mission seven-2

17.8K 1.1K 836
                                    

"Beni neden çağırmadınız, orospu çocukları!"

Jeongin, elinde ki yastık ile Seungmin'e vurarak bir şeyler söylüyordu. Ben ise gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum.

"Felix, patron ile mi seviştin!?"

Jeongin dedikten sonra duraksayıp gözümü Seungmin'e diktim. O da bana dikmişti. Daha sonra Jeongin'e baktı. Jeongin yalandan gülümseyerek, elinde ki yastığı yavaşça yere koydu.

"Ben en iyisi, gideyim.."

İkimize de, zorla gülümseyerek ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi. Ben gözümü Jeongin'den çekip Seungmine baktım.

"Söyledin mi, hemen?!"

Seungmin, hiçbir şey demeden ayağa kalktığında kolundan tutup geri oturtmuştum.

"Seungmin!"

"Ama bilmesi, gerekirdi.."

Kafasını küçük bir çocuk gibi, eğdiğinde göz devirmiştim, ve kolunu bırakmıştım. Zaten utanç vericiydi. Birde gidip, Jeongin'e anlatması... Çok kötüydü. Ama bu konuyu yine duymak istemiyordum. Bu yüzden boşvermiştim. Seungmin kolunu bıraktığımda, odadan çıkmıştı. Ben de, yatakta duran telefonumu elime alıp, bildirime baktım.

Hjin
Felix

Evden kaçmanın cezası var

Yarın şirkette görüşürüz.

Yongbok
Ben kaçmadım

Seungmin kaçırdı

Görüldü

Evet.. hayatımın tam orta yerine sıçmıştım. Ama o olaydan sonra umrumda değildi.. patron ile.. düşünemiyorum bile. Aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor. Ayrıca sarhoştu. Nasıl hatırladı ki? Ben hatırlamazken bile? Düşüncelerimi bir kenara atıp telefona baktım. Görüldü atmıştı. Lanet adam. Neden bu kadar kaba olmak zorunda ki? Telefonu, derin bir iç çekerek yatağa attım ve odamdan ayrıldım. Mutfağa gidip bir şeyler atıştırma planlarındaydım. Merdivenler ile inerken, Seungmin ve Jeongin'in konuştuğunu gördüm.

"Jeongin! Birde gidip, Changbin ile dışarıda, gezdiğimi de söyleseydin!?"

"Olur, derim."

Duyduğum şey ile gözlerim büyüdü.. ne?? Bu bana sinirlendi? Üstüne Changbin ile gezdimi? Tamam sinirlenmesi normal. Ama bana sinirlenip kendisi başkasıyla geziyor. Hem Changbin'den nefret ediyordu.. napmaya çalışıyor bu??

"Seungmin?"

"Hasiktir.."

Seungmin, arkasını dönüp bana bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. Ben ise tek kaşımı kaldırarak ona bakıyordum. Jeongin'e döndüğümde, sırıtıyordu.

"Sen, Changbin ile dışarıda mı gezdin?"

Seungmin, gülümseyerek iki gözünü de açıp kapadı. Jeongin ise elini ağzına tutmuş gülüyordu. Gülmemeye çalışıyordu, daha doğrusu.

"Ne alakası, var?"

"Seungmin, sıçtın. Sıvama bari."

Seungmin, Jeongine dönüp kes sesini bakışı atıyordu. Jeongin ise hala elini ağzına koymuş gülmemeye çalışıyordu. Jeongine döndüğümde, Jeonginde bana bakmıştı.

"Sana daha sıra gelmedi, Jeongin."

"Ben, ne yaptım?'

Kafamı olumsuz anlamda, salladığımda Seungmin'e bakmıştım. Ama yerinde yoktu. Tekrar dönüp Jeongin'e baktım. Etrafını kontrol ediyordu.

"Benden, bunu saklaman dışında hiçbir şey."

Jeongin gülümseyerek yavaş adımlar ile arkasında doğru, yöneldi. Ben de yorgun olduğum için sadece bir şeyler atıştırıp uyuma kararındaydım. Yarın zaten belalarını sevecektim.

Mutfaktan çıkıp, merdivenlere yöneldim. Merdivenlerden biraz eğilip, Seungminin odasına baktım. Mışıl mışıl uyuyordu. Göz devirerek merdivenlerden çıktım ve odamın önüne geldim. Kapı kolunu tutarak açtığımda, yatağımın içinde peluş ayıcığına sarılmış, bir Jeongin buldum. Üstüne yorganı da örtmemiş salak. Sonra hasta olunca, dırdır edecek..

"Jeongin?"

Bir kere seslendiğimde cevap vermeyince, çoktan uyuduğunu anladım. Yakınlaşıp üstünü battaniyeni örttüm. Elinde ki peluşu yavaşça alarak masaya koydum. Sonra ben de banyoya girip yüzümü yıkadım, pijamalarımı giydim ve yanına yattım. Yarın ne yapacağımı bilmiyordum...

---

Mission / Hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin