Dinin kitaptan ve peygamberinden yana iki sağlam kolonu vardır. Tahripçilerin de bu iki kolondan sürekli ilk saldırdığı peygamberler olmuşlardır. Tarih boyunca hep peygamberlerin sünnetleri ve sözleri unutularak, akılda tutulup gelecek kuşaklara aktarma çabası içerisinde olunmadığı için dinlerin sahihlik ömürleri kısa sürmüşlerdir.
Bu tahripçilik geleneği önceki peygamberlerde olduğu gibi Resulullah’ın (s.a.v) vefatından kısa bir süre sonra da gerçekleşti. Hâlâ da bu ağaç kurtlarından etraflarda üçer beşer bulunmaktadır. Böyle kimseler soydan geldikleri atalarına bağlı kalmak yerine, fikirlerine bağlandıkları soysuzların peşlerine takılmışlardır. Böyle kimselerin yüzüne bakmakla anlayacak veli zatlardan mısınız bilmem ama beş dakika sohbetini dinlemekle Müslümanların Çin malı çakma ürünü olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz;
▪ Bunlar "Kur’an bize yeter," derler. En belirgin özellikleri ve her sebebi götürdükleri netice orasıdır.
▪ Peygamber’den(s.a.v) de hadislerinden de azami ölçüde bahsederler hatta hadis lafı anmazlar. Peygamberimiz’i (s.a.v) sümme haşa sadece postacı nazarı ile bakan kıt bir görüşleri vardır.
▪ Hadislere karşı bir alerjileri vardır ve sahih hadisler üzerinde suizan bakışlarla bulunup mealini okuyup anlayamadıkları yerde açıklamasına bakmadan "Hadis değildir," damgasını vurmaktan çekinmezler.
▪ Mihenk taşları Kur’an-ı Kerim’dir lâkin yorumlamak kendilerine ait sapkın modernist eğitilmenin mahsulü olduğu için kendi dediklerini ne kadar ehl-i sünnet görseler de ağızlarından çıkan her söz dalalete götürür.
▪ Kur’an bildiklerini ve bu konuda iktisad yaptıklarını söylerler lâkin birçoğu daha Arapçasını dâhi bilmezler.Hastalığın belirtilerini saydığımız gibi patalojik etkenlerini de saymak gerek arz ederim;
¤ İlim cihetinden çiğ süt emmişler, sütü bozuk kaynaklardan beslenmişlerdir.
¤ İslâm’ı bir peygamberin hükmü, âlimlerin gerekli olduğu yerlerdeki ictihadları nefislerine zor gelip kendi yorumlama ve arzularına göre yaşanacak bir din isteme niyetine girmişlerdir.
¤ Sünnetlere itimat etmeyerek akıllarının götürdüğü yere giderler. Kur’an ve hadisleri akıllarına sıkıştırma gayreti içindeler.
¤ Kur’an-ı Kerim’i iyi bildiğini düşünürler lâkin mealden başka bir şey okumazlar. Peygamberi (s.a.v) itaati yok sayan bu kimseler âlim de tanımazlar müfessir de, okudukları tek tefsir yoktur!
¤ Kur’an-ı Kerim’in tamamını meal okumakla anlayacaklarını sanırlar, tefsirleri gereksiz görürler.Kendi girdikleri çıkmazlar saymakla bitmez; ¿ Bir rehber olarak peygamberi reddederek aslında kendileri namazsız, oruçsuz, hacca gitmemiş kimseler olduklarını belli etmişlerdir! Çünkü hadisleri ve sünnetleri inkâr etmekle onları yerine getirecek bir amel ortada bırakmamışlardır. Her ne kadar Kur’an ayetlerini savunsalar ve tek gerçekleri görseler de kasıtlı olarak gözlerinin önlerinde bulundurmaktan çekindikleri Resulullah’a (s.a.v) itaat emri bulunan ayet-i kerimeler vardır. Ve sayıları da hiç az olmayıp benim saydığım kadarı ile toplam 48 ayettir!
"Kur’an’ın açıklanmaya ihtiyacı yok," derler kendileri bunun üzerine en az 20-30 kitap yazmadan da duramazlar! Çünkü esas gayeleri kendi hissi ve hevesatlarına uygun fetvalar verip hükümler çıkarmak istemeleridir. Sahabelerin ve onlardan sonraki kuşağın Kur’an-ı Kerim emanetini bize kadar ilettiklerine inanırlar lâkin ayı kimselerin hadislere aynı itimattı göstermediğini dile getirerek iftira atarlar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahih Hadisler Kur'an İle Çelişiyor İddialarına Cevaplar
EspiritualBu mektubumuzda "Hadisler Kur'an ile çelişiyor!" iddialarına ait sunulan on çelişki(!) hakkında açıklama ve izahlarda bulunacağız inşALLAH. Hadisler hakkında çoğu bilgiyi bir önceki mektupta belirttiğimiz için olabildiğince tekrarata düşmeden, hadis...