altmış üç E-A

31K 2.8K 1.3K
                                    

Arda karşısında ki çocuğun hayal kırıklığına uğramış bakışlarını afallayarak izliyordu. Bu bakışları hatırlıyordu, daha önce de bunu yaşamışlardı. Aynı bakıştı bu.

"Yine mi?" diye sordu Erhan, sesi titriyordu. Arda onu her zaman güçlü gördüğü için bu ses tonu tüylerini ürpertmişti.

"Yine mi Arda?" bu sefer sabırı kalmamış gibiydi. Arda bir şey söylemek için dudaklarını araladı ama hemen ardından geri kapattı. Ne diyecekti ki?

Kapıda oluşan hareketlilikten anladığı kadarıyla Bulut ve Turgay gelmişti. Onları görmüyordu ama ikisinin de sesi çıkmıyordu.

"Abi ne oluyor?" telefondan kızın sesi yükseldiğinde Erhan gözlerini Arda'dan çekmeden telefonu kulağına götürdü.

"Kardeşim," dedi kelimeyi bastırırken. "Kapat sen, ben seni arayacağım."

Telefonun ardında ki kız bir şeyler söyledi ve ardından kapattı. Erhan telefonu indirip kenarda duran yatağın üzerine fırlattığında Arda olduğu yerde titredi.

Erhan delirmiş gibi elini saçlarına atıp karıştırdı ve derin bir nefes aldı. Kendini sakinleştirmek istiyor gibiydi.

"Madem kardeşindi neden gizli gizli konuşuyordun? Arda'ya kızmaya hakkın yok Erhan." dedi Bulut sert bir sesle. Erhan'ın delici bakışları aniden ona döndü ve elini saçından çekti.

"Turgay.." dedi Bulut'un gözlerinin içine bakarken ölümcül bir fısıldama ile. "Sevgilini götür şuradan, elimden bir kaza çıkarsa ben karışmam."

Bulut kaşlarını çattı, Turgay'da bir şey diyecekti ama Erhan'ın sinirlendiğinin farkındaydı. O yüzden kavgaya meyilli sevgilisinin kolundan tutup kapıyı aniden kapattı.

"Lan aç kapıyı, bu deli sikmiş herif Arda'ya bir şey yapar." Bulut gitmemek için direniyordu. Arda bakışlarını Erhan'a çevirdiğinde onun sinirden dişlerini sıktığını gördü.

"Erhan ona bir şey yapmaz. Ama sana yapar, yürü." dedi Turgay, daha sonra ise kapının kapanma sesi geldi.

Şimdi ikisi baş başa kalmışlardı, Arda öyle çekingen duruyordu ki ne diyeceğini bilemiyordu. Erhan ise iki elini beline koyup kendisine bakmaya başlamıştı.

"Erhan ben, sen öyle gizli gizli konuştuğunda yanlış anladım." sesi öyle çok titriyordu ki, harfleri bir araya getirip bir kelime söyleyemiyordu.

"Seni nasıl aldatırım ben Arda?" diye sordu Erhan hayret ederek. "Seni kendimden bile daha çok severken nasıl ihanet edebilirim?"

Arda gözlerini kapattı ve kafasını eğdi. Aldığı soluk boğazında ki yumruyu daha da arttırıyor canını yakıyor gibiydi. Kendi kendine kızıyordu, bunu nasıl düşünürdü?

Erhan bir süre bir şey söylemedi ama sinirli olduğu aldığı soluklardan belli oluyordu.

"Ahsen," dedi birden uzun bir sessizliğin ardından. "Ahsen'in ölüm yıldönümü yaklaşıyor."

Arda aniden kafasını kaldırıp baktığında Erhan'ın gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü. Kaşları çatıktı, ağlamak istemediği için bunu yaptığını anlamıştı.

"Annem her zaman onun ölüm yıldönümüne yakın kendini kaybediyor, bu ağlamak ya da ağıt yakmak değil. Aklını kaybediyor. Kendisini o zamanlara şartlamış, onun ölümüne yakın, kızına sahip çıkamadığı için kendini öldürmek istiyor." sona doğru sesi kısılmıştı, Arda bunu fark ettiği için gözlerini kaçırdı.

