[1.7] çürük yumurtalı acı turta

1.3K 149 439
                                    

melanie martinez - pity party



Gökyüzüne baktım. Birkaç kuş uçarak üstümüzden geçti. Bulutlar, hafif esintiyle birlikte salınıyordu. Mavinin en güzel tonu vardı başlarımızın üstünde. Her gün nasıl bu güzelliğin farkına varmadan hayat koşuşturmacasına kapılıp gidebiliyorduk? Hayat sahiden bu kadar ciddiye alınmayı hak ediyor muydu?

Bunu arkadaşlarıma söylediğimde Lydia burnumdaki pamuğu sanki mümkünmüş gibi daha yukarı iterken "Kes sesini gerizekalı," dedi. Diğer yandan yüzünü buruşturuyordu. "Hâline bak, salak salak konuşuyor hâlâ." Hissettiğim ağrıyla inleyip başımı geri çektim. Tam karşımda kollarını göğsünde kavuşturan Braeden, yüzünde hiçbir mimik oynamadan bana baktı. "Sana son kez soruyorum Mieczyslaw Stilinski. Bunun sorumlusu kim?" Dağılmış yüzüme bakmasını görmezden geldim çünkü tam adımı kullanmıştı. Braeden yalnızca fırtına kopacağı zamanlarda tam adımı kullanırdı. Kaşıma bant yapıştırmaya çalışan Allison'ı kendimden uzaklaştırmak için hafifçe ittim. Konuşurken acıyan dudağımı görmezden gelmek zordu ama yine de bunun için çabaladım. "Söyledim ya," dedim. "Tanımıyorum."

Ah, ama aslında çok iyi tanıyordum. Beni lavaboda yalnız yakalayan ve "İbne." başta olmak üzere her türlü hakareti ederek üzerime çullanan herifler, bizimle aynı dönemde okuyorlardı. Aynı derslere giriyorduk, yan yana ders dinliyorduk. Aynı masalarda yemek yiyorduk. Şimdi ben, şeytanın çırağıymışım gibi davranmaya başlamaları da tesadüf değildi elbette. "Demek Derek Hale'i seviyorsun," demişti içlerinden biri. "Seni küçük ibne." Arkadaşlarıyla bana saldırmış ve yüzümü bir güzel dağıtmışlardı. Neredeyse zemine yapışmıştım ve lakros takımından biri beni bulana kadar ayağa kalkamamıştım.

"Sanırım dişim kırıldı." diye mırıldandım üzerime dikilen bakışların altında. Hepsi yan yana dizilmiş bana ters ters bakıyordu. Sırtımı duvara biraz daha yaslayıp iç çektim. Scott olanlara anlam veremediğini gösterircesine "Sen gerizekalı mısın?" diye çıkıştı. "Neden durup seni dövmelerini izledin? Karşılık vermen gerekirdi. Veremediğini söyleme Stiles. Çünkü hepimiz onlarla yumruk yumruğa kavga ettiğin takdirde kazanacağını biliyoruz." Ona hak verdiğini göstermek için kafasını sallayan Isaac'e diğerleri de eşlik etti. İç geçirip ayağa kalktım. Her tarafım ağrıyordu ama yürüyemeyecek durumda değildim.

Kolumu yakalayan Allison "Nereye gidiyorsun?" diye çıkıştı. "O kaş patlamış Stiles. Dikiş gerekebilir." Ondan kurtulabilmek için kolumu çektim ama bütün kuvvetiyle bileğime yapışmış gibiydi. Pes edip onlara baktım. "Karşılık vermedim. Kendi isteğimle beni dövmelerine izin verdim. Şimdi mutlu musunuz? Derse girmem gerekiyor. Devamsızlıklarım aldı başını gitti."

İçlerinde en öfkeli görünen kişi Braeden'dı ve şimşek gibi bir sesle "Sen acıdan zevk alıyorsun," dedi. "Yoksa ne bok yemeye göz göre göre dayak yer ki bir insan?"

Üstümüzden birkaç kuş daha geçti ve küçük gölgeleri ayaklarımızın altındaki çimenlere düştü. Bir an, yalnızca kısacık bir an için, onlar gibi özgür olduğumu hayal ettim. Tüm bu acıdan ve cehennem hissinden kaçmak için kanatlarımın olmasını nasıl da isterdim. Derek Hale'den ve başıma açtığı tüm dertlerden uzağa gitmek güzel olurdu. Ondan uzağa... Bu düşünce acı verici bir şekilde içimi ürpertti. Bir kez daha kendimden nefret ettim. Braeden'a bakıp başımı salladım. "Acıdan zevk aldığım yok. Yalnızca hak ettiğimi düşündüm."

Lydia yüzünü buruşturdu ve yumruklarını açıp kapatarak etrafına bakarken öfkeyle dolup taşıyormuş gibi göründü. "Tanrı aşkına," diye mırıldandı güçlükle. Kendine hakim olmak için üst düzey bir çaba harcıyordu. "Lütfen bana, bu hâle gelmeyi hak edecek ne yaptığını açıklar mısın?" Bana bakışlarındaki öfke, acıma duygusunu gizlemek için kullanılan bir maske gibiydi. Izdırap dolu yıllarıma birinci elden şahitlik eden dostlarım benim acı çektiğimi görmekten bıkmışlardı. Ben de onların karşısında gülmeyi, kalplerine bir nebze de olsa neşe saçmayı diliyordum. Ama hayatın benim planlarıma cevap verme şekli tuhaftı. Bir acı bitti derken diğeri başlıyordu ve yaralarım asla kapanmıyordu.

pumpkin and hell hole [sterek] b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin