''Sana istediğin şeyi vereceğim Jaehyun bana, ne istediğini söyle sadece.''
Taeyong'un derin sesiyle sorduğu soru tüylerimi diken diken etmiş, sırtımdan aşağı soğuk terler akıtmıştı. Gözlerim ürkekçe dudaklarımdaki gözlerine takıldı, beni tam şu an deli gibi öpmesini, tüm vücudumu sarmasını istiyordum fakat ağzımı açıp tek kelime etmeye mecalim yoktu.
"Jaehyun..." Taeyong usulca fısıldadı baş parmağını alt dudağımda dolaştırırken. "Seni istiyorum."
Biliyordum ben de onu istiyordum fakat kelimeler dudaklarımdan dökülmüyordu. Beynimin içi kaos alanına dönmüştü ve kalbimin gürültüsü kulaklarımdaydı.
Söylediğim şey Taeyong'un dudaklarını dudaklarıma bastırmasına yeterken, dişlenmekten şişen dudaklarım ılık dudaklarla buluştuğunda içim titredi. Yıllardır hayalini kurduğum anın içine doğru çekilirken tüm dünyadan kopmuş gibiydim...
Taeyong dudaklarının baskısını artırırken aynı zamanda beni koltuğa yatırmış şortumun açık bıraktığı bacaklarımda parmaklarını dolaştırmıştı. Sıcak elleri tenime temas ettiğinde ürperdim, tüm uzuvlarım deli gibi titremişti.
Taeyong nefes almak için çok kısa bir süreliğine dudaklarımdan çekildiğinde o kısacık süre bile beni boşluğa düşürmüş dudaklarını tekrar dudaklarımla buluşturduğunda kayıp olan parçam tekrar yerine oturmuştu.
Elleri, şortumun üstünden kazağımın içine doğru süzüldü ve ateş gibi yanan tenime dokundu. Parmaklarını göğsümün yanında durdururken, dudaklarını ıslak bir şekilde tekrar ayırdı dudaklarımdan. Parıldayan gözlerini beklentiyle suratıma çevirmiş, dudaklarımdan çıkacak tek bir kelimeyi bekliyordu. Ona beklediği şeyi vermek istiyordum. Öpüşlerinden aldığım cesaretle, "Seni istiyorum." demiştim usulca. "Seni istiyorum Taeyong."
Taeyong'un dudakları söylediğim şeylerle hızla dudaklarımı bulmuş elleri belimden sıkı sıkı tutarak beni yattığım yerden kaldırmıştı. Ellerini kalçalarıma yerleştirirken kucağına kurulmuş beni oturma odasından çıkarışını izlemiştim. Odamı işaret ettiğimde Taeyong usulca odama girerek beni yatağıma bıraktı. Kazağımın eteklerini kaldırırken, sıyrılan kazağımdan tenime vuran soğukluk Taeyong'un dudaklarıyla son bulmuştu. Dudakları vücudumun her yerinde gezindi. Boynuma kendine ait izler bırakmış, göğüslerimi beni zevkten kıvrandıracak şekilde öpmüştü. Islak dudakları her yerimdeydi. Ben, benliğimi yitirmiş Taeyong'un kendi benliğiyle bana hükmetmesine izin vermiştim.
Sonunda beni öldüren dudaklarını vücudumdan çektiğinde hızlıca kazağından ve pantolonundan kurtuldu.
Kıyafetler rastgele yerlere savrulurken gözlerim Taeyong'un şortumu aşağı çeken ellerinde gezindi. Şortumla birlikte iç çamaşırımıda ustaca üzerimden çıkarmış ve bir köşeye fırlatmıştı.
Tüm benliğim ile karşısında uzanırken, onun gözleri bir süre çıplak vücudumda dolaştı ve sertleşmiş penisimi parmakları arasına alarak hafifçe sıktı.
"A-ahh..."
Taeyong aldığı iniltiyle dokunuşlarını hafif hızlandırdı ve sertliğimi ileri geri hareketlerle okşamaya devam etti.
Duyduğum zevk ile gözlerim kapandı, kafamı yana yatırırken alt dudağımı dişledim zevkle.
