okuma sayısı artmış bunun için size çok teşekkür ederim. oy da verirseniz sevinirim🥰❤️👉👈
sabah erkenden kalktım ve kahvaltı hazırladım. herşeyi hazır olduğundan emin olunca yukarı çıktım ve tae in odasına doğru ilerledim.kapıyı çaldığımda ses gelmedi ve kapıyı aralayıp kafamı uzattım. tae hala uyuyordu. sessizce odasına girdim ve yatağa oturup tae yi dürttüm.uyanmayınca ona seslendim ve "5 dk daha" dedi. ve bende "tamam 5dk sonra gelicem. eğer uynmazsan kötü olur." gülümseyerek odadan çıktım ve kapıyı kapatıp arkama dönmemle sırtımı kapıya yapışması bir oldu. başımı ovaladım ve çarptığı şeye baktım. junkook. karşımda gülümseyerek bana bakıyordu. yakınlığımızın verdiği telaşla azını açıp bişey söyleyemedim. yanaklarımdaki kan akışı hızlandığında kızardıklarını anlamıştım.
koşarak aşağı inecektim ki junkook kolumdan tutup beni kendine çevirdi.
"sanada günaydın rose"
dedi."g-günaydın"
Bi de kekelemiş miydim? helal sana rose yine yerin dibine girmeyi başardın. alkış! 👏👏
aşağı indim ve elime bir bardak alıp su doldurdum. suyu içtikten sonra tezgaha geri bıraktım. junkook da 10dk sonra aşağı indi. ve arkasından eliyle gözünü ovuşturan ayılı pijamalarıyla mutfağa giren tae ye gülümsedim. ama daha sonra gülümsemem kahkaha ya dönüştü.
"ya kızım gülmesene yaa"
tae nin karşısına geçtim ve üç parmağımla yanaklarını kavrayıp çekiştirdim.
"aaa! ya rosie bıraksana! acıyor."
gülümsedim ve kahvaltı masasına oturdum.
tae ve junkook kahvaltısını bitirmiş ve bana bakıyorlardı.ben hala yerken bir taeye bir de junkooka bakıp elimdeki çatalı bıraktım.
"siz bana böyle bakarsanız ben nasıl yiyeceğim?"
"rosie yemek yerken nasıl hem tatlı hemde seksi görüne biliyorsun?"
junkookun dediğiyle yediğim yemek boğazıma takıldı ve öksürmeye başladım. tae sandalyesinden kalkıp yanıma geldi ve sırtıma vurmaya başladı. ardından,
"oğlum öyle pat diye söylenir mi? yani öyle görünüyor ama bunu pat diye söylememe lazım!"
tae in koluna hızlıca vurdum ve öldürücü bakışlar attım.
saat öğlene yaklaşırken tae ofladı ve "çok sıkıldıığğğmm!" diye bağırdı. junkook da ona onay verdiğinde. tae konuştu.
" hadi BİR yerlere gidelim. hem kore nin sokaklarını özledim. "
hepimiz onay verdiğimizde odalarımızda gittik. ben hazırlanmaya başladım ve üzerime bordo etegimi ve bir üst giydiğimde. aynanın karşısına geçtim ve sade bir makyaj yaptım. saçlarımı olduğu gibi bırakıp tae nin odasına doğru ilerledim.
kapıyı çaldım ve tae "geel!" dediğinde içeri girdim.junkook da içerideydi. elindeki oyuncaklar ayakta dolaşıyordu. tae ise yatakta oturmuş telefonundan Bi şeyler yapıyordu. junkookun elindeki oyuncak ilgimi çekmişti ve junkookun yanına gidip "bakabilir miyim?" diye sordum. başını aşağı yukarı salladı.gülümseyip oyuncağı elime aldım ve taeye bakmadan sordum.
"tae, bu oyuncağı nereden aldın?çok güzel miş."
"amerikadan bir arkadaşım verdi."
"peki o arkadaşın kız mı?"
"ha? ııı şey, evet bir kız.adı kim jisoo."
bir kamera sesi geldiğinde junkookla aynı anda taeye baktık. bizi mi çekmişti?yanına gidip baktım ve rahatlamıştım bizi değil kendini çekmilti. daha sonra junkookla aynı anda telefonumuz bir bildirim geldi ve ekranı okudum. (tae_tae:bir gönderisnde senden bahsetti.)
instagrama girdim ve tae nin paylaştığı fotoğrafa baktım.
tae_tae
1.0997 beğeni ve 108 yorum...
x: ohaa! rosie nin yanındaki yakışıklı kim?
Q: çok tatlılar!😍
g:sevgili olmalısınız!
jimin_park :tae o kızı nereden buldun?
tae_tae:lan kankime yavşama!jk_kook:lan bizi ne ara çektin?
...tae ye ölümcül bakışlar attım ve onu kovalamaya başladım. en sonunda dış kapıdan çıktığında spor ayakkabılarımı giydim ve junkookla beraber çıktık.
3.bölümüb de sonuna geldik.
sizce nasıl gidiyor? umarım siz beğeniyorsunuzdur.
lütfen yorum yapın ve oy verin🙏❤️👉👈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
is that love? ROSEKOOK
Romanceseni herşeyden, herkesten daha çok seviyorum. (TAMAMLANDI)