Bölüm 6

951 82 164
                                    

Moralim babamın yaptığı bu iğrenç anlaşmadan sonra mecburen evime gideceğimden dolayı aşırı bozulmuş bir şekilde yukarı odama çıktım. Bu gece buraya yanıma Adrien'ın da katılacağını düşündüğümde içim bir tuhaf oldu. Onunla- Onlarla eskisi gibi olmayı gerçekten istiyordum ama bu kesinlikle Prens Adrien ile evlenerek olmazdı. 

Çocukluğumda sahip olduğum tek arkadaşlarım olan bu ikizlerden biriyle, özellikle o yeşil gözlüyle, kesinlikle evlenmek istemiyordum. Bunu her ne kadar ülkem için yapsam da bu çok büyük bir haksızlıktı. Hem benim hem de onun için... Veliaht Prens oydu ve bu saçma anlaşma yüzünden ülkesinin başına kendi istemediği birini Kraliçe yapacaktı. Sonuçta Kraliçesini kendi seçmek isterdi hem belki de seçtiği biri vardı bile...

Düşüncelerim çalan kapıyla bölündü. Göz pınarlarıma dolan yaşları geriye gönderdiğimde gir komutunu verdim ve kapıdan kimin gireceğini beklemeye başladım. Sarı saçlı bir baş gözüktü ve daha sonra kabarık ve oldukça güzel bir elbise giyen Prenses Chloe odaya girdi. Arkasından da bir sürü çalışan ellerinde bir takım malzemelerle odaya giriş yaptı. 

Soran gözlerle Prenses Chloe'ye baktığımda yüzünde bir sırıtışla bana döndü ve

"Gelini hazırlamaya geldik, acaba hazır mısınız Müstakbel Kraliçe Hazretleri?" diyerek abartılı bir reverans yaparak benim de gülümsememi sağladı.

"Buyrun," diyerek ona elimle odamın içlerine doğru ilerlemesini gösterdim. Diğer çalışanlara emirler vererek ellerindeki malzemeleri hazırlattı ve daha sonra bana dönüp

"Gelinlik nerede Prenses Marinette?" diye sordu.

"Dolabımda," lafımın üstüne çalışanlardan biri hızlıca atılarak dolabıma gitti ve gelinliğimi aldı.

"Ama lütfen bana Marinette de, Chloe." dedim. Yüzündeki gülümseme aydınlanırken kafasını salladı ve 2 saatimi alan hazırlanma süreci başladı.

>><<<<>>>><<

Gelinliğim (medyada) ve saçımın (bölüm sonunda) işi bittiğinde oturduğum koltuktan kalktım ve çalışanlar yanımızda olduğu için çok da rahat konuşamadığımız Chloe'ye döndüm.

Chloe saçıma ülkenin kraliyet hazinesinden çok güzel bir taç takıp bana son kez beğeniyle baktıktan sonra

"Benim gelinliğimi de kesinlikle sen tasarlamalısın." dedi. Kıkırdadım ve 

"Tabii ki ama sadece gelinliğimi mi beğendin? Devamlı ona yorum yaptın..." diyerek şakacıktan ona takıldım.

"Hayır Marinette, sen de çok güzelsin, Adrien seninle evlendiği için çok şanslı." dedi. Son duyduğum şeyle yüzüm düşerken moralimi yüksek tutmaya karar verip o görmeden tekrar gülümsemeye başladım.

Kapı çalındığında gel dedim ve içeri giren Alya'nın beni görünce yüzünde oluşan tepkiyi izledim.

"Ma-mari, Ayy yani Prenses Marinette çok güzel olmuşsunuz." 

"Merak etme Alya, Chloe'den çekinmene gerek yok, değil mi Chloe?" Chloe gülümsedi ve elini Alya'ya uzattı.

"Merhaba Alya, tanıştığıma memnun oldum, Mari ile onu hazırlarken çok lafın geçti, onun gerçekten çok yakın bir dostusun." 

Alya ve Chloe konuşurken yakın dost denilince aklıma gelen şey ile hemen etrafa bakındım ve Tikki'yi görmeye çalıştım. Pofuduk, siyah ve yeşil pati detayları olan yatağında uyuyor olduğunu gördüğümde rahatladım. Alya'ya dönüp

"Alya, biz Prens Adrien ile Dupain Krallığı'na gittiğimizde Tikki'yi de yanımda taşımak istemiyorum, seni de aynı şekilde yormak istemiyorum, zaten daha dün geldik, yorulursunuz yolculuk boyunca. Sen burda kalırsın hem Tikki ile ilgilenirsin hem de sarayı daha iyi öğrenirsin."

PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin