Yorum sınırlarını geçen okuyucum bir süre buralarda olmayacak bu yüzden lütfen en az bir yorum yapmadan geçmeyin yoksa sınır geçilemez ;) Okuyan herkes yalnızca bir yorum yaptığı takdirde geçiliyor sınırımız <3
Adrien'ın hastalandığı günün üstünden 2 gün geçmiş ve bugün iyileştiğini söyleyerek ayaklanmıştı. O günkü tartışmamızdan sonra ikimiz de birbirimizle çok konuşmamıştık ama ona bakma görevi bana verildiği için mecburen iletişi içindeydik.
Dün ona yemeğini getirdiğimde benimle bir şey konuşmak istediğini söylemişti ve sanırım özür dileyecekti ama kapı açılıp Nino içeri daldığında cümlesi yarım kalmış ve daha sonra da gerek Emilie teyze gerek Felix olsun birçok kişi gidip geldiği için yalnız kalamamıştık.
Adrien'dan ben de özür dilemeyi planlıyordum. O an hassas olduğum konuya beni suçlayıcı bir biçimde parmak basması yüzünden hasta haliyle ona bağırmıştım. Haklıydım ama daha kibar ve onun da durumunu göz önünde bulunduran bir açıklama yapabilirdim.
Şu anda bu 3 günde ortalığa dağılan yanımda görüteceğim bazı eşyalarımı toplamakla meşgüldüm çünkü Adrien iyileştiğini iddia ettiği için öğle yemeğinden sonra yola çıkacaktık.
Kahvaltıdan yeni gelmiştik ve Adrien da şu an daha bu odaya taşınmadığı için eski odasında eşyalarını topluyordu. Daha doğrusu yardımcısı Nino topluyordu, geçen sefer biz yola henüz çıkmadan evine döndüğü için Kral Gabriel onu biraz haşlamıştı duyduğuma göre. O yüzden bugün biz arabaya binene kadar gitmemeye kararlıydı.
Kapım çalındığında giren Alya ile ona doğru döndüm. Bana bir şey söylemek istiyor gibiydi.
"Ne oldu Alya, bir şey mi söylemek istiyorsun?"
"Evet, Mari bugün siz gittikten sonra Nino beni kente götürmeyi teklif etti. Lutetia'yı gezdirecekmiş. Acaba-"
"İzin istemene bile gerek yok, ben yokken istediğini yapabilirsin tabii ki Alya." Göz kırptım ve devam ettim
"Onu bunu bırak da siz Nino ile ne iş?" Sorum üzerine kızarmaya başlaması beni kanıtlar nitelikteydi.
"S-sanırım ondan hoşlanıyorum..."
"Ne dedin Alya duyamadım?"
Fısıldayarak söylediği şeyi tabii ki duymuştum ama Alya'yı ilk defa böyle görüyordum Biraz eğlenmenin bir zararı olmazdı.
"Be-ben ondan hoşlanıyorum!" Hafifçe yükselttiği sesiyle tekrar ettiği cümleden sonra ellerini kızarmaya başlayan yüzüne kapattı. Kıkırdadım ve daha sonra ona sarıldım.
"Böyle duyguları özgürce yaşaman çok hoş gerçekten Alya, utanacak bir şey olduğunu düşünmüyorum."
Ellerini yüzünden çekti ve ben de devam ettim
"Hem bence o da senden hoşlanıyor demedi deme." Kapının tıklatılması ile Alya duruşunu dikleştirdi.
"Gelebilirsiniz." Kapı açılınca gözüken sarı ama abilerinin aksine uzun olan saçlar Chloe'ye aitti.
"Marinette... Ah Alya sen de mi burdasın?"
"Merhaba Prenses Chloe." Chloe sırıttı
"Sadece Chloe, Alya. Biz arkadaşız lütfen bir daha hatırlatmak zorunda bırakma."
Alya da gülümserken
"Emredersiniz Majesteleri." dedi ve eteğini tutarak şakadan reverans yaptı.
Ben onların bu haline gülerken iyi anlaşmalarına sevinmiştim. Chloe'ye kanım kaynamıştı annesi gibi olmadığı her halinden anlaşılıyordu zaten. Alya ise yıllardır yanımdaydı ve neredeyse beraber büyümüş sayılırdık. Bu ikisinin anlaşamaması benim açımdan kötü olurdu ama neyse ki korkularım boş çıkmıştı.
