"Merhaba oğlum!" diyen sese baktığında Louis ayaklandı ve ona baktı.
"Baba." dedi Louis kırgın bir sesle.
"Senin burada ne işin var?" diye sordu Charles.
"Dört yüz yirmi iki yıldır dünyadayım." dedi Louis.
"Öldün ve hala burada mı kaldın?" diye sordu Charles.
"Evet ve sen-" dedi Louis ve Charles'ın elindeki yaralara baktı. "Şaşırmadım."
"Bunlar kim?" diye sordu Charles. Harry, Niall, Zayn ile Liam, Louis'in baktığı yere bakıp olanları anlamaya çalışıyordu.
"Arkadaşlarım." dedi Louis. "Seni çağırdık çünkü mezarımın yerini öğrenmek istiyorum."
"Ne?"
"Cesedimi nereye gömdün?" diye sordu Louis. Charles kahkahalar içerisinde gülmeye başladı.
"Cesedini bu garip yapıların içinde bulabileceğini mi sandın?" diye sordu Charles. "Gerçekten bu şehre ne yapmışlar?"
"Bulabilirim. Bana yerini söyle." dedi Louis ve Charles bir şey demedi.
"Söyledikten sonra beni o çukura geri yollayacağını biliyorum." dedi Charles. Louis sessiz kaldı. Tam olarak öyle yapacaktı.
"Her türlü o çukura geri döneceksin." dedi Louis. "Söylemiyor."
"Ne yapacağız?" diye sordu Harry ve Johannah'a döndü.
"O seni görebiliyor mu?" diye sordu Charles şaşırarak. "O yoksa-"
"Benim ruh eşim."
"Aşağıda konuşulan ruh sensin." dedi Charles.
"Evet, benim." dedi Louis. "Ruh eşimle karşılaştım."
"Vay canına!" dedi Charles.
"Pekala, bir anlaşma yapalım." dedi Louis. "Şuanda cehennemde olma nedenlerinden birisi de benim değil mi?"
"Olabilir." dedi Charles. "Senin dışında bir sürü kişiyi öldürdüm."
"Eğer bana mezarımın yerini söylersen, seni affederim." dedi Louis.
"Louis, bunu yapmak istediğine emin misin?" diye sordu Harry. "Ne yaptıysa cezasını çekmeli."
"Erkek arkadaşından hoşlanmadım." dedi Charles.
"O da sana bayılmıyor." dedi Louis.
"Ne yapacaksın ki? Hem senin de cehennemde olmayacağın ne malum?" diye sordu Charles. "Sonuçta bir lanetlisin."
"Charles, bana mezarımın yerini söyle." dedi Louis.
"Neden istiyorsun? Ruh eşin burada, annen burada." dedi Charles. Louis'e baktığında anlamıştı. "Çünkü burada kalacaksın, sonsuza dek."
"Hiçbir yerde adım geçmiyor. Annem ve bu odadakiler dışında beni tanıyan kimse yok. Kimse senin oğlun olduğumu bilmez." dedi Louis. "Lütfen, hayatımı yaşamama izin ver."
"Böyle bir şey yapamam." dedi Charles.
"Beni hiç mi sevmedin? Bana geçmişte yaptıkların yüzünden her seferinde sinirleniyorum. Kendimi kontrol edemiyorum. Çünkü ne var biliyor musun? Bana ne yapmış olursan ol, ben seni hala aptal gibi seviyorum." dedi Louis sinirli bir şekilde ve onun üstüne doğru yürüdüğünde oldukça sinirlenmişti." Senden dört yüz yirmi iki yıl önce istediğim gibi şimdi de aynı şey için yalvarıyorum. Bana hayatımı ver!"
"Louis-"
"Hiçbir zaman kral veya daha fazlasını olmak istemedim. Hayalim daha normal bir hayattı. Hiçbir zaman tahtını istemedim. Hiçbir zaman bu ülkeyi yönetmek istemedim." dedi Louis. "Kral olmak umrumda değildi! Sadece babam olmanı istedim. Bunu yapamadın. Öldükten sonra hatanı anlayacağını düşünmüştüm ama hala aynısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Freaking Romance
FanfictionHarry yeni bir eve taşınır ve taşındığı evde beklenmedik bir misafirle karşılaşır. Çünkü yeni taşındığı evde önceden yaşayan Louis'in hayaletiyle karşılaşır.