Bölüm 13 • "Akşam"

991 72 21
                                    

İyi okumalar⚔️

Hava aydınlanmaya başlamıştı. Güneşin ilk ışıkları balkonuna düşerken üzerine aldığı ince hırkaya iyice sarıldı.

Birazdan canlanmaya başlardı sokak. Üst katındaki komşusu işe gitmek için çıkardı apartmandan. Ondan sonra da tek tek dökülürdü mahalle.

Yarım saate kalmaz karşı apartmanın kapısı da açılır, Emir çıkardı dışarı sabah koşusu için. Bir kez olsun aksattığını görmemişti. Her sabah, bu saatlerde çıkar; bir saat sonunda elinde ekmekle dönerdi eve.

Bu bile ne kadar yorucu gelmişti birden gözüne.

Dün gece Emir'den mesaj aldıktan sonra tek damla uyku girmemişti gözüne. Uyumak için bir sürü yol denemiş ama bir türlü uyuyamamıştı.

Kalkıp bu saate kadar temizlik yapmıştı. Mutfak dolaplarını indirip her şeyin yerini, salondaki eşyaların konumlarını değiştirmişti. En sonunda yorgunlukla elindeki kahvesiyle balkona geldiğinde gün aymaya başlamıştı.  Öylece kaçıncı kupasını içtiğini bilmeden oturmuştu balkonda saatlerce.

Cevap da vermemişti Emir'e. Mesajını görmüş, ekranda öyle durmuştu dakikalarca. Onunla birlikte Emir de beklemişti ekranda. Umay bir kez olsun yazıyor görünmeden çıkmıştı konuşmadan. Onun üstüne kapatmıştı telefonunu, dönmüştü uykuya.

06:00'aya kurduğu alarmı çaldığında tek seferde uyanmıştı. Yatağından hızla kalktı. Üzerini değiştirip eşofman takımını giydi.

Evden çıktığında on beş dakika geçmişti. Kırk beş dakikalık bir koşu için hazırdı.

Bahçe kapısını açıp çıktığında karşı apartmanın kapısının açılmasıyla duraksadı. Görüş alanına giren yüzle ne yapacağını şaşırmıştı.

Umay, üzerindeki askılı bol tişörtü çekiştirirken Emir'in yanına doğru ilerledi. ''Eşlik etmemi ister misin?'' diye sordu kendisine dalgınlıkla bakan adama. Başıyla onayladı Emir. Birlikte kendi sokaklarının yukarısında kalan sokağa doğru yürümeye başladıklarında ikisi de sessizdi.

Arka sokaktaki koşu parkuruna geldiklerinde Emir duraksadı. Umay da Emir ile yavaşlattı adımlarını. Hiçbir şey söylemeden koşmaya başladılar. Emir normal temposundan daha yavaş koşsa da yaptığı en iyi koşulardan birindeydi şu anda. Umay'ın belirlediği tempoda gidiyorlardı. Belki de koştuklarının iki katı kadar koşacaktı Emir şu anda.

Umay da Emir'in kendisine uyduğunun farkındaydı. O yüzden daha da hızlanmaya çalıştı. Ama bu hız da hemen yormuştu onu. Nefesinin düzensizleşip hızlandığının farkındaydı. Üçüncü turu döndüklerinde duraksadı, ellerini dizlerine yerleştirip derin derin nefes almaya başladı.

''Sen..'' dedi eliyle ileriyi göstererek. ''Devam et.''

Emir gülümseyerek koşusuna devam etti. Kendi temposunu bulduğunda parkuru tamamlama hızı da artmıştı. Kolundaki saatten koştuğu kilometreyi kontrol ederken saatin de yediye yaklaştığını görmüştü. Bir saate karargahta olması lazımdı. Son turunu bitirip Umay'ın oturduğu bankın önünde durdu.

''Bir saate karargahta olmam lazım.'' dedi. Yere çömelmiş, alttan yukarı doğru bakıyordu kızın gözlerine.

''Gidelim.'' Umay başka bir şey demeden doğrulduğunda Emir de peşine takılmış, geldikleri sokağı geri dönmüşlerdi. İkili apartmanlarının tam ortasında durduklarında Umay derin bir nefes aldı konuşmadan önce.

''Akşam bende ye.''

Emir şaşkınlıkla bakakaldı. ''Ne?'' diyebilmişti sadece.

''Konuşmak istiyorsun ya, konuşuruz.''

Dağ-ı LeylHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin