[2.3] kemikten kafes

1.1K 143 134
                                    

beth crowley - i scare myself



Geyikli Vadi'ye ulaştığımızda ikimiz de savaştan çıkmış gibi görünüyorduk. Bizimkiler çoktan ortamı kurmuştu. Braeden  Jordan Suaste'tan Body'i açmıştı. Birlikte bağırarak şarkıya eşlik ediyorlardı. Anlaşmış gibi Derek'le Jeep'in yanında dikilmeye devam ettik. Bir süre onları izledik. Isaac ve Ethan, Aiden'ın anlattığı bir şeye dikkat kesilmişti. Erica, Lydia'nın dövmesiyle ilgili bir şeyler anlatıp gülüyordu. Lydia yüzünü buruşturmuştu ama dudaklarında gizlenen gülümsemeyi görebiliyordum. Allison, Scott ve Boyd kendi hâllerinde içiyordu. Braeden ve Kira gölü izliyordu.

Orada bir bütünlük vardı. Sanki herkes nereye ait olduğunu biliyor gibiydi. Derek'in yanında dururken ben de nereye ait olduğumu biliyordum.

Bizi ilk fark eden Erica oldu ve yüzünde bıkkın bir ifadeyle "Nihayet teşrif edebildiniz," diye çıkıştı. Eh, ondan daha iyisini beklemiyordum zaten. "Kıçımız dondu soğuktan." Yanlarına ilerlediğimiz sırada başlar yavaş yavaş bize dönmeye başladı ve tam zamanı olduğunu düşündüm. Onlara yanımda duran adamla nihayet bir araya geldiğimizi söyleyecektim. Ağzımı açtım ve kelimeler dışarı çıkmak için dudaklarımın arasında sabırsızca kıpırdandı. Bunu söylemek için ne kadar heyecanlı olduğumu fark edince Derek'in bendeki yerini bir kez daha anladım.

"Biz-"

"Geyiğin boynuzları adına, Stiles Stilinski!" diyerek kelimeleri ağzıma tıktı Lydia. Hepsinin yüzünde şaşkın bir ifade belirmişti. Olduğumuz yerde durup Derek'le birbirimize baktık. Braeden ayaklanırken "Bu sefer senin boynunu kıracağım," dedi Derek'e. "Stiles'a vurduğuna inanamıyorum!" Şaşkınlığımız ikiye katlanırken başımı hızla salladım. Elimle onu durdurmaya çalışarak öne uzandım. "Bekle Braeden-" Ama beklemedi ve beni itip Derek'i yakasından yakaladı. Derek yardım istercesine bana baktı, durum karmaşık bir hâl almıştı. Dişlerimi sıkıp Braeden'ı geri çekerken "Bana o vurmadı!" diye savunmaya geçtim.

Diğer bir gerizekalı arkadaşım olan Isaac de Braeden'a katılırken "Bak hâlâ bu hıyarı savunuyor bize!" diye çıkıştı. İkisi de Derek'in üstüne yürürken ne yapacağımı bilemeyerek etrafıma baktım. Kira gölün kenarında, bir eliyle yüzünü kapatmış vaziyette başını iki yana sallıyordu. Ümitsiz vaka dercesine. Boğazımı temizleyip "Gerçekten o vurmadı ama!" diye denedim şansımı. "Abisi vurdu. Şimdi bırakın-" Ne ara yanımızda bittiğini bilmediğim Lydia "Seni abisine mi dövdürttü bir de!" diye parlayıverdi. Bildiğim bütün küfürleri sıralayarak Derek'le üçünün arasına girdim.

"Kapayın çenenizi!" Bağırışım gölün etrafında yankılandı. Aniden hepsi çırpınmayı bıraktı. Rahat bir nefes alıp arkamda duran Derek'e uzandım ve el yordamıyla kolunu kavradım. Onu yanıma çekmeme itiraz etmedi. Yanımdaki varlığından güç alırken "Derek'le çıkıyoruz," dedim. Scott ağzını açmadan "Sevgili olduğumuzu kastediyorum." diye ekledim. Böylece olası bir asansör şakasının önüne geçmiş oldum. Nihayet gerçeği söylemenin verdiği rahatlıkla nefesimi bıraktım ama arkadaşlarım yüzüme bomboş bakıyordu.

Anlamadıklarını düşünüp tekrar edeceğim sırada "Nihayet." diye söylendi Allison. Hiçbir şey olmamış gibi içmeye devam etti. Ethan ve Aiden yüzlerinde memnuniyetsiz bir ifadeyle ama onaylar gözlerle bize baktılar. Neredeyse tükürürcesine "Şaka olmalı." diye çemkirdi Erica. Ama yüzünden, bu durumdan rahatsız olmadığını görebiliyordum. Hepsi işlerine geri döndü. Braeden ellerini geri çekip sakinleşirken ağzının içinde bir şeyler mırıldandı. Kira'nın dediği gibiydi. Hepsi bunu duymayı bekliyordu. Yine de "Hey,Kira!" demekten kendimi alamadım. Omzunun üstünden ne var dermişçesine bana baktı. "Sana kolay olmayacağını söylemiştim."

pumpkin and hell hole [sterek] b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin