Kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra uyuyan vişneyi kontrol edip en çok ilgimi çeken kütüphaneye gitmek için müdürün odasına gittim. Tabi birde ders programımı ve sınıfımıda öğrenmem gerekiyordu. Kapıyı tıklatarak gel komutunu bekledim içeriden gelen "Gel!" Komutuyla içeri girdim. Bana bakıp gülümseyen adama baş selamı verip karşısındaki koltuğa oturdum. "Ben hem sınıfımı ve ders programını hemde kütüphaneye girabilmek için izin istemeye geldim" diyince bana baktı ve "Hoşgeldin, ders programın ve sınıfın bu kağıtta yazıyor kütüphane içinde iznin burda istediğin kitabı alabilirsin geri getirme zorunluluğu yok hepsinden milyonlarca var zaten" Diyip bana kağıtları uzattı teşekkür edip yanından ayrıldım. Odama gidip kütüphane izni dışındaki kağıtları bırakıp çıktım. Kütüphaneye geldiğimde elimdeki kağıdı yandaki parmak izi yerine gösterdim. Okul bildiğin teknoloji üzerine tasarlanmıştı ve bu hoşuma gidiyordu. Kapı açıldığında içeri girdim ve kapıyı kapattım. Her yeri teker teker gezmeye koyuldum. Bir Kaç Saat Sonra Kütüphaneyi gezmeyi nerdeyse bitirmiştim. Önüme çıkan rafla üstündeki kitapların adını kafamda oturtup ezberlemeye başladım. Sıra bitmişti ama kafama takılan bir kitap var. Hızla yürüyüp o kitabın yanına geldim. Adı yazmıyordu ve bayağı bir kalındı. Kitabı aldım ve okumak için açtım. Fakat kitap bildiğim dört dille bile yazılmamıştı. Hangi dil olduğuna bakmak için hızla kütüphanede gezerken gördüğüm kitap çevirisine gittim. Kitabın içindeki yazıları denedim aba hiç bir dilde yazılmamıştı bu garipti. Ben bu kitabı nasıl okuyacağım...
16 parts