"Hadi ama benim ayağıma gelen sendin. Şimdi bunun kötü bir şey olduğunu mu söylüyorsun? Komik olma küçük kız."
Aşağılayıcı bakışlarıyla gözlerimin içine bakıyordu. Kararsızdım.
"Diğerleri nasıl?"
Sesim titremişti.
"Orda dur bakalım! Bir esrarla uçarsın sen. Alıyorsan al, almayacaksan uğraştırma beni."
Cevap vermeden elimdeki parayı uzattım. Minik poşeti cebime sokuşturdu ve uzaklaştı. Bir seferlikten bir şey olmazdı değil mi?
Çoğu kişi Denizli'de kış mevsimini sevmez ama benim için kış en güzel mevsimdir. Şu anda yağan yağmura içimden küfürler etsem de...
Evimin önüne geldiğimde ıslanan gözlüğümü çıkararak zile bastım. Evim diyordum ama aslında pek de benim evim sayılmazdı. Anneme uzun ısrar edişlerimden sonra, Tuğçe'yle yaşamama izin vermişti. Tabii izin vermesinde, Tuğçe'nin benden yaşça büyük olmasının etkisi de vardı.
"Seher bu ne halin? Sırılsıklam olmuşsun, üstünü değiştir hemen."
Tuğçe her zaman üstüme titrerdi. Belki de annem bu yüzden ona çok güveniyordu. Tuğçe'nin bir eşcinsel olduğunu bilse ne yapardı bilmiyorum. Aklıma gelen düşünceyle sırıtarak odama girmiştim. Cebimden hızla poşeti çıkarıp dolaba sakladım. Kıyafetlerimi çıkardıktan sonra kendimi direkt yatağa attım. Denemekten zarar gelmeyeceğini düşünüyordum. Evet, bunu deneyecektim.
Kapının tıklatılmasıyla aklımdaki düşünceleri kenara çekip "Girebilirsin!" diye seslendim. Tuğçe mükemmel gülüşüyle odaya girerken, benim yarı çıplak bir şekilde yatakta uzanmam sebebiyle kaşlarını çatmıştı. Yine başlıyorduk.
"Kaç kere diyeceğim bu şekilde dolanma diye?"
"Tamam giyiniyorum," diyerek ayağa kalktım.
"Yemek hazır."
"Aç değilim."
Onu yine sinirlendirmiştim.
"Her gün aynı şeyi yapıyorsun. Artık anneni arayacağım."
Yanına yaklaşıp kestane rengi saçlarının ucuna dokunarak konuşmaya başladım.
"Beni şikayet mi edeceksin?"
Başını ukalaca aşağı yukarı salladığında, devam ettim.
"Peki ya ben de söylememem gereken şeyleri söylersem?"
Saçında dolanan elimi tutup yavru kedi bakışlarını atmıştı.
"Hadi ama, seninle yaşamayı seviyorum!"
"Seninle sevgili olmayacağım."
Burnunun ucuna, işaret parmağımla dokunup geri çekildim.
"Zaten bunu istemiyorum!"
"Kesin öyledir!"
Kahkaha attığımda sinirle omuz silkip odadan çıktı.
"Afiyet olsun bebeğim!"
"Ne halin varsa gör!"
Tekrar kahkaha atarken kapımı kapattım. Telefonumu hopörlöre bağlayıp müzik açtım. Adımlarım dolaba giderken hala kendimi sorgulamaya devam ediyordum. Tabii ki her zaman yaptığımı yaparak, yine yanlış yolu seçtim.
Esrarın iğrenç kokusu odaya yayılırken penceremi açmayı akıl etmiştim. Dışarıyı izleyerek düşünmeye başladım. Her şey elimin altındaydı oysa ki. Ne istersem onu yapıyordum, ne istersem onu alıyordum. Evet, biraz şımarık bir kızdım ancak her zaman farklı şeyler denemek istiyordum. Yeni şeyler, her zaman ilgimi çekiyordu. Eğer bir şeyi istiyorsam, yanlış olduğunu bilsem de onu yapardım. Tıpkı şu an yaptığım gibi.
Uyuşturucunun etkisini vücudumda hissetmeye başlamıştım. Hafiften bir gülme geldiğinde, az sonra her şeyi batıracağımı tahmin edebiliyordum. Müziğin sesini çoğalttım. Üstümdeki tişörtü çıkarıp dans etmeye başladım. Sanırım bu his güzeldi. Hatta bu his mükemmeldi. Beynimin uçmaya başladığının bilincinde olsam da, aklımdan bunun sadece tek seferlik olduğunu çıkarmamaya çalışıyordum.
Her şey harikaydı. Duvarlar bile benimle dans ediyordu. Su içmek için surahiyi elime almaya çalışırken yere düşürmem ise, harika olan her şeyi daha da mükemmel bir boyuta ulaştırmıştı. Çok komikti, odamda bir havuz vardı. Tam içine atlayacakken kendimi yatağa fırlatılmış halde buldum. Müzik sesinin yerini, cırtlak bir ses almıştı.
"Gerizekalı, neden camların üstüne üstüne gidiyorsun? Kör müsün sen?"
Kendimi tutamayarak kahkaha attım. Ben bitmiştim.
"Penceren açık ve sen her zamanki gibi üstsüz bir şekilde dolanıyorsun!"
Yatağımda biraz yer açıp ağzımı yayarak konuştum.
"Yanıma gelmek ister misin güzelim?"
Gözlerini faltaşı gibi açmıştı.
"Sen yine ne halt yedin?"
Bir anda ciddileştim. Sanırım ağlayacaktım.
"Bir kereydi, bir daha yok."
Tuğçe'nin cebinden gelen telefon sesiyle irkildiğimde, garip bakışlarını üzerimden çekip telefonunu cebinden çıkardı. Ekrana bakmasıyla odadan çıkması bir olmuştu. Şu anda hiçbir şeyi düşünecek durumda değildim. Başıma geleceklerden habersiz bir şekilde kafamı yastığa gömüp, uyumaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DEFA DENEMEKTEN NE ÇIKAR?
Teen Fiction"Kendimi bulamıyorum. Neyim ben? Kimim? Hayata dair hedeflerim neler? Bu kadar zayıf olamam! Aciz ve komik bir durumdayım. Canım çok acıyor. Bana yardım etmek istiyorlar ama onlara izin vermiyorum. Sanırım bu sefer kolay olmayacak. Yaptığım yanlışla...