Taeyong parmaklarını çekerek kendi iç çamaşırından da kurtulduğunda yutkunmuştum o an. Onu tüm çıplaklığıyla ve güzelliğiyle görüyor olmak hâlâ rüyadaymışım hissi veriyordu.
Bacaklarımı aralarken suratıma küçük öpücükler bırakmış ve beklemediğim bir anda penisini içime yollamıştı.
"A-ahh bekle..."
İçimdeki gelgitleri acıdan gözlerimi doldururken dudaklarını elmacık kemiklerime bastırdı. Bacaklarımı sırtına çıkarırken onu en derinimde hissetmiş ve boğuk bir inilti daha salmıştım havaya. Vücudum şimdiden su altında kalmış, saçlarım arsızca alnıma yapışmıştı.
"Ihmm..." Taeyong dudaklarıma tekrar kapandı ve içimdeki baskısını artırdı. Fazla büyüktü, canım yanıyordu fakat değerdi.
Taeyong içimdeki vuruşlarını birkaç saniye daha sürdürdükten sonra içimden çıkarak beni boşluğa düşürmüştü fakat beni kucağına alarak tekrar içime girmesi uzun sürmemişti.
"Hareket et."
Sert sesiyle dizlerimi kırmış kucağında hareket etmeye başlamıştım. Taeyong zevkle dudağını dişlerken, canımın yanmasını göz ardı ediyordum.
Ellerimi sıkıca Taeyong'un omuzlarına geçirirken, kucağındaki hareketlerime hız kattım. İçimdeki şişlik tümüyle başımı döndürüyordu. Bitmiştim, mahvolmuştum, vücuduma çarpan zevk titreşimleriyle içinde olduğum ortamı adeta unutmuştum fakat bu vuruşlara daha fazla dayanamayacağımı biliyordum...
"B-ben bittim."
İkimiz de derin bir inlemeyle rahatladığımızda, gerçek anlamda bittiğimi hissediyordum. Tüm vücudumun zevkten ve acıdan nasıl titrediğini asla unutamazdım...
Taeyong yumuşak kalçalarımı hafif sıkarak kendini içimden çıkartırken vücudum yorgunca düşmüştü yatağa.
Taeyong'da bir süre yatakta uzanmış sonrada usulca kalkıp yerdeki kıyafetlerine yönelmişti.
"G-gidiyor musun?"
"Kalmamı mı bekliyordun?" Kazağını boynundan geçirirken yamuk bir gülüş verdi.
"Biraz daha kalsan olmaz mı?"
"Birlikte olduk diye yakınlaşmadık Jaehyun fazla önemli görme kendini."
Afallamıştım, söyledikleri kaşlarımın çatılmasına sebep olurken o pantolonunu bacaklarına geçirmekle meşguldü.
"T-taeyong?"
"Bak Jaehyun birlikte olduk eğlendik ilerisi olmayacak biliyorsun. Ben meşgul biriyim."
Söylediği şeyler keskin birer bıçak gibi kesmişti kalbimi.
"Ben sanmıştım ki..."
"Sadece bir hayran olduğunu unutuyorsun."
Hayır yanılıyordu, ben sadece bir hayran değildim. Ben ona aşıktım hem de çok, diğer hayranlardan farklıydım.
"O yüzden mi yattın benimle?" Bağırmamla kapıya götürdüğü eli havada kaldı. "Bütün hayranlarınla yatar mısın? Önce onları özel hissetirip sonra yatağa mı atarsın?"
Gözlerini kaçırdı.
"Görüşürüz Jaehyun."
Bu kadar mıydı yani? Beni özel hissettirdikten sonra böyle paçavra gibi bir köşeye mi atacaktı? Beni yalnızca rahatlamak için kullandığı bir vücut olarak görmesi canımı yakmıştı. Göz pınarlarımda bekleyen yaşlar yanaklarımdan dudaklarıma doğru süzülürken gözyaşlarımın tuzlu tadı acı bir iksir gibi yakmıştı dudaklarımı. Az önce Taeyong'un öptüğü tatlı dudaklarım şimdi göz yaşlarımla bir zehirden farksızdı.
⸻ ♡ ⸻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.