[1.8] fırtınada söylenmeyen duygular

1.3K 157 321
                                    

harry styles - adore you



Derek Hale'in doğum günü yaklaşıyordu. Kendime ne kadar engel olmaya çalışsam da heyecanlanmadan duramıyordum. Yıllardır verdiğim hediyeleri umursamamıştı. Yine de ona hediye vermeyi seviyordum. Onları beğenmemesi bile umurumda değildi, yalnızca birilerinin doğum gününü hatırladığını bilse yeterdi. Çünkü Derek'in doğum gününü hatırlayan olmazdı. Evde bile kutladıklarını sanmıyordum. Hoş, insanlar doğum gününü bilmiyor olabilirdi. Kendisi hakkında konuşmaktan nefret ederdi.

Bu yıl, başımı ağrıtacak kadar çok düşünmüştüm. Ona hediyeyi yüz yüze mi vermeliydim? Sonuçta hislerimi açıklamıştım ve beni durduran bir şey kalmamıştı. Yıllardır gizlice hediye bırakan kişinin ben olduğum da ortaya çıkardı.

"Hayır hayır," dedim kendi kendime. "Bilmemesine alıştım. Şimdi neden bilmesi gereksin ki?" Diğer yandan bulaşık süngerini lavaboya sürtüyordum. Durup fayansa baktım. "Bilseydi her şey farklı olur muydu?" diye mırıldandım. Bu düşünceyle daha da üzüldüm. Arkamdan "Olmazdı," diyen ses gelince irkilerek arkama döndüm. Kira mutfak camından başını uzatmış bana bakıyordu. "Seni sevecek adam için küçük bir ayrıntı olurdu. Hepsi bu." Süngeri bırakıp ellerimi kurularken "Ne zamandır oradasın?" diye sordum. Omuzlarını silkti. "Kendinle verdiğin içsel savaşa şahit olacak kadar uzun süredir burada dikiliyorum."

Bacağını içeri atıp pervaza tırmandı ve içeri atladı. Parmağımla holü işaret ettim. "Kapımız vardı, Kira. Bilmem farkında mısın?" Yanımdan geçip masanın üzerindeki sepette duran elmalardan birini kaptı. Sandalyeye çöküp bacaklarını kendine doğru çekti. "Kendini ev işlerine mi adadın?" diye sordu. Lavaboyu işaret ediyordu. Yeniden süngeri elime alıp ona arkamı döndüm. "Bir şeyler kafamı meşgul ettiğinde süngeri alıp lavaboyu fırçalarım." Elmayı ısırırken çıkarttığı sesleri dinleyerek bir süre daha fırçalamaya devam ettim. Dirseğime kadar köpüğe batmış hâldeydim ve hâlâ bir cevap alamamıştım. "Belki de biriyle konuşmalısın." dedi.

Omzumun üzerinden ona baktım. "Ağzımdan laf almaya mı çalışıyorsun?" diye sordum. Lokmasını yutma zahmetine bile girmeden "Hayır," dedi. "Derek'in maçı varken evde ne halt ediyorsun onu öğrenmeye çalışıyorum yalnızca." Derek ismi geçince bütün keyfim kaçtı ve süngeri daha fazla bastırmaya başladım. Köpükler tezgâha kadar yükselmişti. Sesinde hafif bir alayla "Cevap vermiyorsun demek." dedi. Elmasından yeni bir ısırık aldığını duyduğumda süngeri, ıslanmayı umursamadan köpük havuzuna fırlattım. Etrafa saçılan köpüklerin arasından "Gideceğimi düşünmüyordun değil mi?" dedim.

Çekik gözlerini mümkünmüş gibi kocaman açtı. "Aslına bakarsan tam da öyle düşünüyordum." Islak tişörtüm ve köpüklü kollarımla yorgun biçimde buzdolabına yaslandım. Gözlerimi kapatıp üzerimdeki bu ağırlıktan kurtulmak için derin bir nefes aldım. Formasını giyen Derek'in sahada nasıl da büyüleyici göründüğünü hayal ettim. Kira haklıydı. Gerçekten de gitmeyi düşünmüştüm. Ama gidersem kendime işkence etmekten başka bir şey geçmeyecekti elime. Canım yanacaktı onu diğer insanların ilgisiyle çevrelenmiş görünce. Bunu düşündüğümü biliyormuş gibi görünüyordu. Ceset kız suratıyla bana baktığını fark etmek tüylerimi ürpertti. "Kaçıyorsun yani?"

Kendimi savunma hâline geçerek "Kaçmıyorum," dedim. "Ben yalnızca-"

"Kapa çeneni Stilinski. Bunlar kaçan bir adamın sözleri." Dişlerimi sıkarak ona baktım. Ona karşı çıkıp çıkmayacağımı görmek için bekledi. Sakinleşmeye çalıştım ve "Ne istersem onu yaparım," dedim. "Böylesi daha az acı verecekse sonsuza kadar kaçacağım." Gözlerindeki bakış değişti ve yerine, acımı paylaşan birinin hayaleti yerleşti. Belki de kimseye göstermediği bir yerde, Kira'nın da kalp kırıklıkları vardı. Belki de her gün ona batan birer diken vardı ama dışarıdan bakıldığında alaycılığından fazlasını göremiyorduk. "Günün birinde kaçtığın için pişman olabilirsin." dedi. Bunu söylerken sesi son derece hafifti. Öyle ki öfkelenemedim bile. Aksine, acı dalga dalga üzerime geldi ve göğüs kafesimde bir ağrı baş gösterdi.

pumpkin and hell hole [sterek] b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin