Dünyaya leyleklerle değil gökkuşağıyla gelmişim. Doğduğum günden beri annem neden çevremdeki kızlar gibi olmadığımı düşünürmüş. Diğerleri evcilik oynarken ben ağaç tepesinden inmez bisiklet yarışları yapardım. Annem bana sürekli nasıl davranmam gerektiği konusunda şeyler anlatırdı. Ben de onun yanında onun istediği örnek kız modelinde dolaşıp yanımda olmadığında kendi kafama göre yaşardım. Daha sonra onun yanında rol yaptığımı anladı. Bana neden böyle davrandığımı sorup beni anlamaya çalışınca ona mantıklı gelen fakat düşüncelerine uymayan cevaplar aldı ve nesil değişmiş diye düşünüp sen her şeyin farkındasın diyip beni kendi halime bıraktı. Sonra ben kendi kendimi büyüttüm. Belki de büyütemedim. Bazen annem hala bana müdahale etmeye çalışır ve zararlı çıkar. Her seferinde bu sefer karışmayacağım diyip karışır hayatıma. Ben babama çekmişim sevdiğini pek belli etmez sadece bir kez söyler bir şeyleri. Kafası da rahattır. İnsanları olduğu gibi kabul eder. İlk başlarda karma bir liseye giderdim. Orada kızlarla anlaşamaz erkeklerle takılırdım. İki yakın arkadaşın benden hoşlandığını öğrendiğimde lisenin en çalışkan çocuğuyla çıktım. Daha sonra benden hoşlanan çocuklar başımızı derde soktuğunda annem durumu öğrenir öğrenmez beni kız lisesine yazdırdı. Amaç beni erkeklerden korumaktı ama daha sonra pişman olacağını bilmiyordu...