0,2 Tayvan Adası

556 38 3
                                    

Ortama girdiğimizde Taehyung direkt tanıdığı insanları selamlayıp ortama karışmaya başladı. Eliyle ileriyi gösterip saçlarını arkaya yatırdı.

"eheyyy dostum"
..
"seni görmek harika"
...
"şu tarafa gidelim"

Etrafta hip Hop tarzında müzikler çalarken tavanda sarı ledler yanıp sönüyordu. Masaya oturup biraları içmeye başladık.

"tebrikler kardeşim"
"tekrar hoşgeldin jungkook"

Biraları tokuşturup kafaya dikmiştik. Taehyung birasını masaya bırakıp arkasına yaslandı.

"şimdi  ne yapacağız?" tae
"ne yapsak?" jk
"bize söyleyeceğin şeyi söylesene" tae
"arabada bahsetmiştin ya hani"

Gülümseyerek bira şişeyle oynamaya başladı.

"hapiste Tayvan'a mal kaçıran bir adamla arkadaş oldum. Kenting gibi bir yere.. Tayvanın yerini biliyor musun?" jk
"evet" tae
"zümrüt renkli bir okyanus, palmiye ağaçları ve mis gibi güneş. Tıpkı hawai gibi." jk
"hep oraya gitmek istedin" tae
"doğru, adam dedi ki oraya gidersem yerleşmeme yardımcı olurmuş"
"öyle mi, nasıl?"
"kaçakçılığın yanında turistlik işlerde yapıyormuş. Lokantaları, kafeleri, araba kiralama yerleri... Bir sürü mekanı var. Geliri çok sağlammış."

İkimizde onu dinliyorduk. Jungkook ise tek tek her şeyi anlatıyordu.

"ayda 8.000 dolar kazanıyormuş"
"8.000 mi?"
"ayda mı?"

İkimizde şaşkınlıkla ona bakarken sözlerini devam ettirdi.

"duydun mu?"
"yok artık ya! Siktir" tae
"Ciddiyim, asıl para buralarda dönüyor" jk
"vay anasını!"

Taehyung ile ellerimizi çaktıktan sonra zengin olma hayallerine kapılmıştım.

"dükkanlarından birini bana ucuza satacak"
"ucuza derken? Ne kadar?"
"200.000 dolar karşılığında bana sabit bir geliri olan dükkan verecek ve hoş güneşli bir sahilde manzaralı bir ev alacak"

Tae ile bir birimize bakıp öyleyece masaya masaya döndük. Ben biramı içerken o öylece yeri izliyordu.

"oraya taşınıp en baştan başlamalıyız. Bu cehennemden uzakta. Her gün yüzeriz, balık tutarız ve yeni bir hayat süreriz."

İkimizden de ses çıkmıyordu. Öylece yere bakıyorduk.

"hey! Çocuklar, ne bu tepki? Heyecanlanmadınız mı?" jk
"kulağa gerçek olmayacak kadar hoş geliyor."
"voaa, lanet olsun" tae
"çok iyi değil mi?" jk
"çok iyi"
"kenting, adanın güney bölgesinde" jk

Birayı kafaya diktiğimide müzik ortamı ele geçirdi. O sıkıntılı ortamdan kurtulup eğlenmeye başladık.

...

Araba ile yola koyulduğumuz da silah sesleri caddeyi inletiyordu. Taehyung yanımda otururken, jungkook arka koltuktan yolu seyrediyordu.

"umarım vurulmayız, herkes silah taşıyormuş"
"ahhh, silahlar, uyuşturucular ne oldu lan buraya?" tae
"mahalledeki son bankayı hatırlıyor musun?"
"hı" jk

Jungkook onaylarcasına ses çıkardı.

"otomatik silahlı adamlar girip soymuştu."
"otomatik silahlar mı?" jk
"evet, tam otomatik"
"vay amına koyayım!" jk
"eski günler mazide kaldı, şimdi çok başka bir seviye var."

Konuşmaya Taehyung da katıldı.

"tekin olmayan bir sürü adam var
bugünlerde" tae
"sikeyim böyle işi, dünya kafayı yedi"jk
"insanın yaşayacağı bir yer değil."

Jungkook derin bir nefes alıp ismimi söyledi.

"lisa"
"hıı"
"niye konuyu açtın?"
"hangi konuyu?"
"çaldığımız parayı"

Ani fren yaparak arabayı köşeye çekmiştim. Taehyung ile beraber varillerin arasında gezerken jungkook konuşmaya başladı.

"konuyu açmamak çok mu zordu?"
"sıradan bir para değil bu jungkook, sen bu yüzden hapse girdin. Ziyaret edip boşa gittiğini nasıl söylebilirdim?"
"sana söyleyecektik ama hapiste zor zamanlar geçirdiğini biliyorduk" tae

Taehyungun dediğini Kafamla onayladım.

"peki ne kadar kaldı?"
"şey.."
"paranın değeri çok hızlı düştü, yaşam masrafları da hızla arttı bu yüzden kirayı bile ödeyemiyoruz"
"biraz kalmış olmalı, dolar olarak ne kadar var?" tae

Taehyung bana ben ona bakıyordum. Tae saçlarını geri attığın da konuşma bana kalmıştı.

"şey... Bankalarda döviz bozdurma yasak"
"nasıl yani? Bu çok saçma"
"kore won'u ani bir düşüş yaşıyor ve fiyatlar tavan yaptı. Sıradan dükkanlar bile artık nakit almıyor"
"kulüpte bu yüzden mi dolarla ödedin?"

Kafamla onayladım.

"elimizde sadece son anda bozdurduklarımız kaldı, yani pek yok." jk
"2.000 dolar civarı"
"o bile yok" tae

Jungkook arabaya yaslanıp sinirle nefes aldı. Biz ise kara kara düşünüyorduk. Elimizde ki bütün para yok olmaya hazırlanırken bu iş sinir bozucu hal almaya devam ediyordu..

Time To Hunt - LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin