Bir ağaç dalından düşen yapraklardan sonra soğuk bir don yaşasa da yeniden dallarıdan yeşerip tertemiz çiçek açmayı ve canlı yapraklarla eskisi gibi güzel görünmeyi başardı...
Bu hikâyede hayata dair öğreneceğimiz birçok tecrübe ile umuda koşan...
Aleyna o günden sonra içine kapanmıştı. Yaşadıkları tamamen hayal kırıklığından ibaretti. Yeni bir güne daha uyandığında gözlerini açmaya zorluyordu çünkü gözleri açılsa da gönlü dünyaya bir kez daha kapanmıştı. Yeni bir güne uyanmak için hayatında mutluluk veren bir sebep kalmamıştı ve her şeyini tamamen kaybetmişti. Adalet için direnmeye çalıştı ve yine kaybetti. Sevdiği bir can daha hayata veda etti.
Aleyna yavaş yavaş kendini kalkmaya zorladı ve hatıra çekmecesine doğru yöneldi. Gözü yaşlı kalbi buruk bir şekilde ailesine ait hatıraları öperek tek tek inceledi. Aleyna, en son Serdar'ın aldığı kolyeyi alarak boynuna takdı. Çekmecede annesinin saklamış olduğu mektup dikkatini çekti ve mektubu okumak için eline aldığında Eflun hanım odaya girdi.
Aleyna koşarak merdivenleri indi ve babaannesini kucağına alarak hızlıca arabaya yerleştirdi ve hastaneye doğru yola koyuldu. Aleyna babaannesini hastaneye getirdiğinde koşarak Serdar'ın odasına girdi. Onun yokluğuna alışamamıştı. Odadan yavaş ve gözleri dolu bir şekilde çıktı. Arkasından biri geçerken Aleyna'nın omzuna çarptı. O sırada çarpan adama yaklaşan bir hemşire,
"Doktor Bey! aşağıda daha önce kanseri yenen acil bir hastanız var acaba gitmeden bakmanız mümkün mü?"
Aleyna arkası dönük olan doktoru Serdar doktora benzetti heyecan ve umutla yüzünü görebilmek için omzuna dokunduğunda Alp doktor hemşireye doğru yaklaştı, "Hemşire hanım hasta benim ilgilenirim. Siz gidin doktor bey..." dedi. O sırada Aleyna'ya çarpan doktor arkasını dönmeden uzaklaştı. Alp doktor hemşireyi bir köşeye çekerek kulağına bir şeyler fısıldadı ve Aleyna'ya dönerek, "Hadi gidelim! Aleyna Hanım..."
Aleyna, Alp doktorla gittiginde bir yandanda gözü arkada kalmıştı. Sürekli arkaya bakmaya çalışsa da diğer yandan öne doğru adımlarla ilerliyordu.
Alp doktor, "Bakın, Aleyna hanım. Gözlerinizin kimin olmasını istediğinin farkındayım ama meslektaşımızın kalbinin durduğunun haberini aldık yani benzetmiş olsanız da yaşadığına dair bu kadar umutlanmanızı istemem. Bu cümleleri kurmak bana da zor ama hayat bu...
Aleyna:
- Aamaaa ooo!
Alp doktor:
- Evet, hemşire sadece karıştırdı o kadar ve unutmaki burası hastane birçok hasta ve doktor var.
Alp doktor Aleyna'nın babaannesini muayene ettikten sonra ilaç tedavisini başlattı.
Aleyna dalgın bir şekilde arabayı kullanırken aklı karma karışıktı. Aleyna elini boynuna attığında kolyenin olmadığını fark etti ve aniden aracı frenledi.
Babaannesi, "Ne oldu? Kızım neyin var?"
Aleyna biraz durakladıktan sonra yola devam etti ve, "Yok bir şey babaanne sadece yine kaybettim.
Eve geldiğinde Berrin'in kapılarını çaldığını gördü. Arabadan babaannesini çıkardı ve Berrinle beraber eve girdiler.
Aleyna, "Berrin bana Serdarın aldığı kolyeyi hatırlıyor musun?"
Berrin, "Eveet. kayıp mı ettin yoksa?"
Aleyna, "Hastaneye düşürmüşüm. Senden ricam onu bulup bana getir. O hastaneye gitmek istemiyorum."
Berrin, "Tabiki zaman kaybetmeden çıkayım..."
Aleyna, "Teşekkür ederim." dedi ve sessizce odasına çekildi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aleyna pencerenin önüne geçip olanları uzun uzun düşündü. Bir anda saçmaladığını düşündü sanki herkes Serdar için yalan konuşuyormuş gibi... Neden o kadar kişi yalan konuşsun ki mantıklı bir sebep bile yokken üstelik?