Hani böyle aha sıçtık dediğiniz anlar olur ya. Şu an o an. Üzerimdeki ağırlıkla yere yapışmıştım ve bilin bakalım ne oldu? Ölüyorum şu an. Üstümde altı insan müsveddesi var ve karşımda bize kaşlarını çatarak bakan erkekler var. Sıçtık! Net.
"Siz orada ne yapıyorsunuz üst üste?" diye soran Mert'e Tuğçe sinirle "Yer yatağı! Kör müsün? Düştük şurada!"diye bağırdı. Mert kaşlarını kaldırdı ve "Kör değilim. Ve ayrıca düştüğünüzü görüyorum zeki kız. Buraya düşmenizi soruyorum"dediğinde kızlarla bakıştık. "Aslında şöyle"dedi Mine. Devamını getiremedi tabi. "Hani böyle ilkokulda arka arkaya sıraya geçeriz ya. Ellerimizi önümüzdekinin omzuna yerleştiririz filan. Biz de dedik ki" kızlara döndüm ve sonra devam ettim. "Madem veletler yapıyor biz de eğlencesine yapalım. Mutfağa öyle gitmeye çalışalım dedik. Sonra tabi arkada olan arkadaş sakarlık yaptı. Ondan sonra domino taşlarının devrilişi gibi devrildik. Bu yani. Amaaaan! Siz de. Hah" dedim ve ayağa kalktım. Kızlar zaten ayakta oldukları için bende yanlarına geçtim ve çocuklara baktım. İnanmıyormuş gibi bakıyorlardı. Ben olsam inanırdım. Çok güzel kıvırdım yani. Tebrik ediyorum kendimi.
Oğuz "İçimden bir ses bunun tam tersi bir durum olduğunu söylüyor ve yine içimden bir ses sizin bizi dinlediğinizi fısıldıyor. Hangisi?" Diye sorunca Mine hemen "Hiç biri. Olay tam olarak öyle gelişti. Hem size yalan borcumuz mu var. Hem biz niye bu konuyu uzattık. Bence sizinle birlikte oturalım ve hep birlikte film izleyelim. Evet evet film izleyelim" dedi ve Mert ve Oğuz'un arasına oturdu. Yengem diye demiyorum çok kafa kız. Aynı ben! Ah Allahım dünyaya benim gibi birini daha göndermen insanoğlu için ne büyük bir lütuf ya. Ham olsun bana.
Herkes yerine geçince ayakta bir tek ben kaldım. Ve boş yer olarak şansıma bir tek Aras'ın olduğu koltuk kaldı. Niye ben hep en sona kalıyorum?
Yavaşça Aras'ın yanına oturdum ve sırtımı koltuğa yaslayıp televizyona baktım. Eve geldiğimden beri bir kere bile konuşmamıştı benimle. Laf bile sokmamıştı ya! Sabah aramız iyiydi. Ne oldu da bir anda böyle oldu bu çocuk. Aras'a baktım. Dirseklerini dizlerine yaslamış yere bakıyordu. Tekrar televizyona baktım bende. O benimle konuşmuyorsa bende konuşmam."Hangi filmi izleyelim?" diye sordu Mert. "Korku" dediğinde Aras "Hayır ya! Ne korkusu. Altımıza mı sıçalım burada? Hayır korku olmaz. Olmaz korku." Dediğimde Aras "Korku aç Mert. İzlemek istemeyen uyur" dediğinde herkes kafasını salladı. Korkuyor olmam umurunda bile değil. Mert filmi açtığında gözlerimi sıkıca kapattım ve filmin başlamasını bekledim. Allahım lütfen sen bizi zombilerden olası cinlerden ve karabasanlardan koru yarabbim. Amin!
Sesler kesilince yavaşça gözümü açtım. Ekranda hiç bir şey yoktu. Kızın biri odada etrafa bakıyordu. "Kesin şimdi arkasından ruh muh çıkacak. Gerizekalı tek başına niye giriyorsun odalara!" Aras "Sessiz olun iki dakka" dediğinde göz devirdim. Dirseklerimi dizlerime yasladım ve sahneyi bekledim. Kız elindeki fenerle etrafa bakmaya devam edince bende korkuyla çıkacak şeye hazırlıyordum kendimi. Kızın arkasından siyah bir gölge geçince elimle bir yeri sıktım. Aha kız geberecek şimdi. Kamera kızı odağına alıp yakınlaştırdığında kalbim korkudan depar atıyordu sanki. Ölecen sen ölecen. Ayy gençsin de yazık olacak sana. Aniden kameranın önünde bir şey çıkınca yerimde sıçrayıp koltukta oturur pozisyona geçtim ve "Senin ananı avradını soyunu sopunu gelmişini geçmişini yedi sülalenin ceddini" diye bağırdım. "Anneeee. Bizi de yiyecek yaa! İmdaaat. Anneciiimm. Yeme bizi yağ. Allahım bu niye bizi yiyor ya." "Kimse bizi öldürmeyecek Alev. Çık şuradan. Sırtıma yapıştın resmen" dediğinde Aras "Bitti mi film? Öldü mü kız?" "Evet" dediğinde kafamı kaldırdım ve koltukta oturdum. Herkes bana bakıyordu. Daha doğrusu bizimkiler. Çünkü bu gece benden çekecekler. "Alev iyi misin?" diye sordu Merve. "Hıı iyiyim. Ölüyordum burada. Ecel terleri döktüm. Dakka başı Bismillahirrahmanirrahim. Alllahım sen koru diye sayıkladım birinizin umurunda olmadı. Bu gece olacakları biliyorsunuz değil mi?" dediğimde kafalarını salladı bizimkiler. Diğerleri bana bakınca "Hepiniz bu odada uyuyacaksınız. Asla bu odadan kimse çıkmayacak." Dediğimde birbirlerine baktılar. Deniz "Kızım biz niye seninle uyuyoruz. Arkadaşların yanında ya. Sıkışın işte şuraya. Ben gideceğim şimdi. İşim var benim." Dediğinde ayağa kalktım ve kapıyı kilitledim. Sonra anahtarı göğsüme sakladım ve "Kimse bu gece çıkmayacak bu evden. Herkes burada uyuyacak. Nokta." dediğimde Deniz " Alev aç şu kapıyı. Bak benim işim var" dedi. Kafamı iki yana salladım. "Niye çıkmıyoruz onu söyle bari." dediğinde hepsine baktım. "Ölürsünüz."dedim. İlk önce bana öylece baktılar. Sonra birden gülmeye başladıklarında "Ne gülüyorsunuz ya. Bunlar gerçek gerçek. Ruhlar var etrafta cinler var. Ya biri gelir eve girerse. Ya içimizden birinin içine girerse. Ya testere adam gelip hepimizi keserse. Ya beynimizi yemek için zombiler gelirse. Bunlar gerçek olan şeyler." Dediğimde daha fazla gülmeye başladılar. Tabi kimse benim kadar canını sevmiyor.Ben canımı sokakta bulmadım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİDOLU (ESKİ ADIYLA SOĞUK SAVAŞLAR)
JugendliteraturAlev, okuduğu kolejde yanında yandaşları ile hocaların kabusu haline gelmiştir. Yaptığı oyunbazlıklar ile herkesi kendine düşman eden Alev için artık etme bulma dünyası durumu başlamıştır. Onca yaptığı şeyden sonra okulun sahibinin oğlunun okula gel...