1.5

67 5 4
                                    

Saat 4 gibi Otobüsten inip festival alanına giriş yapmışlardı. Konserler daha başlamamıştı ama ortamda hafif bir müzik vardı. Sol yanlarında yiyecek içecek ve hediyelik dükkanları vardı. Az ileride ise konserlerden önce oturmak için minder ve küçük sehpa grupları vardı.

C: Aç mısınız? Ben dünden beri birşey yemedim. Canım sosisli çekti. Yanınada biraz patates alırız.

R: Bir güzel doyalım o zaman ne bekliyoruz!

Yiyeceklerini alıp bi alana çöktüler. Kıtlıktan çıkmış gibi tıkındılar. Richie ile Chloe'nin birbirlerinin suratına ketçap sürmesi gibi eğlenceli şeyler yapıp, gülüyorlardı. Yemekleri bitti ama sohbetleri bitmedi. Biraz ötelerinde duran bir hediye dükkanı ilgilerini çekti ve hemen oraya gittiler. Richie Chloe'nin söylediklerini aklına getirdi. Onunla flörtlerimle için bir hediye alabilirdi. Çok tatlı küçük bir ayı şeklinde bir anahtarlık bulmuştu. Elinde kırmızı bir gitar tutuyordu. Bunun çok uygun bir hediye olduğunu düşündü. Bir anahtarlığa göre yüklü bir fiyat ödese de onun için değerdi. Eddie başka eşyalara hayranlıkla bakarken, Richie al al olmuş vücuduyla ona yaklaşıp omzuna hafifçe dokundu.

R:Ş-şey ben bunu seveceğini düşündüm.

E: Aman tanrım! Bu çok tatlı. Çok düşüncelisin. Teşekkür ederim, ne diyeceğimi bilmiyorum.

R: Sarılabilirsin?

E: E-e ha-

C: Çocuklar hadi konser başlamak üzere!

Böylece konser alanına doğru yöneldiler...
.

.

.

Popüler grupların kendisi olmasa da şarkılarını çok iyi yorumlayan gruplar vardı. Herkes haykırarak şarkıları söylüyordu. Sıradaki şarkı "I was made for loving you" idi. Chloe'nin en sevdiklerinden biri. Ritimde hafif hafif zıplıyorlardı.Şarkıyla takılırken Max'in arkasında kocaman bir silüet belirdi. Max arkasını döndüğünde abisi ile burun buruna gelmesi bir oldu. Abisi kolundan çektiği gbi tuvalet kulübelerinin yanına sürükledi Max'i. Chloe ne olduğunu merak ettiği için gizlice yanlarına gitmeye karar verdi. "Siz keyfinize bakın ben geliyorum çocuklar." diyip ordan uzaklaştı...
.

.

.

   Richie ve Eddie birbirlerine gülerek minik danslar ediyorlardı. Eddie şarkıda aşırı enerjik bir şekilde zıplarken Rich ise sadece ona bakıyordu. "ŞUAN O KADAR MUTLUYUM Kİ KİM NE İSRERSE YAPABİLİRİM!" diye haykırdı Eds. Richie artık yapmadı gereken şeyi yaptı. "Peki beni öp desem yapar mısın?" diye sordu Rich utanarak. Eddie bi anda zıplamayı bıraktı. Richie'nin suratına baktı aval aval.

"Herkes ölücek ve kimse seni hatırlamayacak o yüzden siktir et".

Eddie ellerini Richie'nin omuzlarına koydu ve kendini yukarı çekerek onun dudağına yapıştı.

Zaman durdu. Hiçbirşeyin önemi yoktu. Sadece onlar.

Richie elini Eddie'nin beline doladı. Ona sıkıca sarıldı hal öpüşürlerken. Sanki hiç bırakmayacakmışcasına...

.

.

.

M: Ne istiyorsun?!

Billy: Sana onlarla takılmaman gerektiğini söylemiştim.

M: Onlarla alıp veremediğin ne?!?!

B: Tiplerini görmüyor musun? Ellerinde "İBNEYİM" diye pankart tutsalar daha az belli olurdu. Onlardan birine dönüşmenden korkmuştum ve korktuğum da başıma geldi. Günlüğünde yazan her şeyi gördüm!

M: Dönüşmek diye bişey yok ben böyle doğdum!

B: Bu daha kötü ya! Sen anormalsin, pissin, hastasın! "Kız arkadaşın" da öyle! Hepiniz öylesiniz!! Bi daha onların yanında durma belki iyileşirsin! Sana kendin gelmen için bir şans veriyorum iyi kullan!

Evet. Chloe az önce bu konuşmanın tamamına şahit olmuştu. Max duvara yaslanıp yere çökerken Chloe saklandığı yerden yanına koştu . Max yerde oturmuş titriyordu. 'Ben hastayım, ben hastayım...' diye sayıklıyordu. "Hayır Max sen hasta değilsin, bende değilim. Sana bunu kanıtlayacağım" dedi. Max'in durmak bilmeyen kollarını sımsıkı tutup ani bir hamleyle dudağına yapıştı. Max birkaç saniye sonra kurtulmak için çırpınırken Chloe'ye güzel bir kafa atıp yaralı kaşını üçüncü kez açtı. Kaşındaki kan gözünün içine doğru süzülürken, yerde oturmuş Max'in ona sinirli bir bakışla "HASTASIN!" diye bağırıp ordan uzaklaşmasını izledi. Dönen başıyla sersemleyerek ayağa kalktı. Çaprazlaya çaprazlaya yürüyerek çıkış kapısına ulaştı. Karşısında gördüğü ilk duvara yaslanıp yere çöktü. Yanında açık olmasına rağmen tamamı dolu olan bir votka şişesi vardı. Büyük ihtimalle içine uyuşturucu atmışlardı ama ne önemi vardı...

.

.

.

Richie ve Eddie artık konserin sonlarına doğru uzun zamandır yanlarında olmayan arkadaşlarını fark ettiler. El ele tutuşarak çıkış kapısına yöneldiler. Orda olmalarını umut ediyorlardı. Ama çıktıklarında gördükleri tek şey yerde tamamı bitmiş bir votka şişesiyle, suratı kanla kaplı, baygın Chloe'den başka birşey görmediler. Bilinci yerine gelsin diye hafif hafif suratını tokatlasalarda, hiçbirşey olmayına bir otobüs durdurup en yakındaki hastaneye sürmesini istediler. Zar zor kollarından kaldırıp otobüste yere yatırdılar. Şanslarına yakında bir hastane vardı ve kolayca oraya varabilirlerdi. Richie gözünde yaşlarla, yerde oturmuş, Chloe nin başı dizlerinin üstündeyken saçlarını okşuyordu. "Hayır olamaz. bu olamaz..." diye hıçkırıyordu. Otobüs hastanenin önünde durdu o sırada. Richie ve Eddie genç kızın baygın bedenini zar zor hemşirelerin getirdiği sedye'ye koymuşlardı. Ne olduğu sorunca "Bilmiyoruz, bulduğumuzda elinde bitik bir votka şişesi vardı." diyebildiler. Olayı anlayınca direkt mide yıkama ünitesine götürdüler. Richie ve Eddie içeri giremiyordu maalesef. Richie nin tek yapabileceği şey yere çöküp ağlamaktı...


Evet uzun zaman sonra yeni bölüm öyle işte yani

Dear Stephen King...[Reddie]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin