8

3.4K 59 123
                                    

"Onun, ne yapmaya çalıştığını hiçbir zaman anlayamıyordum. Gözle görülür şekilde yakın davranmasının yanı sıra, bakışlarındaki kararsızlık ciddi anlamda canımı sıkıyordu. Henüz hayatıma yeni girmiş olmasına rağmen, en çok düşündüğüm kişi o olmuştu. Uyurken bile yanımda onu hayal etmeye başlamıştım. Bu durum beni rahatsız ediyordu ama aynı zamanda, olgun hareketleri kendimi güvende hissetmeme neden oluyordu. O, aslında iyi bir insandı. Eğer geleceği görebilseydi ne kardeşinin karşısına çıkardı, ne de benimle tanışırdı."

SEHER

"Hatta buramda da var, bak."

Sırıtarak üst dudağını tuttu ve yukarı kaldırdı. Dudağını, diş etine bağlayan derideki deliği görünce, gözlerimi sonuna kadar açmıştım.

"Bu çok güzel, ben de istiyorum."

Kurduğum cümleye karşı Mert, dudağını serbest bırakıp egoist bir tavırla gülerken, Arda iğrendiğini belli edercesine araya girdi.

"Yemek yedikten sonraki halini görseydin, ister miydin acaba?"

Mert, burnunu kırıştırdı ve tekrar bana döndü.

"Sakın bana uyma küçük kız."

Bugün, burnuna septum takarak gelmesi, onunla konuşmamı sağlamıştı. Üstelik kaşındaki ve dudağındaki deliği de gösterdiğinde tamamen ona odaklanmıştım.

"Ona uyarsan ileride pişman olursun. Şu haline bak, her yeri delik deşik. Yaşlanınca ne kadar çirkin görüneceğini tahmin edebiliyor musun?"

Arda'nın alaylı konuşması, Mert'in kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. Yine de cevap vermeden televizyonun etrafını sarmaya devam etti.

Bugün, bu evdeki son günümüzdü. Yarın nakliye ilk önce Ardaların evine uğrayacaktı. Ardından bizim eşyaları da alarak, yeni evimize geçiş yapacaktı.

"Siz her şeyinizi topladınız mı?"

Tuğçe'nin sorusu üzerine Arda, böbürlenerek cevap verdi.

"Biz, siz gibi uyuşuk değiliz."

Konuştuktan sonra bana dönüp göz kırpmıştı. Moralinin yerinde olduğu gayet belliydi. Tuğçe ise sinirlenmiş olacak ki, kollarını bağlayarak sehpanın üstüne oturdu.

"Devam edin o zaman. Ben hiçbir şeye dokunmuyorum."

Arda, kaşlarını kaldırarak Tuğçe'ye bakmıştı.

"Hadi ya? Sadece kendi odalarınızı toplamışsınız. Bunlar eşya değil mi?" diyerek, kolilenmiş olan mutfak eşyalarını ve salondaki mobilyaları gösterdi.

"Bunları tek başıma toplayamazdım. Seher okula gitmişti. Zaten ne zaman iş olsa, o zaman okula gidiyor."

Arda'nın bakışlarını üzerimde hissederken, masum görünmeye çalışarak Tuğçe'ye bakıyordum. Sonunda dayanamayarak bana doğru eğildi ve yanaklarımı sıkmaya başladı.

"Şaka yapıyorum bebişim. Kızdın mı yoksa?"

Yanaklarımdaki acıyla başımı iki yana sallamıştım. Beni serbest bıraktığında Arda'nın bakışlarını Tuğçe'ye çevirdiğini gördüm. Az önceki pozitif halinden pek de eser kalmamış gibiydi. Sanırım Tuğçe'nin rahat bir şekilde oturmasına kızmıştı.

BİR DEFA DENEMEKTEN NE ÇIKAR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin