Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Cause I just wanna party all night in the neon lights til you can't let me go"
Arabanın içerisine yayılan yüksek sesli şarkıya eşlik ederken birden şarkı duraksadı. Selena Gomez'in güzel sesi yerine telefonumun melodisi duyulmaya başladı. İlerlediğim yola dikkatli bir bakış attıktan sonra telefonuma uzandım. Ekranında büyük harflerle "ANNEM" yazıyordu. Gülümseyerek yeşil renge tıkladım ve bakışlarımı yeniden ilerlediğim yola çevirdim.
"Bebeğim, geliyorsun değil mi?"
Önümdeki araba, yol açık olduğu halde duraksadı. İlerlemesi için kornaya bastığım sıra "Evet, anneciğim. Ama trafik oldukça yoğun. Savaş, benden önce gelecektir. O sana yardımcı olur," dedim.
Araba sonunda harekete geçti ancak çok geçmeden yine duraksadı. Bu trafik beni deli edecekti. Yılın son günüydü. Bütün ailem ve arkadaşlarım evimizde toplanırken bir dakikasını bile kaçırmak istemeyeceğim bir yemek için hazırlanıyorlardı.
"Ahh, güzelim. Yardıma ihtiyacım yok. Arkadaşların sağ olsun erkenden geldiler ve bütün yemekleri hazırlamamda yardımcı oldular. Anlayacağın, her şey tamam. Misafirlerimiz de yavaş yavaş geliyorlar. Sen bir an önce gel, yeterli."
Yüzüme gülümseme yayılırken ileride bir yol ayrımı olduğunu fark ettim. Sağa doğru sinyal verdiğimde yavaş yavaş o yola doğru ilerlemeye başladım. Bilmediğim bir yoldu ancak telefonumdan haritayı açarak daha hızlı bir şekilde evime ilerleyebilirdim. Bu trafiği çekmekten daha iyiydi.
Telefon kapandığı sıra yol ayrımına ulaşmıştım. Direksiyonu kırarak dar yola girdiğimde bir oh çektim. Yol boştu. Hızımı artırarak ilerlemeye başladım. Yol kenarındaki ağaçlar, batan güneşin ışığını engelliyordu. Bu nedenle arabanın farlarını açarak telefonuma yeniden uzandım. Bir yolu kontrol ediyor, bir telefonumun haritalar kısmına evimin adresini girmeye çalışıyordum.
Adresini sonunda girdim ancak haritanın belirmesi gereken yerde mavi bir daire çıkıp kendi etrafında dönmeye başladı. Kaşlarım çatılırken adresi yeniden kontrol ettim ancak değişen bir şey olmadı. Mavi daire kendi etrafında dönüp duruyordu. O an gözüm telefonun üst kısmına kaydı ve hat çekişini gösteren üç çizgi üzerine bir çarpı belirdiğini gördüm.
"Hay, aksi! Sırası mıydı?"
Bir yandan yolda ilerliyor bir yandan da sanki faydası olacakmış gibi telefonu arabanının tavanına doğru kaldırıyor, bir sağa bir sola doğru yer değiştiriyordum.
