30 Mart 1965
Zihninde etkileyici bölümleri yoktu, çoğu zaman düşünceleriyle ilgili problemleri vardı. Düşünceleri zihninde parçalara ayrılmış, dört bir köşeye savrulmuşlardı. Yavaşça başını hareket ettirirken düşüncelerini toplama çabası içindeydi. Gözlerini yavaşça açıp kaparken, göz kapaklarının ağırlığını hissedebiliyordu. İki gündür hiç uyumadığı gerçeğini şimdi daha iyi hissedebiliyordu. Uyuşmuş ellerinin parmaklarını avuçlarına doğru bastırıp açıp kapattı.
"Cat's Cradle kitabını nerede bulabilirim?" Gelen soruyla ağırlaşan başı hızla kalktı. Karşısındaki olası müşteriye baktı, doğrularak "İkinci kattaki üçüncü aralıkta bulabilirsiniz." dedi.
Adam başını sallayıp, teşekkür ederek karşısından ayrıldığında Will derin bir nefes aldı. Kendi kendine toplanması gerektiğini mırıldanıyordu. Yeni bir iş bulmuştu, bu iyi bir şeydi. Babasından üçüncü kez para isteme girişiminde bulunmamaya kararlıydı. Ve her şey yolunda gidiyor gibiydi. Lily ile olan randevularını unutup, Lily'nin ona yalancı demesi, günlerdir Matthew ile konuşmamaları ve uyku problemi dışında. Matthew'den özür dilememişti, belki de problem buydu. Bir özür bekliyordu. Fakat Will ilk başında Matthew onu ve Lily'i tanıştırmasaydı bunların hiçbirinin yaşanmayacağını biliyordu. Özür dilemek içinden gelmiyordu. Lily aklına geldiğinde, kendini suçlu gibi hissetmesini ise durduramıyordu. Her şey tabiki yine onun suçuydu, belkide. Nefesini dışarı üflerken, ellerini masanın üstünde birleştirip başına yasladı gözlerini yumarak.
Öksürük sesi ile dikkati dağıldığında başını kaldırdı. Kapı açıldığında çalan çanı duymamış olmalıydı. İrkilerek geriye doğru çekildiğinde, gelen müşteriye bakmadan yere doğru "Buyrun?" dedikten hemen sonra bakışlarını kaldırdı.
Hannibal'ın yüzündeki şaşkınlık ve bir o kadar da sinirli ifadeyle buluşunca gözleri, o da bir anlığına şoka girmişti fakat kısa sürdü. Hızla şaşkınlığı dudaklarından düştü ve yerini mimiksiz bir ifadeye bıraktı.
Will tek kaşını kaldırıp yüzüne sabırla bakarken bir şey demesini bekliyor gibiydi, Hannibal en sonunda yavaşça gülümsedi ama siniri hala tam olarak kaybolmuş değildi. "Ne zaman burada çalışmaya başladın?"
Will'in çatık kaşlarıyla alnı kırışırken "Yeni, neden?" diye sordu.
"Önceden başka bir kız vardı senin yerinde çalışan."
"İstersen beni görmezden gelebilirsin, onur duyarım."
Hannibal'ın dudakları yukarı doğru kalkarken, Will yüzündeki kendini bilmişlik ifadesinden dolayı yüzüne bir tane indirmek istemişti. Uykusuzluktan sinirleri iyice gerilmişti, hissedebiliyordu lakin elinde değildi.
Hannibal bir elini cebinden çıkarırken, masadaki, Will'in önünde duran kitaba doğru uzandı. "İlahi Komedya."
Will mırıldandı, onay verircesine. Sonra ayağa kalkıp, rafların arasında dolaşmaya başladı yavaşça elindeki birkaç kitapla. Müşterilerin nereden aldıklarını unutup ardından almayı reddederek önüne koyduğu kitaplar. Will kitapları yerlerine koyarken adımlarını yavaşça atıyordu. Sanki Hannibal bir şey söylerse, duymak istercesine. Fakat sadece adım seslerini duydu. Ardından arkasındaki nefes ile dönerken, Hannibal'ın bir elini rafa doğru koymasını izledi. Hannibal öne doğru uzanırken, kişisel alanını işgal etme duygusuyla oldukça eğlendiğini görüyordu Will. Kaşlarını çatarken, geriye doğru çekiliyordu fakat sırtı raflara değiyordu. Hannibal Will'e baktı. "Dante'yi sever misin?" Nefesi Will'in dudaklarına vuruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flawed icarus | hannigram au
Fanfiction"Ne olursa olsun, bana geri dön." "Beni kimse ve hiçbir şey senden ayıramaz."