Jaehyun usul hareketlerle büyük, duvarlarında renkli çiçeklerin ve sarmaşıkların asılı olduğu okula adımladı. Burası Özel Yonsei lisesiydi ve Jaehyun buraya abisinin zoruyla gönderilmişti çünkü abisi Kun, Jaehyun'un kendisinin aksine güzel bir eğitim almasını ve güzel bir üniversiteye gitmesini istiyordu.
''Tanrım burası çok pahalı olmalı...'' diye geçirdi içinden. Abisinin bu parayı nereden bulduğunu bilmiyordu. Sormasına izin bile verilmemişti. Jaehyun bir sabah uyandığında artık bu okulda okuyacağını öğrenmişti...
''Selam.''
Bakışlarını okuldan çekerek kendisine selam veren kısa boylu, sevimli çocuğa çevirdi.
''Ben Ten.''
Ten olduğunu öğrendiği kişi sıcak gülümsemesini sunarken elini uzatmıştı.
Jaehyun birkaç saniye duraklasa da elini uzatarak gülümsedi zorakice.
''Şey Jaehyun...''
''Biliyorum, aynı sınıftayız. Ben okul konseyi başkanıyım bu yüzden her şeyden haberim olur.''
''Ah, öyle mi?''
Jaehyun bu heyecanlı genci sevmişti şimdiden, en azından dost canlısı duruyordu öyle değil mi?
''Hadi gel sana sınıfı göstereyim.''
Ten heyecanlı adımlarla okula girerken Jaehyun'da onu takip ediyordu. Yeni sınıfına girerken heyecanlıydı acaba nasıl arkadaşları olacaktı?
''Millet merhaba deyin, bu Jaehyun yeni sınıf arkadaşımız.''
Ten sesli bir şekilde sınıfa girdiğinde Jaehyun'un kulakları şimdiden kızarmıştı bile. Bir anda odak noktası olmak onu utandırmıştı.
''Selam.'' dedi uzun boylu bir genç Jaehyun'a elini uzatırken, ''Ben Johnny ama sen John diyebilirsin.''
Jaehyun sert bakışlı bu gencin elini sıktı usulca.
''Selam ben Doyoung.'' Uzun boylu genç samimice sırıtırken, arkadan omzuna atılan elle bakışlarını arkadaşına çevirdi. ''Selam ben de Mark.''
Jaehyun usulca kafasını eğdi gülümserken, düşündüğü kadar kötü değildi... şimdiden sıcak karşılanmıştı.
''Selam yeni çocuk ben de Yeri.''
Güzel kız Jaehyun'a elini uzatırken bakışları parıldıyordu. Jaehyun elini Yeri'ye uzattı usulca, ondan aldığı elektrik fazlasıyla gericiydi.
''Evet tanıştığımıza göre şimdi sana sıra bulma vakti.''
Ten kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi ve düşünür bir tarzda sınıfta dolaştırdı bakışlarını.
''Taeyong'un yanı boş.''
Jaehyun Ten'in işaret ettiği yöne çevirdi bakışlarını.
Sarı saçlı genç odak noktası haline geldiğinde delici bakışları Jaehyun'u buldu. Sarı alnına dökülen saçları ve gözünün altındaki parlak makyaj detayı ile göz alıcı gözüküyordu fakat bir o kadarda korkutucu? Jaehyun istemsizce ürperdiğini hissetti.
Sarı saçlı oğlan tek kaşını kaldırdı dudaklarını kıvırırken, ''Ups! Ne yapsak ki burası dolu.'' Pembe deri sırt çantasını boş sandalyeye bırakarak yapmacık bir gülüş verdi. ''Çantamın da bir sıraya ihtiyacı var.''
''Tanrım...'' Ten kısık sesiyle mırıldanırken, Jaehyun'un kaşları havalandı şaşkınlıkla. Bakışları hâlâ güzel gencin delici, koyu gözlerindeydi. Adeta o gözlerde kaybolmuş, oraya hapsolmuş gibiydi fakat bu gözler derin, dipsiz bir kuyudan başka bir şey değildi...
⸻ ♡ ⸻ sarki dinlerken aklima yeni bir seyler geldi, o yuzden giris tarzi bir sey atmak istedim tam olarak 1. bolum degil fakat fic buradan devam edecek neyse optum bb <33
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
