"Yapma yah!"
Jeongin durmadan beni gıdıklıyordu, Seungmin ise telefonuyla ilgilenmekten başka birşey yapmıyordu. Jeongin bunu gördüğünde, onu gıdıklamaya başlamıştı.
"Yeter, tamam yeter."
Dediğimde Jeongin aniden durmuştu. Ben Seungmin'e baktığımda Seungmin fotoğraf çekiyordu.
"Salak gibi çıkmışım, bu ne ya?!"
"Sen her halinle mükemmelsin, Lixie."
Diyip, bana kalp yaptı Jeongin. Bende yalandan gülümseyip masadan kalktım.
"Gitme ya!!"
Ben odadan çıkmadan önce bir onlara baktım, Jeongin telefonu almış bu defa Seungmin'in fotoğrafın çekiyordu. Jeongin fotoğrafı çektikten sonra Seungmin hemen elinden alıp, Fotoğrafa baktı.
"Güzel kardeşim, benim."
Jeongin konuştuğunda, Seungmin gülümsemişti. Bende gözlerimi devirip odadan ayrıldım. Mutfağa adımlayıp bir bardak aldım, ve su koydum.Bugün patron işe gelmemişti diye bizi eve geri yollamıştılar. Garip. Bu patron ne karıştırıyor merak ediyordum. Kesin bir boklar var. Zaten gelmemesi iyi olurdu. Bizde kurtulmuştuk.
Kapı sesi duyduğumda, hemen kapıya taraf yöneldim. Elimde su vardı. Kapıyı açtığımda kimse yoktu. Önce kapatmak istedim ama aşağı da bir kağıt olduğunu görünce kapıyı geri açtım.
Kağıdı elime aldım. Bu o dosyaların içinde ki davetiye'ydi. Hani o tacizci sapık patron'un davetiyesi. Önce hiçbir şey anlamasamda davetiye'nin üstünde, oku yazılmıştı.
Kapıyı kapatıp, davetiye ile birlikte içeri girdim. Aklımda bunu kim yolladı, ve neden yolladı sorusu vardı.
"O davetiye de ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission / Hyunlix ✔
Acción"Görevlerime uymak zorundasın." "Hayır, istemiyorum!" ➪➪ ➮Düz yazı ➮Küçük texting ➮Tamamlanmış hikaye ➮Chan & i.n ➮Seungmin & Changbin ➮Minho & Jisung ➮Yetişkin içerik