final

24K 1.4K 1.8K
                                    

"Cips, alalım mı?"

"Hayır, Jeongin.. çok geciktim işe."

Jeongin oflayarak, kafasını önüne eğdiğinde ben de elini tutarak daha hızlı gitmeye çalışıyordum. Baya fazla gecikmiştim. Üstüne, evden kaçmam.. onu çok sinirlendirecekti. Jeongin'in sevgilisi Chan, olduğu için sinirlenmezdi tabii.

"Çıkıştan, sonra alırız."

Jeongin zıplayarak, bana gülümseyip önüne döndü. Off daha çekeceğim çok şey vardı. Hyunjin'in siniri ile oynamak, çok kötüydü.. o gün evden kaçmasaydım şuan rahat bir şekilde gidecektim şirkete. Ben bunları düşünürken, önümde ki adama çarpmıştım. Changbin..

"Ah.. özür dilerim. Dalgındım."

"Sorun, değil."

Changbin gülümsediğinde, ben de gitmek için yana doğru kaydığımda o da kaymış, beni durdurmuştu.

"Seungmin'in numarası, sende var mı?"

"Hm?"

Dediği şey ile kafamı kaldırıp ona baktım. Bunlar çoktan flört aşamasına geçmişler.. ama Seungmin'in yeniden birisine aşık olması muhteşemdi. Ama bu adam olması.. zamanında bana taciz etmişti. Belki de sarhoştu.. bilemiyordum.

"Ah.. Jeongin'e sor.."

Yanıma baktığımda, Jeongin yoktu. Tabikii çoktan şirkete girmişti bile. Ben de kapının önünde duran Chan'i gördüğümde, Changbin'i biraz itip yoluma devam etmiştim. Arkama baktığımda Changbin, Jeongin'in yanındaydı bile. Kafamı, iki tarafa sallayarak kendime gelmiştim. Yavaş bir şekilde merdivenlerden çıkarken dua ediyordum. Ölmemek için.. yaşamak için.. kendimi kapının önünde bulduğumda, duraksamıştım. Kapı kolunu tutup, kendime taraf çektiğimde hemen, Hyunjin ile göz göze gelmiştim.

"Hoşgeldin."

Dilimi yutmuş gibi, bir şeyler demeye çalıştım ama olmadı. Sesini duyduğumda, hemen gözümü başka yere ayırmıştım. Hyunjin ise sırıtmıştı. Yeniden, ne yaptığına bakmak için döndüğümde yine göz göze gelmiştik..

"Yakınlaş."

"Hyunjin.."

Sonunda, bir şey dediğimde Hyunjin susmuştu. Ben de etrafı kontrol ettiğimde, 2 koruma vardı. Aman, ölürsem diye. Çünkü ölüm günüm gelmişti. Hyunjin tarafından öldürülecektim.

"Hyunjin, bir daha olmayacak.. cidden yapmayacağım. Özür dilerim.."

Dediklerimi dinlemiyor gibiydi. Ben ise burda işten sıvrılmak için elimden, geleni yapıyordum. Kendime acıyordum.. cidden.. Benim ayaklarım titrerken, o benim üstüme geliyordu. Ani panikle ne arkaya, ne de başka tarafa gidebildim. Ayağım titriyordu, çünkü..

"Özür dilerim.."

"Birdaha, olmayacak.."

Dediğim, şeyler kafamda yankılanıp dururken, o benim önümde durmuştu. Önümde duraksaması, ile yutkunmuştum. Arkama yer var mı diye, baktım.. ama yoktu.. kapının önünde durduğum için.. yoktu.

"Affetmeyeceğim."

Dediği şey ile kafamı kaldırıp ona baktım. Deli gibi sırıtıyordu. Durmadan sırıtıyordu.. durmadan.. şimdiden kalbim, birdaha atmayacakmış gibi atmaya başlamıştı. Gözlerinin içine bakıyordum, ama beynim tamamen başka yerdeydi. Bana nasıl ceza vereceğini.. beni nasıl öldüreceğini düşünüyordum.. bıçak? Silah?

"Görevli."

Hyunjin, benden gözünü ayırıp arkasındaki görevliye döndü. Ama hala önümdeydi. Ve benim kaçmamam için bir santim bile uzaklaşmıyordu. Görevliye seslendiği gibi, görevli hemen Hyunjine bakmıştı.

"Getir."

Görevli kafasını salladığında, dudaklarımda titremeye başlamıştı. Ne getirecek? Silah?? Aman tanrım.. düşünemiyorum bile.. Görevli kafasını salladıktan sonra hızlı adımlar ile, yan kapıdan çıkmıştı. Gözümü ordan ayırıp yeniden Hyunjin'e döndüm. Son kalan gücümle yapmaması için biraz daha, zorlayacaktım..

"Hyunjin, yapma lütfen."

Dudaklarımın titremesi yüzünden, zorla diyebilmiştim bunu.. şuan ne olacaktı? Ölecek miydim, cidden? Gözümü onun gözlerine dikmişken, onun gözleri ellerime inmişti. Ellerimde titriyordu... Tüm bedenim titriyordu. Hyunjin elimden gözlerini çekip geri yüzüme getirmişti. Gözleri benim gözlerime geldiği gibi ben, kafamı eğdim. O ise dudaklarıma bakmıştı.

"Felix. Sana cidden bir şey, yapacağımı mı sandın?"

Dedikten sonra kolumdan tutup kendine çekmişti. Ben ani olay ile kendime gelip gözlerimi sonuna kadar açmıştım. Titreyen bedenim aniden durmuştu. Hyunjin kolumda tutup kendine çekmişti, ve sarılmıştı. Bedeni sıcaktı. Çok sıcak.

"Ama, görevli?"

Kekeleyerek söylediğimde kapı açılmıştı. İçeriye az önceki görevli girmişti. Elinde sadece su vardı. Ama tam göremediğim için biraz daha bakmıştım. Daha sonra hiçbir şey anlamadığım için geri konuşmuştum.

"Ceza?"

"Senin minik bedenine, ceza ağır olamaz mı?"

Dediği şey ile olayı anlamıştım. Sadece korkutmak içinmiş.. ama ben titriyordum.. cidden. Ceza olmaması iyiydi, sonuçta ölmeyecektim. Sadece tamam diyebilmiştim. Daha sonra o konuşmaya başlamıştı.

"Seni ilk gördüğümden, beri çok seviyorum. Ve bu hissi hiç bir zaman yaşamadım. Eğer yaşasaydım.. belki her şey iyi olabilirdi. Sadece aşık oldum. Hiç tanımadığım birisine."

Elini belime sarıp daha fazla, yaklaştı bana. Ben bu sırada dediklerini anlamaya ve beynime anlatmaya çalışıyordum. Hyunjin ise son lafını dedikten sonra yüzüme, doğru gelip dudaklarımızı birleştirmişti.

"Seni, seviyorum."

Mission / Hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin