mission one

32.8K 1.9K 8K
                                    

"Acıtıyor, Jeongin!"

Jeongin, durmadan kolumu yumrukluyordu. Çünkü, bugün şirkete gitmem gerekirdi, ama uykuyu sevdiğim için gitmiyordum. Bu yüzden Seungmin ve Jeongin yatağımın başında beni uyandırmaya çalışıyorlardı.

"Kalksana ne uyudun!"

"Kalkmayacağım işte anlasana, bi git!"

Diye bağırdığımda gittiklerini sandım. Çünkü sessizleşmişlerdi. Bir anda kafama dökülen su ile ayağa fırladım.

"Manyak mısınız?!"

"Bizim suçumuz değil, sen kalkmadın."

Jeongin kıkırdamaya başladığında koluna vurmuştum. Sinirle ayağa kalkıp, duşa girdim. Onlar ise benim sesimi taklit ederek benimle dalga geçiyorlardı. Sinir bozucu eşşek sıpaları.

Duştan çıktığımda saat'e baktım. Kahretsin! 30 dakika gecikmiştim. Ama patronun kızacağını sanmıyordum. Gayet tatlı, ve yumuşak yüzlü birisine benziyordu. Hemen üstüme dar bir siyah pantalon, ve düz bir tişört giyip koşarak evden çıktım. Seungmin'e evden çıkmadan el salladım sonra panik ile dışarı fırladım. Jeongin dışarı da elindeki cips ile beni bekliyordu.

"Ulan, iki saattir napıyorsun?! Burda beklemekten cips çürüdü!"

Diye söylenmeye başlayınca gözlerimi devirip, omzuna iki defa yürü dermişcesine yavaşca vurdum. Yürümeye başlayınca yine söylenmeye devam ediyordu tabi. En nefret ettiği şeydi Jeongin'in bekletilmek. Ama ağzına cips vererek susturuyorduk.

"Aman tanrım! Burası ne kadar büyük bir sokak!"

Şirkete giden sokaklar ile Jeongin şok olmuştu. Eh bende olmuştum. Çünkü baya güzeldi. Burayı ilk defa görüyorum. Ama mükemmel bir yerdi.

"Hwang şirketi!! Buldum Lixie!!"

Heyecanla şirkete bakıp zıplarken, elindeki cips yere düşmüştü.

"Olamaz!! Lanet şirket! Cips'im yere düştü Felix.. yenisini alamaz mıyız?"

"Jeongin, vaktimiz yok. Yürü şirkete."

Oflayarak yürüdüğünde, yüzünü asmıştı. Ona bakmamaya çalışsamda, kıyamıyordum. Üzülmesine kıyamıyordum, bebek ekmeğin.

"Çıkıştan sonra 5 paket alacağım, asma yüzünü."

Dediğim şey ile yüzüme baktı ve gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Ellerini birbirine vurarak zıpladı.

"Şirketin önündeyiz Jeongin, sakin dur."

"Unutmuşum.."

Yüzünü ciddileştirmeye çalışsa da, yine de yüzü gülüyordu. Önden gelen iki koruma ile Jeongin arkama saklandı. Koruma bizim tam önümüzde durduğunda Jeongin arkamdan ayrılmadan kulağıma fısıldamıştı.

"Bu kim?"

"Ben ne bileyim Jeongin?"

Bizim fısıldaştığımızı gören koruma, yüksek ses ile konuşmaya başladı. Korumanın sesi ile Jeongin olduğu yerde zıplamıştı.

Mission / Hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin