1-🌑

3.6K 98 56
                                    


(Medyadaki şarkı ile birlikte okuyunca çok şey... 😢)

🥀

Her başlangıcın bir sonu vardır.
Ve her son bir başlangıca gebedir.

O gece Azer'le birlikte kendi benliğini de öldüren Karaca için her şey daha yeni başlıyordu.
Öyle ya, aşk günahları temize çekmezdi....

4 ay sonra...

Boşluğa adım atıp, gökyüzünden yere düşüyormuş hissiyle bir anda gözünü açtı Karaca.
Alnında biriken terler ve boynunda hissettiği soğuk ürpertiyle, başucundaki suya uzandı fakat eline boş sürahiden başka bir şey geçmedi.
Çukur'a döndüğünden beri daha önce adeti olmayan alışkanlıklar ve çeşitli takıntılar edinmişti.
Gece boyunca kah kabustan, kah hissettiği soğuktan dolayı sık sık bölünen uyku aralarında en az bir litre su içmesi de yeni edindiği alışkanlıklardan bir tanesiydi.

Günün ilk ışıkları yüzüne vururken, elindeki sürahi ile kalktı, mutfağa inip su doldurduktan sonra odasına dönüp yüzünü yıkadı. Her uyandığında yaptığı gibi bir bardak su içti. Yatağını düzelttikten sonra, üstünü değiştirip, hiçbir şey yapmadığı bomboş bir güne daha hazırlandı.

Yatağının tam karşısında duran dolaptan gelinliğini çıkarıp ellerini kurumuş kan lekelerinin üzerinde gezdirdi.
Sevdi, kokladı...

O'na kıymıştı ama O'na ait olan hiçbir şeye kıyamıyordu.
Bir yüzük, bir kitap, biraz kan...
O'nu hatırlatan bir iz...

Azer'e dair ne varsa sarıp sarmalayıp yüreğinde saklamak istiyordu.
Rutinleşmiş sayıklaması başlamıştı.
Yücel, Efsun, Akın...
Aklına mıh gibi kazınmış üç kişi...

Bu süreçte Yamaç tekrar Çukur'un lideri olmuş, savaşları kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı.
Kahvaltı öncesi Karaca'yı kontrol etmek istedi. Kapıyı tıklattı, içeriden ses gelmeyince bir telaşla daldı odaya.
Yine günlük sayıklamasını yapıyordu Karaca.

"Karaca, yeter be kızım. Kaç ay oldu. Ben de birini ilk öldürdüğümde senin gibi hissetmiştim. Son 4 senedir yaşadıklarıma bak. Tüm bunlardan sonra yoluma devam edemem, şimdi bitti diyordum. Ben bile toparlandım. Sen de yapabilirsin. Bir adım at sadece..."

Birini ilk kez öldürdüğümde mi? Gerçekten tuttuğu yası bu kadar basite mi alıyordu? Gerçi bu ailede kimseden hislerini anlamasını beklemiyordu.

Karaca bir hışımla amcasına dönüp birkaç saniye baktıktan sonra sanki az önce her an öldüreceği bir düşman gibi baktığı kişi o değilmişçesine yüzüne takındığı sakin gülümsemesi ile " Tamam amca. "dedi.

Kahvaltı masasında herkesi büyük bir dikkatle inceliyordu Karaca. Cumali ve Damla'nın bencil mutluluğunu, annesinin dalgın halini, kardeşten çok düşmanı olan Akın'ı, çekingen Saadet'i, minik İdris'i, sahi ne ara bu kadar büyümüştü?

Ve Nehir...
Sanki huzur bulacağı bu eve hiçbir şey olmamışçasına geri dönmüştü. Hem de yeni doğmuş bebeği ile. Yamaç'ın içi titriyordu oğluna bakarken. "Ne güzel dünya be." dedi Karaca içinden.

Sonra en çok da çocuklarını neşe içinde izliyen babaannesinde takılı kaldı bakışları. Büyük bir nefret duyuyordu. O geceden 3 ay sonra Sultan, Yamaç'a olanları anlatırken dinlemişti onları.

"Babanın bana yaptırttığı seri atan silahı götürdüm. Elinin yanlışlıkla çarpması bile silahın birkaç defa ateşlemesine sebep olmalıydı. Olur da eli titrerse Karaca' nın yapamadığını yapsın istedim. Tam da tahmin ettiğim gibi oldu."

İHTİMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin