Ben Sirina.
Kaos ve büyünün elçisiyim.
İntikam hırsının doğurduğu gücüm.
Ve o gün, kara bulutları delip geçen şimşekler çaktığında etrafı saran büyünün lanetini hissettim.
Etrafıma dolanıp boğazıma yapıştı. Ruhumun ilmeğini boynuma dolayıp ona itaat...
Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın. Sadece emeğimin karşılığını istiyorum.
Ve bu bölümü; benim söylediklerimi ciddiye alıp oy ve yorum yapanlara ithaf ediyorum. Teşekkür ederim beni çok mutlu ettiniz💜
Oy ve yorum yapınnnnnn
Keyifli okumalar ♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uçmayı beklerken savrulduk.
18. Bölüm: Yokuş ve Gidişat.
Kara bulutlar gökyüzünü süslüyordu. Şimşekler acımasızca yeryüzüne çakıp ışığını, ardından sesini salıyordu. Şimşek her çaktığı zaman bıraktığı ses yüreklerde korku bırakıyordu. Şimşek uğursuzluk demekti. İşin garip tarafı ise şuydu; şimşeği uğursuz olarak görenler, yağmuru bereket olarak görüyordu. Oysa şimşekler yağmurun habercisiydi. Buna rağmen çoğu kişi şimşekten korkardı.
Bu tıpkı savaş gibiydi. İnsanlar güzel bir yaşantı isterlerdi ama savaştan ölesiye kaçınırlardı. İyi ve haklarını gözeten bir lider isterlerdi ama tersi olunca da susarlardı. Oysa susmayıp konuşmayı deneselerdi belki bir şeyler değişirdi. Hiç olmazsa da sonuç savaş bile olsa direnmeye devam etselerdi belki bir çıkış olurdu. Buna rağmen insanlar sadece isteyip sonuçlardan ölesiye kaçıyorlardı.
Bu yüzden insanlara güven olmazdı. Bu yüzden insanları sığınacak liman varsaymamalıydık. Bu yüzden insanlara asla inanmamalıydık.
Güvendiğiniz an sırtınızdan kalbinize inen bir hançer ile ölürdünüz. Sığındığınız limanda boğulurdunuz. İnandığınız yerden kırılırdınız. Sırf böyle şeyler yaşamamak için kimseye hayatımda yer vermemiştim. Şehre indiğimiz zamanlarda bile kimseyle diyalog içine girmemiştim. Ta ki o evden tamamen çıktığım güne kadar. Aptal gibi ilk çıkan kişiye güvenip bel bağlamıştım. O da büyü çıkmıştı.
