evet merak etme sürmekte iyiyimdir. Zaten aklı olan herhangi biri kaykayı iyi süremediği sürece okula kaykayla gitmez.
+Ç-çok sıc-c.ak kanlı b-birisin.
-Teşekkürler!İkisi de normal bir hızda gidyorlardı. Yanlarındaki bir sokaktan üç bisikletlinin geldiğini gördü. Bi yerinin kırılmayacağını bilse çoktan mutluluktan yere düşmüştü. Tabi bi afallamadı değil. Yanında Eddie, Richie ve Stan'i gören kim afallamaz ki. Biraz yavaşladılar. Zaten okula da yaklaşmışlardı. Richie hemen açtı o koca çenesini,
R: Sen kimsin? Kız arkadaşın mı Bill?
B: K-kapa ç-çeneni R-richie
C: Hayır kız arkadaşı değilim ama birgün neden olmasın!
Bill bi afalladı ve öksürmeye başladı.
C:Şaka yapıyorum ya! Ben Chloe. Yeni taşındık!
R: Bende Richie. Bunlar da Eddie ve Stan.
C:Hmm memnun oldum.Okulun önüne gelmişlerdi artık. Sınıflara doğru yürüyorlardı.
C:Hangi dersleriniz var? Benim İngilizce var. Tanrım son gün ders mi olurmuş!
R: Benim de ingilizce.
C: Ohh tanıdık birisi olması güzel. Hadi derse geç kalmayalım çenesi düşük. Görüşürüz Eddie bear!
dedi ve Richie yi kolundan çekerek yürümeye başladı. Eddie düşündü. 'Bu benim lakabımı nasıl biliyordu?' diye. "Sen bizim sapığımız falan mısın?" diye bağırmakla yetindi. Chloe ise arkadı dönük bir şekilde yürürken orta parmağını havaya kaldırdı.R:Seni sevdim Chloe.
C: İltifat için teşekkürler, hadi şimdi sınıfa.
R: Ufff hiç istemiyorum.
C:Bende yaaa. Ama bir planım var biraz sabretmen lazım.
R:Sen öyle diyorsan...dedi ve sınıfa geçtiler...
.
.
.
Dersin ortalarındaydılar. Chloe el kaldırıp, "Bay Jenkins, acaba tuvalete gidebilir miyim?" dedi kibar bir şekilde. İzin verince kapıya yöneldi ve çıkarken Richie'ye göz kırptı. Tuvalette biraz oyalandıktan sonra tekrar sınıfa yöneldi. "Bay Jenkins, yolda müdürle karşılaştım. Richie'yi çağırmamı söyledi. Sizin için mahsuru yoksa Richie gelebilir mi? Hoca tekrar onaylayınca Richie sınıftan çıktı.+Müdür niye beni çağırdı ki?
-Çok konuşan birine göre fazla aptalsın Richie, hemde çok. Neyse şimdi lütfen bana diğerlerinin hangi sınıfta olduğunu bildiğini söyle.
+Şuan matematikteler. Yani hemen şu sınıf.
-Güzel!Chloe sınıfın kapısını tıktıkladı. Gir komutunu alınca hafif kafasını uzatıp, "Bay Owens, kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama müdür bey Eddie, Bill ve Stan'i çağırıyor". Onay alınca üç arkadaş aptal aptal bakarak dışarı çıktılar. Bişey demelerine fırsat vermeden Chloe koşmaya başladı. Onlar hala durup genç kıza aval aval bakıyorlardı. Chloe durdu ve arkadını döndü, "Davetiye mi bekliyorsunuz, gelsenize!". Böyle hala herşeyden bi haber genç kızın arkasından koşuyorlardı. Arka bahçeye geldiklerinde durdu.
S:Bizi dersten alıp niye buraya getirdiğini anlatabilir misin acaba?
C: Bişey değil. Matematik bir işkencedir bende sizi kurtardım.
E: Sağol ama benim dönmem gerek.
C:(Eddie'yi kolundan tutup kendine çevirdi) Hadi ama oyun bozanlık yapma. Şuan çok sinir bozucu olucak ama eğer kalmazsan sana ömrün boyunca Eddie bear derim.
E: Sen bizim arkadaşımız bile değilsin ki. Daha bugün tanıştık ne bu havalar.
C: Sen bilirsin. Geçmişe baktığında ben hiç okulu ekmedim demek istiyorsan...
R:Evet kız sadece yardımcı oluyordu. Bu kadar kaba olmana gerek yoktu Edds.Eddie biraz duraksadı ama sonra mahçup bir şekilde yanlarındaki banka oturdu....
.
.
.
Herkes kendi galinde takılıyordu. Richie Chloe nin kaykayının üzerine oturmuş, Chloe ise kaykayı zar zor ilerletmeye çalışıyordu. "Tanrı aşkına Rich, nasıl bu kadar ağır olabili-". Cümlesini bitiremeden kendini yerde buldu Chloe. Richie telaşlı bir şekilde bakınırken birden Chloe kahkaha krizlerine girdi. "Sen baya garipsin. Bunu sevdim." dedi Richie. "Bana bir soru soracakmışsın gibi bakıyorsun." dedi Chloe. "Aslında evet bikaç soru soracağım. Birincisi bu kadar havalı biriyken neden bizim gibi eziklerle takılıyorsun?". Chloe bir duraksadı. "Aslında sandıüğın kadar havalı birisi değilim. Sadece nasıl eğlenileceğini biliyorum ve burda havalı olmak teriminin karşılığı zorbalık gibi. Siz daha ilginçsiniz. Havalı diye adlandırdığınız insanlar ise son iki beyin hücresi kalmış maymunlardan ibaret.". Richie sırıttı.
"Sen gay misin?" diye ani bir soru sordu Richie. Bunu duyan Chloe birden it gibi kahkahalar atmaya başladı. Gülmeyi bitirdiğinde ise, "O nerden çıktı şimdi?" dedi Chloe. Richie, "Yani hal ve hareketlerin biraz öyle ve tişörtün..."diyip sustu. "He yani sen gaylerin ne yaptığını biliyorsun o yüzden bunu sordun." diyip tekrar gülmeye başladı Chloe. Richie kapa çeneni demekle yeltendi. Chloe bir süre bekleyip konuşmaya başladı,"Açıkçası bilmiyorum Rich. Asla emin olamadım.". Richie sessiz bir şekilde 'Desene aynı dertlerimiz' dedi. Chloe bunu duymuş olsa bile bişey mi dedin Rich dedi. Sanki bilmiyormuşçasına...Ayh baya uzun oldu. Lanet hikaye okunmuyo bile ama ben yaxıyorum ne güzel hayat neyse olursanız oylamayı unutmayın bayyyy❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Stephen King...[Reddie]
FanfictionSevgili Stephen King... Bazen hayal gücüne hayran kalıyorum. Bi insan nasıl böyle hikayeler oluşturabilir aklım almıyo. Düşünüyorum ki belkide bunlar sadece hayal gücünün bir ürünü değil... Belkide O aslında gerçek...