Medya'da Pelin,
Black Veil Brides-In the end(cover)
"Ne kadar çok çabalarsan unutmak için, o kadar derine kazınır geçmişin..."
Önümdeki saçma sorularla dolu olan sınav kağıdıma bakarken takıldığım tek şey hiçbirinin cevabını bilmiyor olmamdı. Sonucu belli olan bir sınava girmekte büyük saçmalıktı zaten. Ama torpilli gözükmemek için sınavlara girme zorunluluğum vardı. Yoksa yıl sonu ortalamamın nasıl 96,98 olduğu konuşulur ve yine kardeşimin diline düşerdim.
Kağıt dolu gözüksün diye adımı büyük harflerle yazdım ve x- y'nin egemenlik kurduğu sorularda göz gezdirdim. Aslında bir iki soru çözebilirdim ama gerçekten çok üşeniyordum. En iyisi öndeki Kıvırcık'a sormak diyerek, kalemi sırtına batırdım.
"Ne var!" diye dönmesiyle sınav kağıdımı işaret ettim. Tam cevapları söylemek için ağzını açmıştı ki başımızdaki Medusa tipli gölgeyle susması bir oldu.
Medusa parmağıyla ayağa kalk işareti yaparken sırama biraz daha yayıldım. :
"Disipline gitmek istemiyorsan ayağa kalk." diye bağırdı.
Çekici olduğundan emin olduğum gülümsememle sınıftakilere gülümsedim. Kızlardan hayranlık dolu iç çekişler yükselirken sırıttım. Sıranın gözünden ceketimi alıp ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı çarpıp çıkmadan önce Medusa tipli kadına bir kez daha baktım ve klasik lafımı söyledim. "Okuldan atıldın, müdürle konuşursunuz."
Kantinden aldığım kahvemle bahçeye çıktım. Sonbaharın etkisindeki ağaçlar yapraklarını dökmüş, benim köşemi daha da huzurlu hâle getirmişti. Kardeşimin dersi bitene kadar burada takılabilirdim. Ya da ben öyle zannediyordum.
"Müdür seni çağırıyor." Nöbetçi öğrenciyi takmıştı yine arkama.
"Gelemeyeceğimi iletirsin. Uyumakla meşgul olacağım." dedim ve banka uzandım.
"Yaptıklarınızı ailenize iletecekmiş." dediğinde söylenerek uzandığım banktan kalktım.
"Tamam sen git başımdan." dediğimde çocuk ( ki 9.sınıf olduğundan adım kadar eminim) arkasına bile bakmadan koşmaya başladı.
Elimdeki kahveden bir iki yudum aldım, yürürken çöpe basket attım. Merdivenleri yavaşça çıktım. Okul müdürü Hakan Aydan yazılı tabelanın bulunduğu kapıyı çalmadan girdim.
" Gece geç otur karşıma."dedi saygıdeğer okul müdürü amcam.
Karşısındaki deri koltuğa oturdum ve ayaklarımı orta sehbaya uzattım.
"Nasılsın amcacığım?"dedim bu yolun işe yarayacağını umarak.
"Sayende çok sinirliyim Gece!"diye kükredi.
"Ama yine de yaparsın yeğenine bir kıyak demi?"
Elindeki kalemin kapağını kapatıp masaya bıraktı ve ciddi bir konuşma yapacağını belirtecek şekilde koltuğunda dikleşti.
"Gece sana bu okulda ayrıcalıklı davrandığımın, yaptıklarını görmezden geldiğimin farkındasındır. Ama bu her hafta bir öğretmeni okuldan attırabileceğin anlamına gelmiyor. Bu son olayın olsun. Yoksa bundan sonrakilerde seni direk babana teslim ederim. Haberin olsun." Konuşmasını sonlandırınca ayağa kalktım. "Amca çok sağol. Süpersin. Gerçekten bir daha bir sorun çıkarmayacağım..."
"Dedi her seferinde aynı şeyleri tekrarlayan çocuk." Sırıtarak asker selamı verdim ve odasından çıktım. Amcamın bana asla kıyamayacağını biliyordum.
Dersin bitmesine çok az kalmıştı. Kardeşimin sınıfına yürüdüm ve kapıyı bile çalmadan sınıfa girdim. Hocanın " Gece dersi bölüyorsun." demesine aldırmadan orta sıranın en arkasında oturan Pelin'i kolundan tutup sınıftan çıkardım.
"Ağabey yemin ederim isteyerek yakmadım tişörtünü."
"Ne tişörtü?"dedim kolundan tutup sürüklerken.
"Haa sen tişörtü bilmiyorsun daha. Bende sen böyle kolumdan tutup sürükleyince öğrendin sanmıştım. Neyse boşver tişörtü. Neden beni dersten çıkartmak gibi bir iyilik yaptın onu söyle?"
"Hangi tişörtümü yaktığını, nasıl yaptığını umursamıyorum. Ama bunu öğrenmem iyi oldu. Artık sana karşı bir kozum var. Eğer dediklerimi harfiyen yapmazsan bütün dolabını ateşe veririm."
Ağlamaklı ve korku dolu bir sesle"Yapamazsın!"diye bağırdı.
"Yapabileceğimi biliyorsun hatta yapmaya gidiyorum. " göz kırpıp ellerim cebimde arabama doğru yürümeye başladım.
"Abii dur! Tamam ne istersen yapıcam yeter ki kıyafetlerime dokunma."
"Arabaya bin."
Ceketimi arka koltuğa atıp yanımda gergince oturan kardeşime aldırış etmeden arabayı çalıştırdım.
Aydan Koleji'nden uzaklaştıktan sonra arabayı yol kenarına çektim.
"Artık ne yapacağımı söylesen de kurtulsam."dedi mızmız kardeşim.
"Bu gece yarış var ve bil bakalım kim benimle yarışa gelmeyi kabul etti." dedim keyifle.
"Hangi kız kabul ettiyse aptal olmalı veya çıldırmış."dedi alay edercesine sırıtırken.
Haince sırıttım. "Aptal olduğun konusunda hemfikiriz."
"Eee kimmiş bu şanssız kız?"
"Sen."
![](https://img.wattpad.com/cover/30845256-288-k502550.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN GECE-2015yaz-
Genç Kurgu"Bir insan bir gecede bütün ömrünü yitirebilir mi?" Ben bir gecede kayboldum. Bir gecede kaybettim canımı, kanımı, nefesimi. O bir gece sonsuz bir gece gibi serildi ömrüme. Hayatımın gecesinde hayatımı kaybettim. Kaybettiğim hayatım için, intikama s...