"gömlek ve pantolon tek mi satılıyor?"jk
"ayrı ayrı" tae
"dinleme şunuu jungkook, bir haftadır aynı şey"
"marka fark etmiyor mu tae?" jk
"markalılar daha iyi" tae
"peki ya ayakkabı?" jk
"ayakkabı yok" tae
"kahretsin.." jkAra sokakta yürürken dükkanların kırık camları bizi karşıladı. Terk edilmiş evler, kullanılmayan parçalar... Hurda arabalar yıllardır yerinden oynamamış yine aynı yerlerinde duruyordu.
"burası boku yemiş, şaka mı yapıyorsun?"
Jungkook etrafa bakarken kapısı açık arabanın oradaki kağıdı incelemeye başladım.
"artık kimse gelmiyor" jk
"bir bok yok" tae
"Lisaa, garajda çalışamıyor musun?"jk
"oto hırsızlığı sabıkam var, kim alır beni?"
"yalan söylersin" taeElimde ki kağıt parçasını fırlatıp çocukların yanına döndüm.
"araştırmada çıkar tae"
"araştırma yaptıran mı var?" tae
"peki ya çalıştığın restorant?" jk
"o da göte geldi. Onun yüzünden"
"nee, benim yüzümden mi?" tae
"sidikli ellerinle salatalık doğradın tae"Sokakta kahkahamız yankılanırken yürümeye devam ediyorduk.
"son bir vurgun yapar mıyız?" jk
"delirmiş bu"
"kesinlikle" tae
"daha dün içeriden çıktın"
"çok sağlam bir plan" jk
"kes sesini jungkook"
"ciddiyim! " jk
"nedir?" taeDükkanın önüne geldiğimizde jungkook aniden durup dükkanı gösterdi.
"burası bizim yer değil mi?" jk
"bunu kim yapmış ulan?" tae
"hadi Bee" jk
"şu grafitilere bakın"İçeri girdiğimizde leş gibi kokuyordu. Taehyung burnunu kapatıp etrafa bakarken dalga geçmemek elde değildi.
"geri dönmek güzel, epey oldu" jk
"gaza gelme tae"
"ciğerlerim boku yemiş" tae
"benden çok içiyorsun"
"bunlara dokunulmamış" jkJungkook vazodaki kurumuş çiçekleri çıkarıp elinde ki yeni çiçekleri yerleştirdi. Annesinin resminin yanına yerleştirdiğin de duvarda asılı olan resimlere bakmaya başladı.
"annem bu dükkanda para kazanıp beni hawaiye götüreceğini söylerdi" jk
"ondan mı hep hawai güzellemesi yapıyorsun?" tae
"evet ama burada olmak zorunda değil, sadece tertemiz suyu olan sıcak bir yerde yaşamak istiyorum. O yüzden hapishanede ki arkadaşım bahsedince çok mutlu olmuştum" jkTaehyung burnunu kapatmış jungkooku dinliyordu.
"hepimiz orada yaşayıp balık tutarız, dükkana bakarız ve tüm gün bol bol yüzeriz. Aaiişl gerçekten güzel olurdu." jk
Derin bir nefes alıp bize döndü.
"o cehennemde üç yıl boyunca bunun hayaliyle direndim." jk
...
Deponun içerisine girdiğimizde birden fener gözümüzü aldı. Üzerlerimiz kontrol edildikten sonra tel asansör ile yukarı çıktık.
"üç kişi çıkıyor"
Tae sigarasını yakarken etraf kırmızı ışıkla aydınlanıyordu. Kapı tekrar açıldığın da içeri doğru adımladık.
"hoşgeldiniz .."
"yirmi bir" tae
"yirmi bir mi? Bu tarafa."Adamı takip ederken mekan ağzına kadar doluydu.
"merhaba" jk
"hoşgeldiniz"
"para kazanmaya geldik" tae
"üç, beş, altı, yedi, sekir, dokuz ve on"jk
"işte oldu" tae
"mekan ağzına kadar dolu" ls
"100 dolar alındı"Kartlar dağılırken jungkook tellerin arkasında olan kasayı inceliyordu. Ağzı para dolu kasada sayım yapılıyordu. Kasa kitlendiğin de garson önümüze bardakları koymaya başladı. O sıra jungkook garsonun kolunu tutup ona doğru döndü.
"işte biranız"
"görüşemiyorduk"...
Sert bir şekilde kasalara doğru ittiğinde kolunu tutarak konuşmaya başladı.
"bunu niye yapıyorsun?"
"niye mi? Bu herif çok küstah.. Nasıl bir hırsızın parasını çalarsın?"
"sen çıkınca on milyon wonu geri verecektim."
"ne on milyon won mu? Dalga mı geçiyorsun?"
"ne?"
"beni aptal mı sanıyorsun? Öyle kedi gibi bakma bana, ne olacak?"Jimin sarı saçlarını arkaya doğru iterken düşünüyordu. Jungkook sinirle konuşmaya devam etti.
"nasıl yapalım istersin seni göt herif"
"ne istiyorsun o zaman?"
"dolar olarak öde"
"ne?"
"faizi ile birlikte 10.000 dolar ver"Jimin oflayıp saçlarını karıştırdı. Jungkook ise sigarasını yakıp konuşmaya devam etti.
"dost olduğumuzdan indirim yapıyorum."
"o kadar param yok, artık kimse dolar bulamıyor."
"kes ulan! Kumarhane dolarla dönüyor. Sen de dolarla para alıyorsundur."
"orası öyle, ama gerçekten 10.000 bulamam, imkansız"
"Bir defa daha inkar edersen seni öldürürüm. İki günün var"
"jungkook lütfen, sana yalvarıyorum. Lütfen bana zaman ver. Bana bir ay ver, geri ödeyeceğim. Bana bu iyiliği yap"
"ayyşş orospu çocuğu"
"jungkook.."
"bir ay bekleyemem, onun yerine seni kullanayım."
"nasıl kullanacaksın?"
"büyük bir vurgun planlıyorum, yardımın gerek"
"ne vurgunu?"Eliyle ileride ki binayı gösterdi. Taehyung ile şaşkınlıkla oraya bakıyorduk.
"orası"
"ne? Kumarhane mi?"Jimin bile şaşkınlıkla gözlerini büyütmüşken jungkook kafasını sallayıp elindeki sigarayı yere attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Time To Hunt - Liskook
Action"명심해, 어디에 있든 벗어날 수 없어" "Aklınızda bulundurun, nerede olursanız olun kaçamazsınız."