Biliyor musunuz bilmiyorum ama 🥹 Kızıltepe Mahallesi kitabım Lapis Yayınları aracılığıyla basılıyor ❤️🔥
Onun kitap dosyasını hazırladığım için buraya bölüm atamamıştım ancak dosyayı teslim 🥹 veeee artık buradayım 🥹
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur aşklarım ❤️🔥
Keyifli okumalar diliyorum
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn
Sabah okula gelirken yüzümde sanki her sabah ailesiyle kavga etmemiş o kızın maskesini takarak yavaş adımlarla içeri girdim.
Her zaman olduğu gibi dersin başlamasına birkaç dakika kala içeri girmiştim. Yenemediğim alışkanlıklarımdan biride buydu. Bir yere ne kadar erken gitmek istesem o kadar geç gidiyordum.
Okul maalesef istisna değildi. Tüm devamsızlıklarımın sebebi derse geç kalmamdan kaynaklanıyordu.
Orta sıradaki yerime geçerken Deniz ve Nazlı her ne konuşuyorsa içeri girmemle son bulmuştu. Deniz dirseğiyle Nazlı'yı dürtmesiyle ikisi birden başını benim olduğum tarafa çevirdiler.
Sessizlik içerisinde yerime geçerken bu dünya için fazlalık olduğum bir defa daha kendini hissettirdi.
Nazlı yüzünde son derece samimiyetten uzak bir gülümsemeyle, "Günaydın," diye seslenerek arkasını döndü.
Çantamı masanın kenarına asarken dirseklerini tahtaya yasladı. "Gecen nasıl geçti? Yine çok sessizdin,"
İnsanlar hiçbir zaman kendini hatalı yerine koymayacak hatayı hep karşı tarafta bulacaktı.
"İyiydi sizin?" diyerek montumu çıkarırken gözümün ucuyla bakışmalarını ve gülüşmelerini yakaladım.
Akılları sıra dün geceki mesajı görüp görmediğimi kontrol etmeye çalışıyorlardı.
"Normaldi bizim," Deniz oturduğu yerden yan dönmüş arkamda bir yere bakıyordu. "Sınavlar yaklaşıyor ya bizde ona çalışmaya başladık. Sen çalışmışsındır diye umuyoruz."
"Yani bakmaya çalışıyorum,"
"Eee bize kopya verirsin zaten," gülümseyerek ön kolu sıktı. "Hem sana seninki hakkında bilgi getirdim."
İkisiyle arkadaş olma hatasının yanında bir de Ulaş'tan hoşlandığımı boş bir anımda ağzımdan kaçırarak arkadaşım olduklarını zannederek anlatmıştım.
Nazlı öne doğru eğilip fısıldayarak "Sen sınavlarımıza odaklan ilişki işini bana bırak," diyerek göz kırptı. "Senin hakkında ağzını arıyorum hatta yem atıyorum. Düştüğü an sana anlatmaya geleceğim."İçimde onlara inanmak isteyen aptal bir taraf vardı.
En azından birinin sadece bir kişinin beni düşünerek harekete geçeceğine inanmak istiyordum.
"Tamam," diyerek gülümsedim ve çantamdan kalemliğimi çıkarıp masanın üzerine bıraktım.
En ufak ilgiye ve iyiliğe kandığımsa başka meseleydi.
"Üzerindeki ceket olmamış gibi ne diyorsun," Nazlı oturduğu yerden ayağa kalkarak sıramın yanına geldi. "Çıkarsana bakayım,"
"Şimdi mi?"
"Evet," ceketimin önünden tutup çıkarmam için çekiştirdi. "Daha hoca gelmedi nasıl olsa,"
Baskısına dayanamayarak ceketimi çıkarmak için kolumu çekiştirdim. "Bence mavi senin rengin değil," çıkardığım ceketin kollarını düzelterek izin almadan kendi giymeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşacak Kadar Aşık Mısın? / Texting
Novela Juvenilİnsanlarla dalga geçmek için girdiğim sohbet sitesinde işler hiç de dalga geçmek istediğim gibi olmayacaktı. Hayattan tam benim gibi kopuk birini bulmuş beni kendi hayatımın enkazından kurtarsın diye yardım istemiştim. Fakat onunda bir kuralı vardı...