sekiz T-B

50.5K 4.6K 4.1K
                                    

Turgay birbirine dolanmış kulaklığını açmaya çalışırken sinir krizi geçirme noktasına gelmişti. Kulaklığı açana kadar yol tamamlanmış oluyordu ve kendisi sadece amip amip hareketlerle kafasını kaldırmadan yürüdüğü ile kalıyordu.

"Ben böyle kulaklığın amına koyayım." diye mırıldandı sinirle.

Tam o sırada yanında bir araba durduğunda dejavu hissi ile kafasını kaldırıp baktı. Ama kafasını kaldırdığı an arabanın arka kapısı açıldı ve bir el kolunu kavrayıp içeri çekti.

"Lan!" diye bağırdı ama olayın şoku ile ne yapacağını bilemezken kapı çoktan kapanmıştı.

Vücudunu dikleştirip kapıdan çıkmak için hareket etti ama hareket edemiyordu. En sonunda akıl edip yanındaki bedene baktı. Asef...

Kendisine sinsi bakışlar atan çocuk iyice korkutmuştu onu.

"Yakaladık ayıyı." Bulut'un sesi geldiğinde sürücü koltuğuna çevirdi şaşkın ve korku dolu bakışlarını. Bulut bir güneş gözlüğü takmış, sırıtarak arabayı sürüyordu.

"Ne yapıyorsunuz lan siz!" dedi öfke ile.

"Siz bizim kardeşimizi nasıl tutup içeri çektiyseniz, biz de aynısını yapıyoruz." dedi Asef rahat bir şekilde. Turgay'ın bakışları ona döndü.

"Ben tek başıma mı içeri çektim kardeşini? Kerem ve Erhan'da vardı." evet kendisi yanıyorsa onlar da yanacaktı.

"Turgey bu kadar hızlı satacağını düşünmezdim. Daha bir dakika bile olmadı..." Bulut dikiz aynasından bakıp alayla konuştuğunda Turgay dişlerini sıktı. İsmini söyleme şekli sinirini bozmuştu.

"Sen sus lan."

"Bence bizim arabımızda, kaçırılmış bir vaziyette ilerlerken bize atar yapmamalısın pezoman." Asef değişik bir kelime söyleyince ona dönüp kaşlarını çattı.

"O ne ya?"

"Ohoo sohbete mi geldik?" dedi Bulut. Sanırım kendisinin dövülmesini bekliyordu.

"Bakın eğer bana bir şey yaparsanız ikinizi de öldürürüm." dedi Turgay ne dediğini bilmeyerek.

"Geri zekalı sana bir şeyler yapsak nasıl bizi öldüreceksin?" Bulut küçümser gibi konuşmuştu.

"Oğlum benim kardeşim bunu yanınıza komaz."

"Beyinleri Kerem, ama en kıyıcıları Erhan he..." dedi Asef internette gezen bir videonun taklidini yaparken. Bulut kahkaha attı.

"Turgey ne oluyor acaba... En malları, evet evet bu."

Asef ve Bulut kendi aralarında gülerken bir yarım saat boyunca Turgay'ı baya bir gömdüler. Bir orman tarzı bir yere saptıklarında Turgay gözlerini irileştirdi.

"Ne yapacaksınız lan bana?"

"Ormana salacağız seni, doğal yaşamına. Aslında kötülük etmedik bir nevi bu senin ve tüm halkın iyiliği için." Bulut hâlâ laf sokuyordu ama Turgay ona sinir olmayacak kadar korkuyordu.

Telefonu aklına yeni yeni gelirken gizli gizli telefonunu çıkarmayı düşündü ama bir el ondan önce davrandı. Asef telefonu iki parmağının arasında tutmuş havaya kaldırmıştı. Yüzünde muzip bir ifade vardı.

"Temiz havaya geldik, radyasyondan uzak durman gerek." deyip telefonunu cebine attı. Turgay derin bir nefes aldı ve tamamen onlara dönük bir şekilde oturdu.

"Oğlum tamam abartmayın, eğer bir şey yaparsanız sizin belanızı harbiden sikerim. Beni delirtmeyin lan." diye bağırdı en sonunda. Araba birden durdu ve Bulut sinirle kapıyı açtı.

NO:31 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin