Sabah uyandığımda yanımda Hyunjin'i görmemle çığlık attım. Ne işi vardı burada? Bir de sarılmışım ona.
"Felix?"
İçeriye elinde ki cips ile giren Jeongin'i gördüğümde koşarak yanına gelmiştim. Jeongin ise şaşırmış gibiydi.
"Hyunjin'in, ne işi var burada?"
Sessiz bir şekilde kulağına söylediğimde, Jeongin göz devirmişti. Kulağıma eğilip o da sessiz bir şekilde söylemişti bana.
"Dün Hyunjin'i sayıklıyordun, bizde çağırmıştık."
Daha sonra geri çekilip cips'ini yemeye devam etmişti. Arkama bakıp son kez kontrol etmiştim Hyunjin'i. Ah.. ciddi ciddi ben mı çağırdım onu resmen?!
"Evden kovalım."
"Ne?"
Jeongin öksürmeye başladığında, dediğim şeyin ona garip geldiğini anlamıştım. Arkama baktığımda Hyunjin sesimize çoktan kalkmıştı.
"Günaydın."
Hyunjin konuştuğunda, ben Jeongin'e baktım. Jeonginde sırıtarak bana. Oflayarak odadan çıkmıştı Jeongin. Bende Hyunjin ile başbaşa kalmıştım.
"Günaydın.."
Mırıldanarak söyledim ama duymuştu. Tahta gibi kapının önünde dikiliyordum. O ise yataktan kalkıyordu.
"İyi, misin?"
Kafamı salladığımda gülümsemişti. Daha sonra olayın şoku ile koşarak, kapıyı açıp çıkmıştım. Tam önümde uykulu bir şekilde saçı başı dağınık Seungmin gördüğümde korkudan 2. Defa çığlık atmıştım.
"Ne bağırıyorsun?"
"Bu ne tip?"
Sorduğum soruya göz devirip banyoya adımlamıştı Seungmin. Benim odamın kapısı açıldığında ise hemen o tarafa dönmüştüm. Hyunjin. Neden sokmuştular patronu evime bu salaklar?
"Her şey, yolunda mı?"
"Ah.. evet, tabii yolunda."
Gülümseyerek kafa sallayıp salona kaçmıştım. Hyunjin ise garip gözler ile bakıyordu bana. Arkama bakmadan koşarak salona geçtim, odayı kontrol ederek mutfağa adımladım. Endişeli bir şekilde tırnaklarımı kemirerek mutfağa geçtiğimde Seungmin seslenmişti bana.
"Felix, iyi misin?"
"İyiyim."
Yalandan ona taraf baktım, gülümseyip önüme geri döndüm. Bu neydi şimdi böyle? Hyunjini niye sayıklıyordum? Ben niye Hyunjine sarılıp uyumuştum? Neler olmuştu dün? Jeongin'in kafama plastik su bardağını vurduğunda, acısı ile bağırmıştım. Bağırmam evde yankılanmıştı. Bu yüzden Seungmin'de dönüp bize bakmış kontrol etmişti.
"Ne bağırıyorsun? Sonra yan komşu gelecek, 'birdi iş giriyiriz sisinizi kisin iki dikiki' diyecek."
"Rüyadayım galiba?"
"Rüyadaysan canın nasıl yandı, gerizekalı?"
Jeongin ses tonunu yükselttiğinde şizofren gibi etrafımı kontrol etmiştim. Jeonginde garipsemişti.
"Salak mısın oğlum?"
"Ben neden Hyunjin'e sarılarak uyudum? Ne zaman eve geldi? Dün ne oldu? Hepsini anlat Jeongin."
Jeongin elinde ki plastik su bardağını masaya koyduğunda Seungmin elindeki boş cips poşeti ile girmişti. Çöp kutusuna atıp, belini masaya yaslayarak bizi izlemeye başlamıştı.
"Şöyle ki, senin gece çok ateşin vardı. Ve ben yanlış doktoru çağırdım. Senin durumun kötüleşti. Hyunjin'i sayıklamaya başladın, bizde Hyunjin'i çağırdık. Hyunjin yanında kaliteli, doktor ile gelip kontrol etmişti. Sonra Hyunjin senin yanına uzandı, sende ona sarılıp uyudun."
"Çok saçma bu."
"Böyle söyleyince gerçekten, saçmaymış."
Seungmin arkadan konuştuğunda Jeongin ve ben ona baktık. Kıkırdamaya başlamış ve yavaş adımlar ile mutfaktan ayrılmıştı. Salak.
"Yani Rüya da değilsin."
"O zaman, az önce ki yanımda uyuyan Hyunjin gerçekti?"
Jeongin kafasını salladığında gözlerimi büyütmüştüm. Ah.. patrona nasıl öyle davranırsın salak Lixie! Koşarak odama geri dönmüştüm. Dudaklarımı ısırarak kapının kolundan tutup açtığımda yanlış zamanda girmiştim. Hyunjin üstündeki tişörtü değişiyordu.
"Felix?"
Yutkunup arkamı dönüp gitmek isterken bana seslenmişti Hyunjin. Bende o an hayatımın en utanç verici anını yaşamıştım.
"Efendim?"
Kısık ve yavaş bir ton ile söylediğimde Hyunjin iki saniye susmuştu. Ona neden sustu diye bakmak için döndüğümde tişörtünü değişmişti bile.
"Ne oldu?"
"Yanlış zamanlama sadece. Özür dilerim. Ben gideyim."
"Felix burası senin evin. Benim evim değil. Unuttun galiba?"
Haklıydı. Benim evimde üstünü değişmeseydi o zaman! Ama giren bendim. Yine haklıydı oç.
"Üstünü değişirken girdim o yüzden."
"Sorun değil."
Sırıtarak bana doğru yürümeye başladığında, kapıya tutunmak istemiştim. Ama kapı tam açık olmadığından tutamamıştım. O ise elimin kaydığını görüp daha fazla sırıtmıştı. Sinir bozucu birisi. Karşısına geçip ne işin var! Defol evimden demek isterdim. Ama işte patron. Sonra sıçar ağzıma.
"Kokun, çok güzeldi."
Köpek, bir de beni mi koklamıştı bu?! Kaşlarımın çatılmasına karşı çıkmaya çalışırken, Hyunjin dibime girmişti.
"Yine koklamak isterim."
Salak gibi bir daha sırıttığında, ona orda tokat atasım gelmişti. Orospu çocuğu. Sinirimi bozdu.
"Nasıl, yan-"
Lafımı, belimden tutup kendine çekerek kesmişti. Bende hemen susmuştum. Zaten yeterince korkuyordum ondan. Şimdi gelip burda itip kaçarsam ne olurdu acaba? Bu yüzden korkudan hiçbir şey yapmıyordum.
"Perfect, scene."
Jeongin ve Seungmin ikisi de aynı anda söylediğinde Hyunjin oflayarak çekilmişti üstümden.
--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission / Hyunlix ✔
Action"Görevlerime uymak zorundasın." "Hayır, istemiyorum!" ➪➪ ➮Düz yazı ➮Küçük texting ➮Tamamlanmış hikaye ➮Chan & i.n ➮Seungmin & Changbin ➮Minho & Jisung ➮Yetişkin içerik