Jackson ile Namjoon okulun kafeteryasında çok göze batmayan bir masada oturmuş sessiz bir biçimde tartışıyorlardı, aslında kimsenin onlara dikkat ettiği yoktu, Young Joon ve Seokjin dışında. Aslına bakarsak tartışıp tartışmadıkları pek anlaşılabilecek gibi değildi, oldukça sessizlerdi. Sadece ağızları ve mimikleri onları ele veriyordu, uzun süredir onları izlemeyen kimse de tartıştıklarını anlayamazdı zaten
Namjoon bu sırada aklındakini Jackson'a anlattığı için pişman gibiydi, zaten en başından söylememesi gerektiğini düşünmüştü ama içi içini yediği yediği için başka şansı da kalmamıştı. Jackson ise arkadaşı için korkuyordu, bunu ona anlatmaya çalışıyordu ama o az önce söylediği şeyin anlamsız olduğunu söyleyip geçiştiriyordu. Böyle giderse işlerin ciddiye bineceğini anlamıyordu
Young Joon ve Seokjin ise yarım saattir ne konuştuklarını merak ediyordu,
"Namjoon bana bir öğrenicini yakışıklı bulduğunu söyleyemezsin, bu yasa dışı"
"Ne yasa dışı, onu yakışıklı bulmam mı?"
"Neden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun, bu yüzden mesleğini kaybedebilirsin, hatta hapse bile girebilirsin!"
"Sana garip ya da illegal bir şey söylemedim ki, sadece onu yakışıklı bulduğumu söyledim. Hem dün oyunda öyle demiyordun ama"
"Dün dalga geçiyordum aptal, bu ciddi bir şey!"
"Sana ona aşık olduğumu söylemedim, sadece yakışıklı bulduğumu söyledim. Abartıyorsun ama"
"Ya işler ciddiye binerse, o zaman ne yapmayı planlıyorsun?"
"Böyle bir şey olmayacak, emin olabilirsin"
"Umarım Namjoon, sana zarar gelmesini istemiyorum"
"İnan bana bende istemiyorum, yanlış bir şey yapmayacağım"
Kim bilebilirdi ki ciddiyet denen şeyi unutan Jackson'ın böyle ciddi bir konuşma yapacağını
Yarım saatin sonunda ikisi de susmuştu nihayet, şimdi ise boş bakışlarla etrafı izliyorlardı. Seokjin ve Young Joon ise meraktan çatlayacak dereceye gelmişti. Acaba Namjoon ve Jackson arasındaki konuşmayı duysalardı neler olurdu, maalesef bunu hiçbirimiz bilemeyeceğiz
"Benden bu kadar, teneffüsün yarısından fazlasını burada seninle geçirdim. İzin verirsen yemek yemeye gidiyorum"
"Beni de bekle, daha birlikte tahmin yürüteceğiz"
"Siktir git Kim Seokjin!"
Seokjin şimdi hızlı adımlarla ondan uzaklaşan arkadaşına yetişmeye çalışıyordu, birkaç hızlı adımdan sonra anca yetişebilmişti. Bu arada son zamanda Young Joon ile fazla yakınlaştığını kendisi de biliyordu, bundan hoşnut olmadığını söylese yalan olurdu. Young Joon ile hayat biraz daha eğlenceli hale geliyordu çünkü
Seokjin şimdi ise Young Joon'u geçmek için koşmaya başlamıştı, kantine az bir şey kalmıştı. Tam o sırada arkasına dönüp Young'un ona yetişip yetişmediğine bakmak istemişti. Tabii onlara doğru gelen Namjoon ve Jackson ikilisinden de bihaberdi, anca Namjoon'a bodoslama daldığında fark edebilmişti bunu
Cibiliyetini sikeyim Seokjin! Aferin sana, yine çok büyük başarılara imza attın
Seokjin toparlanmaya çalışırken onu izledi Namjoon, yakından daha yakışıklı diye düşündü. Böyle düşünmesinin yanlış olduğunu kendisi de biliyordu ama gerçek buydu işte, hem yalandan nefret ederdi Namjoon
Tabi onu izlemeye dalmışken ona kalkması için yardım etmesi gerektiğini hatırlaması biraz uzun sürdü
"Hocam çok özür dilerim, koşarken arkama bakmam saçmalıktı. Göremeyince de çarpıverdim işte"
"Asıl ben özür dilerim, dalgın dalgın yürümesem bana çarpmayacaktın, kendini suçlu görme lütfen"
Onunla olamam diye düşündü Namjoon, o öğrenciydi ben öğretmen. Kesinlikle bir öğrencisine aşık olmak gibi bir hata yapmayacaktı, hem dünyada kaç milyar insan vardı. Elbet başka birini bulurdu ki
Şimdi de aptallığına gülüyordu, sadece onu yakışıklı bulmuştu. Ona aşık olacak değildi ya
Seokjin ise düşmesine rağmen mutluydu, Namjoon'un ona olan bakışlarını fark etmesi bir yana onun kalp atışlarını duymuştu ve bunun verdiği hissi çok sevmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vivi e lascia vivere //-// Namjin
Fanfic" Yaşa ve Yaşat" ///////Yeni gelen İngilizce öğretmeni, yeni aşklar ve yeni dostluklar. Aşk ve dostluk arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydınız siz neyi seçerdiniz?/////// ~Namjin~