"Chloe sen niçin gelmiştin?"
"Ah, evet onu unuttum. Yemeğe iniyordum da seni de çağırayım dedim. Hem 2 hafta olmayacaksın vedamı bireysel yapayım dedim, malum annem sizi uğurlamama bile karışabilir çünkü."
Başımı salladım ve hepimiz odadan çıktık, alt kata geldiğimizde Alya bizden ayrılıp mutfağa giderken biz de yemek salonuna geçtik. Aslında eskiden Alya ile aynı masaya otururduk ama burada Kral Gabriel sağolsun bu mümkün olmamıştı.
Bu beni huzursuz etse de en azından şimdilik yapacağım bir şey olmadığını bildiğim için kafama takmamaya karar verdim ve gülümsememi takarak Chloe'ye adımlarımı uydurdum.
Adrien'ın yanındaki yerime otururken masaya göz gezdirdim ve beni şaşırtmayan bir şekilde Kraliçe Audrey'nin bana delici bakışlarla baktığını gördüm. Bu bakışlar her yemekte devam ediyordu ve artık sinirimi bozmaya başlamıştı.
Sonunda eksik olan Felix ve Kral Gabriel geldiğinde yemeğe başladık. Bugün diğer günleri tersine hızlıca biten yemek faslından sonra Kral Gabriel ayağa kalktı ve
"Prenses Marinette, Adrien yardımcılarınıza söyleyin eşyalarınızı arabaya yerleştirsinler. Zaten Adrien'ın hastalığı yüzünden yeterince ertelendi, çok geçe kalmadan yola çıkın."
Ben cevap veremeden Adrien cevapladı, sinirli gibi gözüküyordu ama çok da takılmadım.
"Tamam baba, Marinette gel yukarı çıkalım."
Kafamı salladım ve Adrien'ı takip ederek odalarımızın olduğu kata çıktım. Odama girecekken Adrien duraksar gibi oldu ama sonra vazgeçti ve odasına girdi. Söylemekten vazgeçtiği şey her neyse şu anda deli gibi onu merak etmeye başlamıştım.
>><<<>>><<
"Görüşürüz Marinettecim."
"Görüşürüz Emilie teyze."
"Anne yeter artık bırakır mısın Marinette'i, sabahtan beri kaçıncı vedanız oldu bu?" Adrien'ın sözleri üzerine alınmış gibi yapan Emilie teyze Adrien'a cevap verdi
"Sana da görüşürüz Adrien."
"Görüşürüz anne, görüşürüz."
Alya ve diğerleri ile daha önce vedalaşmış olduğumuz için Emilie teyzeyi de halledince sonunda arabaya binebilmiştik. Önümüzde uzun bir yolculuk vardı ve biz henüz aramızdaki meseley, halletmemiştik. Bunun için bu yolculuk güzel bir fırsat olmuştu.
Adrien ile aramızdaki her şeyi halledip eskisi gibi olmak istiyordum ve bu yalnızca ona kendi krallığımda yapmayı planladığım araştırmayı ve nedenlerini ona anlatmakla olurdu. Artık evli olabilirdik ama bu ikimizinde idaresi dışında gelişmiş bir durumdu ve kesinlikle Adrien ile aramızdaki bağın, arkadaşlığımızın bundan etkilenmesini istemiyordum.
Adrien benim için değerliydi ve onunla aramı her ne olursa olsun düzeltmeye kararlıydım. Ama tabii ki önce benden özür dilemeliydi, birazcık sorgulamış olsa benim hiçbir suçumun olmadığını anlayacağı bir konuda beni suçlaması tamamen onun hatasıydı.
Eveeet, yine günün son dakikaları ve yine gün bitmeden bölümü yayınlamaya çalışan ben...
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Bu bölümler biraz durgun gidiyor olabilir ama bu kitabımın entrikaları çok da büyük olmadığı ve kitabımın hemen bitmesini istemediğim için daha yavaştan alarak yazıyorum.
Sevgili Patronum'a da pazartesi olmadan gelir büyük ihtimalle bölüm :)
Sınırlarımıza gelirsek;
Oy:30
Yorum:100
Sizi çok seviyorum kendinize çok iyi bakın <3333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prenses
FanfictionPrenses Marinette, çocukluk arkadaşları Prens Adrien ve Prens Felix'le bir sonraki karşılaşmalarının bu şekilde olacağını asla tahmin edemezdi.