-12-

308 17 4
                                    

"Bunu giymem"dedim omuzlarımı dikleştirerek.

"Neden."Cevap verirken bana bakmamış dolabı karıştırıyordu hala beyefendi.

"Bacaklarım çirkin."dedim biraz daha yüksek sesle.

Bu cevabı beklemiyormuş gibi bana döndü ve baştan aşşağı beni süzdü.Üzerimde ki tişört de kot pantolon da fazlaca kirlenmişti.

"Öyle görünmüyor ama.Hem rahat olabilirsin sana göz ucuyla bile bakmam ben."dedi ve tam önüne dönecekken söylediğim şey yüzünden yerine çakılı kaldı.

"Yoksa gay misin?"

Tam ağzını açmış bana birşey söyleyecekken aşağıdan gelen kırılma sesiyle ikimizde gözlerimizi açarak birbirimize baktık.Camın kırılma sesi kulaklarımın uğuldamasını sağlarken şaşkınlığımdan sıyrılmamı odanın çıkışına doğru yürüyen bedene borçluydum.

"Ne yapıyorsun?Ya katilse ya da hırsız?"aceleyle konuştuğum için sesim titremişti.

"Ya hırsızsa mı? Şaka mısın sen kızım?"alayla kıvrılmış dudaklarıyla arkasını döndü ve dışarıya çıktı.

Azra gerçekten aptalsın.Ya hırsızsaymış!

Kendime sövmeyi bırakıp Koray'ın peşine takıldım.

"Polisi arasan diyorum."arkasından ilerlerken fısıltıyla sormuştum.

Bana bakmadan"Uykusuzluk kafa mı yaptı sende yoksa haplarını saatinde mi almadın?"diyerek merdivenlerden aşşağı inmeye başladı.

Haplar senin bir tarafına monte edilir de gülmekten almayı unuturum artık bundan sonra!

Gerçekten kendimde değildim.Polisi çağırmak nedir ya?Sen değil misin onlardan kurtulmak için bu takıntılı adam ile bir adet 'yoklu' anlaşma yapan.

Aramızda dört basamak vardı ve uzaklığı hızlı bir şekilde kapatarak arkasına geçtim.Telefonun ışığı ile önünü görmeye çalışırken bir takırtı duyuldu kocaman holde ve ellerim istemsiz olarak Koray'ın sırtına gitti.

Dokunuşum ile irkilen Koray bana tek kaşını kaldırarak baktı ama birşey demeden önüne döndü.Ben de bu sırada ellerimi gevşettim.Sakin ol Azra sakin diyerek kendimi teskin ettim.

Koray mutfak ve dış kapının arasında olan küçük ambara doğru ilerlerken yandan Hafize ninenin unuttuğunu düşündüğüm vileda sopasını alarak yürümeye devam etti.Tabii bende arkasından parmak uçlarımda ilerliyordum.

Etraf Koray'ın telefonunun aydınlattığı kısımlar dışında zifiri karanlıktı.

Koray yavaşça ambarın kapısını aralayıp telefonu oraya doğru çevirmesiyle gördüğüm şey karşısında gülmeye başladım.Koray ise kapının yanına sopayı bırakıp gülümsedi.

Küçük kahverengi kedi gözlerini bize dikmiş masumca bakıyordu.Koray onu kucağına alıp bana doğru baktı.

Ama ondan sonra olanlar oldu.Gülerken karanlıkta farketmediğim birşeye takılarak Koray'ın üzerine doğru dengemi kaybedip düştüm.

---

"Lanet olsun!."diye inledim.

Bu tepki az bile kalmıştı çünkü küçücük ambarın içine Koray ve şimdi benim kucağımda olan kedi ile birlikte düşmüştük.Pardon birşeyi söylemeyi unuttum.Kedinin benim kucağımda olduğu gibi ben de Koray'ın kucağındaydım!

Yüzüm Koray'a dönüktü ama ona bakmıyordum baķışlarımı arkasına ve bacağım onun her iki tarafından yaslandığı duvara bükülmüş olarak değiyordu.

Yüksek Doz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin