2

13.6K 131 51
                                    

Kendimi bulamıyorum. Neyim ben? Kimim? Hayata dair hedeflerim neler? Bu kadar zayıf olamam. Aciz ve komik bir durumdayım. Canım çok acıyor. Bana yardım etmek istiyorlar ama onlara izin vermiyorum. Sanırım bu sefer kolay olmayacak. Yaptığım yanlışlardan hep sıyrıldım ama bundan sıyrılması çok zor. Ben bu bataklıktaki en derin yere battım.

Bir defa denemekten ne çıkar?

TUĞÇE

"Alo?"

"..."

"Arda, neden aradın?"

Gür bir öksürükten sonra özlediğim sesi, kulaklarıma doldu.

"Hala abi demiyoruz bakıyorum da."

Bir süre sessiz kaldıktan sonra cevap verdim.

"Beni neden aradın, dedim"

"Açıkçası özledim. Uzun bir aradan sonra benimle görüşmek ister misin bilmiyorum ama lütfen seni görmeme izin ver."

Çoktan ağlamaya başlamıştım bile. Az önceki yaşananlar, şu an umrumda değildi.

"Çıkardın beni hayatından! İyi olmaya başlamıştım ben! Şimdi ne yapmaya çalışıyorsun? Ben tam her şeyi düzene sokarken, hayatımı bir daha mı zehir edeceksiniz?"

Sakin kalmalıydım.

"Tuğçe bak... Ben bıraktım."

"Ne?"

"Satmıyorum artık, bıraktım."

"Nasıl? Babam asla böyle bir şeye izin vermez."

Donmuştum. Açıkçası onunla deli gibi görüşmek istiyordum.

"Kapatmam lazım Tuğçe. Adresini at bana lütfen. Yarın daha uzun konuşabiliriz. Söz veriyorum, sana her şeyi anlatacağım."

Sanki aklımı okumuştu. Tam konuşacakken telefonu kapattı. Programlanmış gibi hızla adresimi yolladım. Telefonun ekran kilidini kapattıktan sonra, dayanamayıp tekrar açtım ve arkasından mesaj attım.

"Yarın mı geleceksin? Saat kaçta gelirsin? Akşam yemeğini birlikte yiyebiliriz. Yapmamı istediğin bir şey var mı?"

Çok uzun sürmeden cevap vermişti.

"Tamam, madem ısrar ettin yarın akşam oradayım. Senin canın ne istiyorsa onu yap, yeter ki beni zehirleme :) "

Uyuz.

SEHER

İğrenç. Resmen ağzımın suyu yastığa yayılmıştı. Ağır hareketlerle yatakta doğrulurken, ne ara uyuduğumu düşünmeye çalışıyordum. Ötmeye devam eden alarmı kapatıp, üstüme tişört geçirdim. Çok sıkışmıştım. Banyoya gitmek üzere odamdan çıktım. Ancak mutfaktan gelen seslerle adımlarım oraya yöneldi.

"Günaydın. Ne bu hal, ne yapıyorsun?"

"Günaydın bebek, temizlik yapıyorum."

"Bu saatte mi?"

İçimden, keşke okul olsaydı diye geçirirken duymak istemediğim o cümleyi kullandı.

"Hadi ayıl da yardım et bana."

Gülümsedi ve devam etti.

"Abim akşam yemeğe gelecek."

"Ne?"

"Kahvaltı ederken anlatırım."

Omuz silkip arkama döndüğümde seslendi.

"Seher!"

BİR DEFA DENEMEKTEN NE ÇIKAR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin