on yedi K-A

53K 4.7K 5.5K
                                    

Fernweh; daha önce hiç gidilmeyen bir yere hasret duymak.

Kerem göz ucuyla Erhan'a baktığında onun kürdanı dilinde oynatarak dışarı çıktığını gördü ama daha fazla onu takip edemedi. Çünkü Bulut acayip şekilde bağırıyordu.

"Kalbiniz yok ulan sizin, sikinizle düşünüyorsunuz oğlum siz." dedi Bulut sinirle. Konu ne ara tişörtten bu konuya gelmişti anlamamıştı.

Asef kapıyı kapattı korkarak. O da yöneticiden korkuyor olmalıydı. Turgay kaşlarını çattı ve kendisine katiline başlıyormuş gibi bakan çocuğa afallayarak baktı.

"Ne kudurdun lan sen alooo?" dedi Turgay elini sallayarak.

"Gel göstereyim ben sana kudurmayı!" Bulut bağırarak Turgay'ı tuttu. İkisi birbirini iterek ilerlerken Kerem onlara doğru bir adım atmıştı ki kolundan çengel gibi tutuldu.

Dönüp baktığında Asef ona pis bir şekilde sırıtıyordu.

"Siktir et şimdi onları." dedi ve birden kendine çekti.

"Ne yapı-"

Asef dinlemeden sırtını duvar ile buluşturdu. Anında boynuna gömüldüğünde Kerem gözlerini irileştirdi. Şimdi okulda da değillerdi, neden öpüyordu onu?

Dudakları boynunu esir almışken bir süre sonra derisinin üstündeki dudaklar kıvrıldı ve derin bir nefes çekti içine.

"Fernweh..." diye fısıldadı Asef. Kerem kaşlarını çattı.

Onu durdurmuyordu çünkü ilk defa huzurlu hissediyordu. Onun dudakları tenine her değdiğinde cennetin en güzel köşesinde gibi hissediyordu kendini.

Bu duyguyu hissetmek onun için yeniydi. Bu yüzden ne tepki vereceğini bilmiyordu. Daha doğrusu önceden beridir verdiği tepkiyi veremiyordu.

Kerem için Asef bir tanrı gibiydi. Onun cennetine girmek, kendisini özel hissettiyordu.

Asef elini beline koydu ve kendine daha çok bastırdı. Kerem elini havaya kaldırdı ama daha sonra kendine engel olamayarak ensesine yavaşça koydu. Parmaklarının ucu onun yumuşak saçlarına karışmıştı.

"Ne hissettiğini biliyorum." diye fısıldadı. Kerem gözlerini kapatmıştı.

Yeniden boynuna yöneldi ama bu sefer o kadar yavaş öpmüştü ki, Kerem her hücresinde hissetti etkisini. Dünyadan soyutlanmış gibiydi.

"Yalanla kendini kandırmaktansa gerçekle yüzleşmek iyidir." dedi yeniden. Kerem'e bir ders veriyor gibiydi.

Biraz daha duvara yasladı ve kafasının yanlarına iki elini koydu. Çekici bir gülümseme ile suratına bakıyordu.

Dudaklarını yaklaştırıp çenesinden öptü. Ama yetmemiş olacak ki yüzünün her köşesini öpmeye başladı. Kerem son kalan mantıklı yanıyla yüzünü geri çekmeye çalışsada Asef izin vermedi.

Bir nevi şu an ön sevişme yaşıyorlardı.

Asef dudaklarına yaklaşıp sıkı sıkı öptüğünde gözlerini sonuna kadar açtı. Resmen engel olmak istemiyordu.

Asef ensesinden tutup kafasını yan çevirdi ve gülümseyerek daha da sıkı öpmeye başladı. Öyle ki artık ses çıkıyordu. Kerem gözlerini kapattı ve öpücükleri yüzünde karşıladı.

Şu an ne oluyor bilmiyordu ama kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu.

Asef dilini dudağına sürdüğünde karşılık vermek istedi. Zaten sonunda dayanamayıp dudaklarını araladığında onun dili çoktan ağzına girmişti.

Öyle farklı öpüyordu ki, serin sularda yüzüyormuş gibiydi.

Kerem dayanamayıp ağzının içine inledi. Asef ensesinden tutmuşken inlemeye karşılık olarak bir süre öylece durdu ama daha sonra kafasını eğip bir kez daha dudaklarını bastırdı.

Bu güçlü bir darbe gibiydi.

Ya da bir imzaydı.

---

Neden böyle hızlı oluyor derseniz... içimden geliyor ahdhshdh bu hikâyeyi de böyle yazmak istiyorum. Tabi bana göre hızlı değil şimdilik...

Hangi çifti daha çok seviyorsunuz?

Arda-Erhan mı?

Bulut-Turgay mı?

Kerem-Asef mi?

NO:31 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin