''Sen yaptın değil mi?''
Yeri öfkeli bir ifadeyle Taeyong'un sırasının önünde durdurdu adımlarını.
''Sen yaptın.''
Sesi öfkeden titrerken çenesini sıktı istemsizce.
Taeyong sakin bakışlarını öfkeli kıza çevirdi.
''Ne yapmışım?''
Yeri alaycı bir gülüş verdi önce.
''Sakın masum ayaklarına yatma.''
Hızla telefonunu Taeyong'a çevirmiş ve Taeyong'un ekranda yazılı şeyleri okumasını beklemişti bir süre.
Yeri'nin iki gün önce restaurantta konuştuğu adamla olan videosuydu ve okul sitesinin baş köşesindeydi.
''Ben yapmadım.''
Taeyong sakin bir sesle söylendiğinde Yeri daha da öfkelendi.
''Yalancı, yalancı bir pisliksin.''
Taeyong şimdi öfkelenmişti işte, oturduğu yerden kalktı öfkeyle.
''Kes sesini.''
O sırada Jaehyun girmişti sınıfa, kaşlarını çatarak ikilinin yanına adımladı.
''Bir sorun mu var?''
Bakışları Yeri'nin telefonuna kaydı, hızlıca telefonu almış ekranda ki habere bakmıştı.
''Bunu kim paylaşmış?''
Yeri göz devirdi öfkeyle.
''Kim olabilir ki?''
Jaehyun'un bakışları Taeyong'a kaydı, o mu yapmıştı?
''Ne oluyor yine?''
Johnny meraklı bir ifadeyle yanlarına adımlarken Jaehyun'un elindeki telefonu aldı hızlıca.
''Bunu sen mi paylaştın?''
Bakışları Taeyong'a kaydı.
''Bu kadar ileri gidemezsin?''
''Evet.'' demişti Taeyong burnunu kaldırırken, ''Ben paylaştım ne olmuş? O da sınırlarını bilmeliydi.''
Yeri öfkeden dolan gözlerini kırpıştırdı.
''Saçmalıyorsun, sana ne yapmış olabilirim ki? Şu iğrenç tavırlarına bir son ver artık, herkesle sorun yaşamaktan bıkmadın mı?''
Yeri işaret parmağını Taeyong'un omzuna bastırdı.
''Bu iğrenç tavırların yüzünden hayatının sonuna kadar yalnız kalacak ve yalnız öleceksin Lee Taeyong çünkü sen narsist bir pisliksin.''
''Yeter.''
Yeri bakışlarını Jaehyun'a çevirdi.
''Dur artık.''
''Ben mi, benim mi durmam gerekiyor?''
Jaehyun derin bir nefes aldı adımlarını sırasına doğru atarken. Taeyong'un çantasını almış sırasında duran eşyalarını toparladıktan sonra elini tutmuştu usulca.
''Gel.''
Taeyong'u sınıftan çıkmak için çekiştirirken üzerindeki bakışları umursamamış, okul bahçesine adımlamıştı. Bahçedeki banklardan birine çantaları koyduktan sonra Taeyong'u omuzlarından ittirerek oturmasını sağladı.
''Bunu neden yaptın?''
Taeyong bakışları yerdeyken, ''Senin yüzünden.'' demişti keskin bir sesle.
''Benim yüzümden mi neden, Yeri'yi çağırdım diye mi?''
''Aynen öyle! Onu çağırmasaydın başına bu gelmezdi. Sen de cezan bitti sanma sakın! İki gün önce yaşadığın o şey bir öngösterimdi sadece o yüzden uslu ol.''
Jaehyun dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için.
''Tamam, özür dilerim.''
Taeyong omzunu silkti.
''Hadi.'' demişti Jaehyun'da çantaları alırken, ''Çıkalım okuldan derse girecek halimiz yok, o kadar havalı bir şekilde çıktık sınıftan.''
Taeyong neşeli bir gülüş verdi, Jaehyun'un söylediğini komik bulmuş olsa gerekti.
''Nereye gidiyoruz?''
''Bilmem.''
Taeyong dudaklarını büzdü düşünür bir tavırda.
''Hmmm bana gidelim, evim yakın zaten.''
Jaehyun onaylamış ve Taeyong'un onu bir kez daha evine götürmesine izin vermişti.
Eve girdiklerinde Taeyong çantasını koltuğa fırlattı rahat bir tavırla.
''Birlikte yemek yapalım mı?''
Jaehyun sorduğunda Taeyong kaşlarını çattı.
''Ben yemek yapmam.''
''Tamam o zaman film izleyelim?''
''Ben film de izlemem.''
Jaehyun derin bir nefes alırken, ''O zaman biz de sohbet ederiz?'' demişti masumca.
''Ben sohbet de etmem.''
''Tanrım, ne yaparsın o zaman?''
Taeyong gülümsedi. Jaehyun'u göğsünden ittirerek koltuğa oturtmuş tereddüt etmeden kucağına oturmuştu. Kalçasını Jaehyun'un sertliğine doğru ittirirken, ''Göstermemi ister misin?'' diye sordu kısık bir sesle.
Jaehyun yutkundu. Aldığı temas alt taraflarını karıncalandırmış midesine kramp saplamıştı saniyesinde. Heyecandan elleri titrerken Taeyong diliyle alt dudağını yaladı arsızca.
Jaehyun, ıslanan dudakları birkaç saniye sonra hepten Taeyong'un dudakları tarafından kavranırken ufak bir inilti saldı salona.
Taeyong dudaklarının arasındaki dudakların tadını ezberlerken, Jaehyun'un elleri kucağındaki kalçalara gitti. Onları hafifçe sıkmış ve Taeyong'u koltuğa yatırarak bu defa üstünlüğü kendi dudaklarına vermişti.
''Sahi...'' dedi Taeyong birkaç saniyelik öpüşten sonra dudaklarını ayırırken, ''Gerçekten yemek yapabiliyor musun?''
Jaehyun gülümserken kafa salladı.
"Çok güzel makarna yaparım, yapayım mı sana?''
Taeyong kafa salladı usulca. Yeri'nin suratına fırlattığı o lafın aksine hiç de yalnız hissetmiyordu kendini. İçi şu an tarif edemeyeceği bir sıcaklıkla doluydu.
Jaehyun parmaklarını Taeyong'un çenesinde dolaştırmış oradan elmacık kemiklerine çıkarmıştı.
Taeyong normalde suratına dokunulmasından nefret eder ve hiçbir partnerinin bunu yapmasına izin vermezdi fakat Jaehyun'un dokunuşlarına engel olmamış, onun suratını dokunuşlarıyla ezberlemesine ve elmacık kemiklerini öpmesine izin vermişti.
Jaehyun gözlerini Taeyong'un gözlerine sabitlediğinde Taeyong onun arzu ile parıldayan gözlerine baktı fakat Taeyong o gözlerde sadece arzu görmüyordu. Gördüğü başka bir şey daha vardı, Aşk.
⸻ ♡ ⸻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prom queen // jaeyong
FanfictionYonsei lisesinin en gözde en popüler öğrencisi Lee Taeyong ve ona kalbini kaptıran Jaehyun. #1 jaeyong ©jaeyongmylemondetox