"Ruhu pek iyi değil." dedi başka bir açıklama bulamayarak.

"Seni yanımda götürmek istiyordum çünkü biraz uzun durmam gerekiyor. Ama annem biraz iyi değil işte. Sen oraya gidersen nasıl olur diye düşünüyordum, ayarlama yapıyordum. Ayarlama yapmadan sana söylemek istemedim çünkü sen ne olursa olsun gelirdin ama geldiğinde pişman olmanı istemiyordum."

Erhan anlattıkça Arda günlerdir düşündüğü sahte düşüncelerden dolayı daha da küçülüyordu.

"Benim için hayatta bir sen varsın, bir de ailem. Seni nasıl aldatırım Arda?"

Arda bakışlarını ona çevirdi, dudakları titriyordu.

"Özür dilerim." diye mırıldandı ama bunun çok işe yaramayacağını biliyordu.

"Anlıyorum, anlıyorum." diye mırıldandı Erhan ve elini belinden çekip yeniden saçlarına attı. "Şüphelendin ettin, ben de şüpheli hareketler yaptım ama kardeşim ağlayarak aradığında, korkuyla annemden bahsederken yanında konuşamıyordum işte."

"Haklısın, ama benim aklıma hiç böyle bir şey gelmemişti." dedi istemsizce. Erhan bakışlarını ona çevirip kırgınca gülümsedi.

"Aklına gelen şeyler benim mayamda yok Arda. Bunu öğren."

"Bir daha asla, asla böyle bir şey düşünmeyeceğim." dedi Arda, Erhan kafasını salladı.

"Umarım." dedi ama sesinden hâlâ kırgın olduğu belli oluyordu.

"Peki..." diye mırıldandı Arda, gözünden bir damla yaş düştü. "Birazcık sarılabilir miyim?"

Hafifçe gülümsedi, Erhan gözlerinin içine birkaç saniye baksa da derin bir nefes alıp kollarını hafifçe açtı. Arda hemen bunu fırsat bilip birkaç adımda yanına gidip sıcak bedene kendini bıraktı. Öyle sıkı sarılmıştı ki Erhan bir adım geriye doğru gitti.

"Seni çok seviyorum." diye mırıldandı Arda. Erhan onu sıkı sıkı sarıp boynundan öptü.

"Emin ol benden daha çok sevemezsin." diye mırıldandı, bir kez daha öpüp gözlerini kapattı. Uzun süredir bu kadar yakın hissetmemişti.

"Seninle geleceğim, ne olursa olsun." dedi Arda kendinden emin bir şekilde.

"Ama daha ayarlamadım ki."

"Olsun, geleceğim." Erhan sıkıntılı bir nefes verdi.

"Bak ben biliyorum malımı." dediyse de Arda aldırmadan beline daha sıkı sarıldı. Ne olursa olsun onunla beraber gidecekti.

İkisi bir süre öylece sarılı halde durdular, sonrasında ise Erhan kasvetinden kurtulup Arda'yı bir bebek gibi kucağına aldı.

"Yalnız o tokatın acısını çıkaracağım. Bu iki oldu." dedi koltuğa otururken.

"Ama istemsiz oldu." Arda suçsuz olduğunu ispatlamaya çalışıyordu şimdi.

"İstemsiz olduğu belli, normalde boyun yetmez. Nasıl hırslandıysan yetişip vurdun." bacağını beline sardı.

Arda gülümsedi ve Erhan'ın boynundan öptü.

Onu çok sevdiğini daha derin hissediyordu şimdi.

***

Diğer bölüm Turgay ve Bulut'un finali olacak

Ondan sonra Arda ve Erhan'ın

Sonra da Asef ve Kerem'in... Kerem ve Asef'in sahneleri üstte ki iki çiftin sahnelerinden birine dahil olabilir...

Hadi bakalım bir devri daha kapatacağız...

NO:31 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin