Bazen bir hata yaparken, onun hata olduğunu bilmeden yaparız. Bazen ise hata olduğunu bilerek, kendi hür irademizle, isteyerek yaparız. Ben her hatamı isteyerek yaptım. Hiçbirinde başıma kötü bir şey gelmedi. Bu durum, sanırım beni daha fazla cesaretlendiriyordu. Ben akıllanmaz aptalın tekiydim. Şimdiki aklım olsaydı yapar mıydım? Hatamı anlamam için yara mı almam gerekiyordu? Sadece kendime değil, çevremdeki insanlara da zarar veriyordum.
Sen sakın yapma! Senin de canın acımasın. Bu dünyanın temiz ve mutlu insanlara ihtiyacı var.
SEHER
"Merhabalar, merhabalar, merhabalar... Gecenin bu saatinde ne lütfederdiniz küçük hanım?"
"Sessiz ol ve benimle dalga geçme."
Alayla yüzüme bakıp sırıtıyordu.
"Beni arayacağını biliyordum fakat bu kadar erken olacağını düşünmemiştim. Hele ki gecenin bir yarısı."
Gülüyordu ama bu atarlı bir gülüştü. Gerçi bu saatte benim yaptığım şeyi, aklı olan bir insan yapmazdı. Evet, kaşınıyordum ve normal insanların uyuduğu vakitte ben, ne olduğu belli olmayan bir erkekle buluşmuştum. İstediğim şeyin adını hatırlamaya çalışırken o, benden önce davrandı.
"Kokain, değil mi? Hoşuna gideceğini biliyordum."
Aklımı mı okumuştu o benim?
"Evet, iki paket ver."
"Hemen veriyorum, hanımefendi."
Şebek gibi davranarak paketleri çantadan çıkarırken, yüzünde sinsi bir gülüş belirdi. Sırıtarak bana baktı.
"Ekstazi ister misin?"
"Ha?"
"Ekstazi diyorum," diyerek geniş, ağzı kapalı, siyah bir paket çıkarmıştı. İçinden iki tane pembe, şeker görünümlü hap çıkardı.
"Nasıl görünüyor?"
Gözlerim açılmıştı.
"Bu çok tatlı."
"Sen bir de kullandıktan sonra gör, uçacaksın."
Hapları minik bir folyoyla sardı. Daha sonra kokainlerle birlikte ayrı bir kağıda da sarınca aklımdaki sorunun cevabını vererek bana uzattı.
"240 yeter."
Annemin verdiği paranın dibini bulmuştum ama umrumda değildi. Şu an tek derdim gündüz kaptırdığım kokaini denemekti.
"Bir dahaki sefere görüşmek üzere küçük kız," diyerek çantasını sırtına taktı ve uzaklaştı. Ben de ellerimi cebime sokarken etrafıma bakarak, hızlı adımlarla evime doğru yürüdüm. Eve ulaştığımda kapıyı sessizce açarak içeri girdim. Temkinli davranıyordum çünkü, bu defa yakalanırsam durumu toparlayamazdım. Direkt odama geçtim ve pijamalarımı üstüme geçirdim. Kokain paketinin birini açarken, aklıma Arda'nın söylediği şey gelmişti.
"Senin bu kadarcık dediğin toz, 2-3 seferde kullanılıyor."
Evet, sadece bu cümleyi düşünmüştüm. Elimdeki zehir hakkında kurduğu kötü cümleleri, asla aklımın ucundan geçirmiyordum.
Tozun bir kısmını sakince masama döktüm. Heyecanlanmıştım. Elime geçen postiti yuvarlayarak burun deliğime sabitledim. Derin bir nefes alıp verdikten sonra hızla içime çekmiştim. Burnumun sızlaması hapşırma isteği yaratmıştı. Aynı işlemi bir kez daha uyguladıktan sonra burnumu kırıştırıp etrafı temizledim ve telefonumu elime alıp yatağa uzandım. Ekran kilidini açınca, yabancı bir numaradan mesaj geldiğini gördüm. Üstüne tıklarken kalp atışlarımın hızlandığını hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DEFA DENEMEKTEN NE ÇIKAR?
Teen Fiction"Kendimi bulamıyorum. Neyim ben? Kimim? Hayata dair hedeflerim neler? Bu kadar zayıf olamam! Aciz ve komik bir durumdayım. Canım çok acıyor. Bana yardım etmek istiyorlar ama onlara izin vermiyorum. Sanırım bu sefer kolay olmayacak. Yaptığım yanlışla...