8. BÖLÜM. .

21 1 0
                                    

multimedia da maya var..

İki haftadır ilk defa uyuyabilmiştim ilk defa bu kadar huzurla uyanıyorum benim karanlıklar ülkesi buzlar şehri olarak adlandırdığım şehr-i İstanbul bile bana cennet bahçesi olarak gelmişti bu sabah buzlarından arınmış bi yasemin tarlasıydı benim için .. her şeyden önemlisi onun kokusuyla uyanmak ayrı bi  sevinç yaşamama neden oldu . dün akşam bana bu kadar naif yaklaşması ve ardına saklandığı demir maskeyi atarak tüm içtenliğiyle konuşması ona olan hislerimin karşılık bulduğunu söylüyordu . yatakta tek başımaydım demek ki yine erken kalktı . saate baktığımda 10 a geliyordu . o saat 5 te kalkan biriydi onunu için gün çoktan başlamıştı . ayak seslerini duymamla yanıma geldiğini anladım ve hemen gözlerimi kapayıp uyuyormuş gibi yaptım odanın kapısı açılıp içeri irdiğinde tüm oda yeniden yaseminlerle doldu kokusunu derin derin içime çekmemek için kendimi zor tuttum. Yanıma gelip yatağa oturdu hiç bi şey yapmadan sadece oturuyordu . sonra nefesini yüzümde hissettim dudaklarıma nefesini üflüyordu öpeceğini sanmış öylece bekliyordum ama yapmadı  bu sefer kulağıma eğilmişti

“uyumadığını biliyorum “ diye fısıldadı bende artık oyunu bırakarak gülümsedim ardından gözlerimi açıp o deniz gözlerine baktım

“nerden anladın “

“bi asker asla derin uyumaz en ufak tıkırtıda uyanır ve yüzünde nefesini hissettiği anda silahını onu doğrultur” gülümsüyordu

“askerler hakkında fazla şey biliyordun küçük hanım “

“bak şurada anlaşalım binbaşı bana küçük hanım demeyi kes en nefret ettiğim kelimedir”

“niye ki sana fazlasıyla uyuyor bence”

“ben o kadar emin değilim”

Susmayı tercih ettim bu sefer utandırma sırası ondaydı

“bide şu kalbine söz geçir artık odaya girdiğimde kendini ilk ele veren o oldu “ göz kırparak kalktı yataktan utanmıştım ama yinede belli etmemek için çaba sarf ettim .

“hadi kalk artık kahvaltı hazır”

Küçük bi esnemenin ardından “hiç kalkmak istemiyorum tüm gün uyuya bilirim”

“saçmalama eda arayıp duruyor sabahtan beri öğle yemeğine çağırdı bizi”

Tamam o zaman 1 saat daha lütfen “

“iyi tamam sen uyu o zaman ben kahvaltı yapıcam “

“tamam “ ilk hamlemi yaptım ardından “yanağında ne var senin “

“ne var” yanaklarını yokluyordu. “bak tan şurda bi şey var”

“ne var ya “iyice huylanmıştı “gel alıyım ben “

Bana doğru yaklaştı iyice ve bende son vuruşumu da yaparak onu tek hamlede kollarımı arasına sabitledim artık oda benim gibi yatakta uzanıyordu kollarımla onu fazlasıyla sıkı tutuyordum

“napıyorsun ya”

“uyuyacağımı söylemiştim “

“evet ama böyle mi “

“ben bunda sonra hep böyle uyuyacağım “

“bak sen “ tüm sorularını gözlerim kapalı cevaplamıştım nefesini dudaklarıma üflediğinde araladım gözlerimi dudaklarına sabitlenmiştim öpmemek için kendimi zor tutuyordum

“bence bunu bi daha yapma yoksa kendimi tutamayabilirim “ beni çileden çıkardığını biliyordu küçük bi kıkırdamayla devam etti

“sende bırak o zaman beni”

KARANLIK MEVSÏMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin